27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AKP mecbur: Ya Esad, ya PKK

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Siz de farkındasınız. Suriye’de yeni bir şeyler oluyor. Söylenecek çok şey var.

Ağır hataları sayıp dökmek kolay.

Fakat: Öfke zamanı değil.

Önceliğimiz: Türkiye’nin önünü açmak.

***

Sahada olanlara bakalım.

Şubat sonuna doğru. Gelişmeler birden hızlandı.

Önce IŞİD, El Bab’tan çekilmeye başladı. Kontrol TSK’ya geçti.

Fırat Kalkanı’nda güneydeki hedefe varılmış oldu.

Anlamı: Türkiye, Rusya üzerinden bölgeyle yakınlaşmış... Sonuç da almaya başlamıştı.

Suriye krizinin başından beri bir ilkti bu.

***

Fırat Kalkanı, Türkiye için doğru istikameti göstermişti.

Tek çare vardı: Bölgesel ittifak.

Atılması gereken adımlar belliydi: Suriye ve İran’la da stratejik yakınlaşma.

***

AKP iktidarı ne yaptı?

Tayyip Erdoğan-Donald Trump telefonla görüştü (8 Şubat 2017).

Sonrasında olanlar oldu.

ABD’yle temas, ziyaret trafiği hızlandı.

CIA Başkanı Michael Pompeo geldi (9.2.2017).

Dışişleri, savunma bakanları görüştü.

ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford İncirlik’e indi (17.2.17).

Açıklanan gündem: Rakka’da IŞİD’e karşı orta operayon.

***

Türkiye cephesindeki gelişmeler bakıyoruz.

Ankara-Washington müzakerelerinin hayli kapsamlı olduğu anlaşılıyor.

ABD’nin hesabı: Türkiye’nin de katıldığı Sünni cepheyi kurmak.

Görünüşte: İran ve Şia karşıtlığı.

Gerçekte: İslam ülkelerini mezhep temelinde kavgaya çekmek.

***

Temel amaçlar değişmiyor:

Musul’dan Akdeniz’e koridor.

Enerji kaynaklarını kontrol.

İsrail’e güvenlik.

***

Maalesef: Türkiye’den açıklamalar ABD’nin istediği gibiydi.

Erdoğan Körfez seyahatine çıktı. Bahreyn’de konuştu (13.2.17).

İran’ı Fars milliyetçiliğiyle, Irak ve Suriye’yi bölmekle suçladı.

Suriye için söyledikleri tehdit gibiydi: Suriye’de güvenli bölge ilan edilmeli. Burada bir milli ordu kurulmalı.

Anlamı: Suriye ve İran’a düşmanlık daveteyesi çıkarılmıştı.

AKP bölgede tekrar başa dönmüştü adeta.

Rusya üzerinden binbir tavizle köprüler kurulmuştu.Şimdi kendi eliyle yıkıyordu.

***

Bu arada: IŞİD, taktik bir hamle yaptı.

Rakka yolu üzerindeki Tadif’i de boşalttı.

Öngörülmüyordu.

Malum: Rakka, IŞİD’in Suriye’deki başkenti konumunda.

Suriye ordusu beklemedi hiç. İlerleyip Tadif’e yerleşti.

Sonra kuzey doğuya yöneldi. PKK/PYD’nin elindeki Münbiç’e dayandı.

***

Sahadaki manzara şuydu.

Bir: Türkiye’nin Rakka yolu kesilmişti.

Artık El Bab’dan Rakka’ya gidemezdi.

Gerekse, istese, doğru olsa bile.

***

(Not: Aslında gerekmiyordu. Doğru da değildi.

Fakat: Burada önemli olan IŞİD’in yaptığı hesap.

IŞİD, Rakka operasyonuna Türkiye’nin katılmasını istemiyor.

Çünkü: IŞİD’e göre Türkiye’nin konumu özel.

Rakka yöresinde Sünni Araplar yaşıyor.

Harekata Türkiye katılırsa... Sünniler IŞİD’den kolay kopabilirdi.

Halimize bakın: Bölgede Türkiye hariç herkes ince hesap yapabiliyor.)

***

Asıl konuya devam edelim.

İki: Suriye’nin Münbiç’e ulaşması hayli önemli.

Zira: PKK/PYD’nin üç kantonu fiilen birleşti artık. Suriye üzerinden ve dolaylı da olsa.

Malum: Doğudaki Cezire ile Aynelarap (Kobani) daha önce birleştirilmişti. ABD tarafından.

Şimdi zincire Afrin eklenmişti.

***

Anlamı: PKK için koridor tamamdı.

En doğudaki Cezire’den en batıdaki Afrin’e.

Silah, insan, ticari malların nakli mümkündü.

***

Sonra bir şey daha oldu.

Suriye ordusu Münbiç’e davet edildi.

Davet eden: PKK/PYD’nin yerel komiteleri.

Arabulucu: Rusya.

Ya ABD? Ona da haber verilmişti. Onayı alınmıştı yani.

Sonuç: Münbiç’te Türkiye ile PYD arasında Suriye ordusu girmişti.

Suriye bayrakları çekilmişti aradaki köylere.

***

Sorabilirsiniz: Suriye niçin kantonların birleşmesine izin versin?

Türkiye, PYD’nin üzerine yürüyecekti. Onları niçin korusun?

PYD, Suriye vatanında en azından federasyon istemiyor mu?

***

Cevap, Türkiye’nin aymaz politikalarına bağlı.

AKP hükümeti ne yapıyor hâlâ?

Örtülü Esad’sız Suriye hesapları...

Suriye için “milli ordu” kurma hevesleri...

Meşrû Suriye hükümetiyle değil ABD’yle ortaklık çabaları...

Suriye ve İran’a karşı “Sünni Cephe” kurma hayalleri...

***

Esad yönetiminin ihtiyacı belli.

Zaman kazanmak, güç toplamak... Sonunda ülkesini birleştirmek.

Tam birleştiremiyorsa “özerk” bölgelere razı olmak... En azından bir süreliğine.

Yani: Esad’ı kantonları kabul etmeye Türkiye zorluyor.

***

Ya Rusya ve İran’ın rolü?

Altını çizelim: Rusya ve İran, Suriye’de belirleyici kuvvetler.

Esad yönetimi, ikisine rağmen böyle tercihler yapamaz.

Şimdilik şunu kayda geçirelim: İran Türkiye’den fazla rahatsız.

Hem: Türkiye’nin ABD ile işbirliği arayışından...

Hem de: Rusya’yla birlikte İran’ı dışta bırakmasından.

***

Özet: AKP liderliğinin önünde iki seçenek kaldı.

Ya: PKK kantonlarına razı olacak.

Istikamet: Türkiye’de iç savaş ve bölünme.

Ya da: Suriye’yle ittifak kuracak. Doğrudan ve hemen.

Türkiye’nin tek şansı bu artık.

İstikamet: Huzur ve birlik. Hem Türkiye’de, hem bölgede.

***

Bilelim, Türkiye ve Suriye’nin kaderi birleşti.

İki ülke birbirine fazlasıyla muhtaç.

Umarım: Kurtarılan Suriyeli pilot bir vesile olur.

***

Son söz: Ülkesini böldürenlerin iktidarda kaldığı görülmemiştir