27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İbrikçi kompleksi

Hüsnü Uçar

Hüsnü Uçar

Eski Yazar

A+ A-

Varsayalım ki bundan 200 sene önce Osmanlı İmparatorluğu zamanında çarşı içinde bir umumi tuvaletteyiz.O zamanlar çeşme sistemi olmadığı için ibrikler kullanılmaktadır.Tabii ki umumi tuvaletin sorumlusu ve ibriklere bakan bir de görevli adam varmış.Çarşıda vatandaşın biri fena halde sıkışmış.Neredeyse altına kaçıracak.O telaş içinde acele ile son anda umumi tuvalete geliyor.Tuvalete girmeden önce ibriklerden birini kapıyor.Tam o sırada ibriklerin sorumlusu olan adam sert bir şekilde müdahale ediyor. "Hop,hoop o ibriği değil öbürünü alacaksın" diyor.Aslında, ha o ibrik ha diğeri tabii ki birşey farketmez.Ama adamımıztartışacak halde değil.Altına kaçırmak üzere.

Görevlinin işaret ettiği ibriği alıp içeri giriyor.İhtiyacını giderip rahatlıyor.Malum bir deyiş vardır; "Türkün aklı ya kaçarken, ya da ................ken gelir" derler.Adam da rahatladıktan sonra içerden çıkarken ibrik talimatının saçmalığından dolayı görevliyi fırçalamaya niyetli. "Ulan bana bak ,ha bu ha diğeri.Sanki ne farkedecek ki? " diye soruyor.Görevli adam da, tam bir ağır abi pozlarında "eee o kadar da forsumuz olsun artık " diyor.

Acaba günümüzde bu tuvalet ibrikçisi benzeri insanların sayısı kaçtır.İfade edilen duygu çok net ; "forsumuz olsun" . Yani psikolojik olarak egosu tatmin olacak.Diğer insanlara "hort-zort emirler ve talimatlar verecek,bağırıp çağıracak" ve tabii ki rahatlayacak.Kimi zaman deneyimlerini aktarıp nasihatlar verecek.Karşısındakinin sözünü rahatça bölebilir.O çok önemli bir insandır.Devlet dairelerinde üst düzeybir görevi vardır.Müdür veya müdür yardımcısı olur.Hiçbir şey olmasa ibrikçibaşı olur,herkese müdahale eder.Büyük odalarda ,büyük masaların arkasında ve büyük koltuklarda oturmayı çok severler.

Bir insan neden başkan,yönetici,şef veya müdür olmayı ister? Görünürdeki en yaygın gerekçe "birisinin de elini taşın altına sokması lazım" sözleridir.Yani toplum için o kendini feda edip sorumluluğu üstlenmiştir. "Ben başkan olmayı kendim için istiyorsam namertim;herşeyi sizin için yapıyorum" derler.Bu açıklamalar size mantıklı geliyor mu?Eğer mantıklı oldğunu düşünüyorsanız o mantığınız ile beraber size mutluluklar dilerim.

Acaba insan psikolojisinin derinliklerinde bulunan ve biliç dışımızdan kaynaklanan başka nedenleri olabilir mi? Fıkradaki ibrikçinin söylediği " forsumuz olsun" nedeninin altında yetersizlik duyguları olabilir.Bazen de altta yatan bir aşağılık kompleksinin tatmini de olabilir.Kişi ne kadar büyük makamlarda oturursa içindeki aşağılık kompleksinin de o oranda küçüleceğini zannediyor mudur?