Komşunun gözüyle Bayık ve Karayılan

Aysel Tuğluk, BDP'nin kayıtsız milletvekili.

Sözcülük imalı yazmayı seviyor.

Dönemeçlerde İmralı'yı şerh ediyor.

Taha Akyol'a mektubu da öyle.

"Bildiklerimden ve anladıklarımdan hareketle" yazıyorum diyor (Hürriyet, 13 Eylül 2013).

Sadece olmuşlarla sınırlamamış kendini.

Olacakları şimdiden şerh etmiş!

Haber veriyor: "Öcalan legal alana ilişkin ciddi önermelerde bulunacak."

***

Gündem "açılımın kaderi" ya.

Teminatçı: "PKK, süreci hiçbir şekilde bitirmez. Stratejik olarak sürece denk bir yaklaşım ve yapılanma içerisindedir."

Rahatlatıyor! "Savaş seçeneği önümüzdeki birkaç yılda işlem dışıdır."

"Birkaç yıl" sonra?!

PKK'nın amentüsü: "Elde var silah."

Bırakacağız demediler zaten.

***

Aysel Hanım, bir işaret fişeği atıyor..

"Yıl sonuna kadar Kürt siyasetinde demokrasi, pragmatik hedefler, işleyiş, çalışma tarzı, söylem ve eylem, kişiler, aktörler v.s. hususunda büyük değişiklikler beklenmeli."

Diğerleri bir yana..

"Kişilerde, aktörlerde büyük değişiklik" ne demek?

Dere geçilirken yine at mı değiştirelecek?

Dere bir türlü geçilemiyor galiba.

***

Temmuz başındaki KCK kongresini..

Murat Karayılan gönderilmesini ..

Cemil Bayık'ın getirilmesini.. Tam anlamlandıramadık daha?

Üç ülkede.. Üç büyük gelişmeye dikkat çekelim sadece.

KCK kongresinden önce:

Suriye: Esad, staretejik üstünlük sağladı.

Irak: Maliki-Barzani uzlaştı.

Türkiye: Taksim, AKP'yi çizdi.

***

Peki, Tahran nasıl okuyor KCK'daki operasyonu?

"Karayılan Batı'ya tamamiyle itaatkâr."

Sonuç?

"Karayılan masaya oturulacak biri değil."

Sizinkilerin oturduğu söylendi?

"Her ne ise, biliyoruz ki söylüyoruz."

Bayık?

"Bölgeye daha yakındır."

Tercümesi: İran'ın dilinde "bölge", öncelikle İran ve Irak'tır.

Soru: Söyledikleri doğru mu?

Cevap: Devletler için "doğru", kendi çıkarıdır.

Ama: Dikkate alınır..

***

İkinci kez ertelenen..

Kasım'da toplanacağı söylenen Kürt kongresi..

İran'da niye önemsemiyor?

"Türkiye'nin tersine.. Kürt hassasiyetimizi abartmak istemeyiz."

İşin gerçeği:

Bir: İran için Kürt sorunu öncelikle Türkiye'nin meselesidir.

İki: Yük almaktan kaçınır. Kürt sorununda topa en son girmeyi tercih eder.

Üç: Diğer ülkelerin Kürtleriyle düşman olmak istemez.

***

Kulis..

İslamcı bir kaynaktan.

Kongre'nin Eylül toplantısı için "her şey" hazırdı.

Eşbaşkanlar isimlendirilmişti.

Şimdi zora girdiği söyleniyor.

***

Niye ertelendi?

Diyarbakır'ın tecrübeli bir gazetecisi.

"Suriye'deki gelişmeleri görmek istediler."

Kasımda olur mu?

"Zor. Örgütler arasında farklılaşma artıyor."

Örnek: Barzani ile PKK arasındaki makas açılıyor.

***

Barzani'nin Bağdat'a yaklaşmasına yeni bir örnek.

Yazdım (13 Eylül).

Irak Başbakanı Ankara'ya Sünni asıllı Meclis Başkanı'nı gönderdi. Usame Nuceyfi'yi.

AKP'nin "barışalım" talebi üzerine.

Heyetin bileşimini sonradan öğrendim.

Boğaz'da bir gemide yemek yiyorlardı.

Maliki, heyete Barzani'lerden Fuat Masum'u da dahil etmiş.

Ayrıca, Şii El Hekim grubundan üst düzey bir isim.

Erdoğan, Maliki'yi mezhepçilikle suçluyordu ya.

Bağdat heyetle mesajını vermiş:

"Irak, Sünni-Şia ve Kürt birliktedir."

Çankaya'daki kabulde Gül de farkediyor:

"Anlamlı bir heyet."

***

Ortadoğu'da dengeler değişiyor.

Yeni bir bölge kuruluyor.

Din ve etnik farkları aşma çabaları öne çıkıyor.

Kurbanlar pahasına.

Ramazan el Buti (84) gibi.

Suriyeli Kürt asıllı din alimiydi. Nakşibendi tarikatından.

Semboldü. Suriye'de olanlara "fitne" diyordu.

Beşar Esad'ı destekliyordu.

Camide öldürüldü (21 Mart 2013).

Batı destekli çeteler tarafından.

Yeni öğrendim.

AKP hükümetine ve Fethullah Gülen'e mektup yazmış.

"Mezhep fitnesine mahal vermeyin" diye.

Her tarafa çağrı: Mektupları açıklayın lütfen!

***

Son söz:

Bir: AKP-PKK, açılamıyorlar.

İki: Kürt milliyetçileri kongre yapamıyorlar.