15 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

TGB, Türkiye Gemisi ve Bataklık Gemisi

"Bir subay için Menemen'i yakan Atam neredesin?" romantizmi yapıp ardından Demirtaş ve HDP'ye özgürlük isteyen gemi, Atatürk'ün gemisi olamaz. Seyit Rızacıların, 10 Aralıkçıların, ABD'den darbe talebinde bulunanların gemisi Atatürk'ün gemisi olamaz. Gemi suda yüzer, bu gemi Mavi Vatan'a da karşıdır.

TGB, Türkiye Gemisi ve Bataklık Gemisi
A+ A-

Nürnberg & Kuzey Bavyera Atatürkçü Düşünce Derneği Eşbaşkanı Ayla Çokbudak'ın şahsında, Turkish Forum - eturkiyeyiz.biz e-posta grubunda bir TGB tartışması başladı.

Yaklaşık bir haftadır süren tartışmada; TGB'nin Türkiye Gemisi'nde konumlanmasına itiraz eden, ilke ve siyasetlerini eleştiren son e-postayı sizinle paylaşıyorum:

"... Sizlerin ne kadar değerli gençler olduğunuzun farkındayız. Atatürk Cumhuriyet’i, devrimleriyle birlikte sizlere emanet etti. Biz Atatürkçüler’in beklentisi de, sizlerin bu emaneti bozulmadan, parçalanmadan sizden sonraki nesillere emanet etmenizdir. Bütün istediğimiz bu. Siz değerli gençleri, rotası İslam Cumhuriyeti olan gemide değil, rotasını Atatürk’ün çizdiği, bilime, eğitime, sanata ve kültüre yönelmiş gemide görmek istiyoruz. Biliyorsunuz ister bir kurum olsun, ister bir kişi olsun, en önemli değer 'GÜVENİLİR' olmasıdır. Sizlere inanıyoruz ve güveniyoruz. Ancak şunu da söylemeden geçemeyeceğim;
'Güven ruh gibidir. Terk ettiği bedene bir daha asla geri dönmez.'
Bakın bugünlerde ekranlara gene "Kamuoyuna duyuru" başlığı altında, çok ağır ithamlarla dolu bir toplu istifa mektubu düştü. Kendisini inandığı, güvendiği kişi veya kurumlar tarafından ihanete uğramış hissetmek, inanın çok acı bir duygu.
Başarılarınızın devamı dileğiyle selamlar ve sevgiler."

Ayla Çokbudak- 13 Şub 2021 - 00:05

Tartışan ve tartışmayı izleyen herkesi geliştiren, karşılıklı yapıcı eleştirilerin olduğu saygı dolu bu tartışma için kendilerine tekrar teşekkür ediyoruz. Bu tartışmadan herkesin beslenmesi için son e-postaya verdiğimiz yanıtı sizlerle paylaşıyoruz. Okumanın kolaylaşması adına paragraf aralarına atılan ara başlıklar sonradan eklenmiştir.

Değerli Ayla Hanım;

"İslam Cumhuriyeti" gibi korkular Türkiye Cumhuriyeti'ne ve Türk milletine güvenmemekten kaynaklanıyor. Mustafa Kemal Atatürk "Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." derken insanları motive etmek, edebi ve süslü bir cümle söylemek niyetinde değildi. Millete ve devrime olan güveni, tarihsel materyalist bir tahlille ifade ediyordu. Elbette bu bir dogma değil, Cumhuriyetimizi, devletimizi koruyacağız ve yücelteceğiz. NATO'ya giriş, Gladyo tertipleri, sağ-sol çatışmaları, 12 Eylül, 24 Ocak Kararları, Gümrük Birliği Anlaşması, suikastler, Ergenekon&Balyoz kumpasları, PKK ve FETÖ terörü ve son olarak 15 Temmuz başarısız darbe girişimiyle Cumhuriyetimiz ve milletimiz büyük badireler atlatmıştır. Nitekim yıkılmamıştır ve daha da güçlenmiştir. Nasıl ki dün İngiliz emperyalizmi ve taşeronlarıyla savaşıp onları yendiysek bugün de Amerikan emperyalizmi ve onun siyasi/silahlı uzantılarıyla mücadele edeceğiz. TGB'yi TGB yapan, asla donmayıp çağlayışını sürdürmesini sağlayan bu siyasi kavrayıştır.

Muhafazakarlara, Din ve Diyanet'e Karşı Düşmanlık Kışkırtması

Öte yandan -şahsınızı tenzih ederek söylüyorum- burada (Turkish Forum) İslam'a ve muhafazakar vatandaşlara dönük de ciddi bir düşmanlık var. 3 e-postadan birisi cami, imam, Diyanet düşmanlığı ve bu paylaşımların asılsız olduğunu da görüyoruz. İmamlar ve öğretmenler, okullar ve camiler karşı karşıya getiriliyor. Uydurma haberlerle düşman yaratılıyor, sonra "kutuplaşmadan rahatsızlık" dile getiriliyor. Elbette Türk milletinin dokusuyla hiçbir şekilde bağdaşmayan aşırılıklarla, tarikat ve cemaatlerle mücadele edeceğiz. Ancak burada da Alparslan Kuytul, Fethullahçılar, Süleymancılar gibi ekiplere "muhalif" diye sahip çıkan bir tavır olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin İslam Cumhuriyeti ya da şeriata yönelmesini isteyen dar gruplar vardır ancak bu muhafazakarların da talebi değildir. Muhafazakarları öcüleştiren bu tutum da doğru değil. Ak Parti tabanını öcüleştirirseniz Türk milletinin önemli bir kesiminden umudu kesersiniz, insan kazanma iddianız ortadan kalkar ve dolayısıyla yıkıcı iktidar planlarına yönelirsiniz. Sonunda yıkılan, yola çıkarken benimsediğiniz ilke ve değerleriniz olur.

BOP Eşbaşkanlığı ve HDP Dostluğu

Gelinen noktada BOP eşbaşkanlığı el değiştirmiştir. Ak Parti içindeki Gül&Davutoğlu&Babacan ve türevleri tasfiye edilmiş, CHP'nin "%99 aynı düşündüğü" müttefiki olmuştur. ABD'de ve Türkiye'de pazarlıklar yapan, meclis kürsülerinden "demokrasi" adına ABD'yi Türkiye'ye müdahaleye çağıran kimdir? Çözüm Süreci'ni yeniden başlatmayı vaat eden kimdir? Kaldı ki CHP'nin 2014 öncesi söylemlerine bakarsanız Çözüm Süreci'ne karşı olmadığı gibi "AKP güvenilmez, biz daha iyi yaparız." diyerek bu göreve talip olmuştur. Akil İnsanlar'ın bölücü toplantılarını basmaya gittiğimizde elbette yanımızda CHP'li, ADD'li dostlarımız da vardı. Ancak CHP Genel Merkezi bu eylemlerimize de karşıydı, Akil İnsanları'ı "demokratik ortamın gelişmesi için olumlu" buluyordu. "AKP değil miydi Habur'dan teröristleri geçiren, OSLO'da görüşen?" diyerek söze başlayan sosyal demokratlar, kör karşıtlıkla HDP'nin yanına düşmüştür. TRT'deki Osman Öcalan dillerden düşmemektedir ama Halk TV, Tele 1 gibi mecralarda HDP'li vekiller daimi programcı gibidir. Kaldı ki Osman Öcalan TRT'de PKK'ya ve HDP'ye karşı açıklamalar yaparken HDP'li vekiller Halk TV'de HDP'yi ve Demirtaş'ı kurtarma yayınları yapıyor. Sözcü gazetesinde "HDP barajı geçmezse mahvoluruz." beyanları yapılıp HDP'ye oy isteniyor. Hepsi bir yana, gemi suda yüzer. Bu gemi Mavi Vatan mücadelesine "Avrupa ve Amerika'yla aramızı açmayalım" diye karşı çıkıyor, teslimiyetçi bir siyaseti savunuyor. Bu gemi bataklık gemisidir.

Atatürk'ün Gemisi ve Bataklık Gemisi

Atatürk'ün emaneti bağımsız bir vatanın üzerinde kurulmuştur. Vatanın olmadığı yerde Cumhuriyet de olmaz. Vatan bütünlüğü çerçevesinde Türkiye Gemisi'ndeyiz. Herkesi bu gemiye davet ediyoruz. Bu gemi içinde ilkeler korunarak herkes birbirini eleştirebilir/muhalefet edebilir. Atatürk'ün Sivas Kongresi'nden Gazi Meclis'e çizdiği ve başarıya ulaştığı rota da budur. Atatürk'ün gemisinde Mehmet Akif de vardır, Diyap Ağa da, Kazım Karabekir de. Kimseyi karşı gemiye itmeye lüksümüz yok.

Güvertesinde "Bir subay için Menemen'i yakan Atam neredesin?" romantizmi yapıp ardından Demirtaş ve HDP'ye özgürlük isteyen gemi, Atatürk'ün gemisi olamaz. Chatham Houselarda Abdullah Güllerin rolünü devralan gemi Atatürk'ün gemisi olamaz. Seyit Rızacıların, 10 Aralıkçıların, ABD'den darbe talebinde bulunanların gemisi Atatürk'ün gemisi olamaz. "Ermeni Soykırımı vardır, özür dilemeliyiz." diyenlerin gemisi Atatürk'ün gemisi olamaz. "Devletçilik güncel değil" deyip IMF'ci olanların gemisi Atatürk'ün gemisi olamaz. Gardrop Atatürkçüsü bile olmayan, "dostları" rahatsız olmasın diye sloganlarda bile Atatürk'ü terk eden gemi nasıl Atatürk'ün gemisi olabilir? "Tayyip gitsin de kim gelirse gelsin, nasıl giderse gitsin." ilkesizliği, vatansever insanlarımızı kör karanlıklara ve kirli ittifaklara sürüklemektedir.

Türkiye gemisi içinde de yanlışlar vardır ve herkes bu yanlışları dile getirme hakkına ve sorumluluğuna sahiptir. Türkiye gemisi içinde de çelişkiler ve çatışmalar vardır. Bunlar elbette olağandır. Türkiye, içinde bulunduğu vatan savaşında aynı gemide birleşmek zorundadır. TGB, kurulduğu günden beri emperyalizme, gericiliğe ve bölücülüğe karşı mücadele vermektedir. O yüzden tutarlılık ve güvenilirlik TGB'dedir, gençlik içinde rakipsiz bir kurumdur.

Roketimiz Düşse Sevinecek Kör Muhaliflik ve Bilim Düşmanlığı

"Bilime, sanata yönelmiş gençlik" diyorsunuz lakin bu grupta Türkiye'nin uzay çalışmaları aşağılanıyor, küçümseniyor. Bu e posta grubunda Türkiye'nin roketi düşse sevinecek kötümser bir atmosfer var. Bilimi de mi "AKP'nin bilimi ve CHP'nin bilimi" diye ikiye bölüyoruz? Türkiye uzay çalışması yapıyor, "ben nasıl katkı sunabilirim" diyeceğimize "Aktronot diyelim", "uzayda Türkçe ezan okunsun" diyelim diyerek karalamaya çalışılıyor. Bu grupta önder biri olarak sizin de siyasi muhalefetle bilim düşmanlığını birbirine karıştıran bu anlayışlara tepki göstermeniz beklenir. SİHA ve TEKOFEST gibi çalışmalar da "Damat yapıyor." diye küçümsenmişti. Sapla samanı birbirinden ayırmak gerek.

TGB, Bilim, Kültür, Sanat ve Vatan Mücadelesinde Gençliğin Önderidir

TGB'li gençler, üniversitede okudukları bölümlerde uzmanlaşmakta; öğrenci toplulukları, Kırmızı Beyaz ve TaLeBe başta olmak üzere yerel-ulusal onlarca dergide bilim, kültür, sanat faaliyetleri yürütmektedir. Yapay zeka, kültürel miras, savunma sanayi, edebiyat vb. alanlarda üniversitelerde düzenlenen konferansların öncüsü TGB'dir. Bu etkinliklere de Ak Partili, CHP'li, MHP'li, Vatan Partili, İyi Partili gençler katılmaktadır. Bilimi ve sanatı da siyasi kamplara bölmeyiniz.

"Kamuoyuna Duyuru" diye istifa edenler kimlerden alkış almakta ve istifa edip nereye gitmektedirler, buna bakmak yeterlidir. Türk milleti kavramını benimsemeyen, HDP'ye net tavır alamayan, millete güvenmeyen, Dersimcilik, mezhepçilik yapanlar, Türkiye Gemisi'nden atlayıp bataklık gemisine gitmektedirler.

Atatürk'ün "Cumhuriyet Düşmanı Cumhuriyetçiler" Uyarısı

Son olarak, Atatürk'ün Nutuk'taki şu uyarısını bilinçlere çıkarmakta fayda var:

"Gelecek nesillerin Türkiye de Cumhuriyetin ilanı günü, ona en merhametsizce hücum edenlerin başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla farz etmeyiniz! Bilâkis, Türkiye'nin münevver ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların hakikî zihniyetlerini tahlil ve tesbitte hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir."

1927 (Nutuk, Cilt II, S. 831)

İyi dilekleriniz ve açtığınız tartışma için teşekkür ederiz.

Saygılar, sevgiler.

Furkan Kaplan

TLB Genel Başkanı

TGB Genel Başkan Yardımcısı

TGB CHP TLB Furkan Kaplan