20 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

27 sayılı fasıl

Hakan Topkurulu

Hakan Topkurulu

Gazete Yazarı

A+ A-

Uluslararası ticarette ortak anlaşılabilirlik sağlamak için mal gruplarının tasnif edildiği, sınıflandırıldığı GTİP (Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu) kavramı bulunmaktadır. İlk iki hanesi ana mal grubunu tanımlar. Toplam 12 haneye kadar çıkan GTİP numarası uluslararası alanda yapılan ticarete konu malın en detay tanımına kadar gitmektedir. Örneğin 08. 08. 10. 80. 00.13 GTİP nosu ile "Golden cinsi elma" tüm dünya gümrüklerinde ve ticaret örgütleri ve tüccarları tarafından bilinmektedir.

Bu yazının konusu olan 27 sayılı fasıl ise “Mineral yakıtlar, mineral yağlar ve bunların damıtılmasından elde edilen ürünler, bitümenli maddeler, mineral mumlar” olarak isimlendirilir. Bizim bilmemiz gereken ise; akaryakıt, doğalgaz ve kömür gibi enerji ürünleri bu fasıl içinde yer almaktadır.

ENERJİ SORUNU

27 sayılı fasıl bugün Türkiye’nin başındaki en önemli “enerji” sorunu olarak duran konunun uluslararası ticarette en rahat tanımlanabilecek başlığı denilebilir.

Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşın en önemli kozlarından biri, belki de en önemlisi Rusya’nın elinde bulunan doğalgaz, akaryakıt, uranyum kaynaklarıdır. Amerika’nın Hazar Denizinden Basra Körfezine kadar onu çevreleyen ülkelere olan ilgisi, özellikle Çin Halk Cumhuriyeti'ni enerji konusunda kontrol ederek, teslim alma politikasının sonucudur.

Venezuela gibi bir ülkenin önemi, yine dünyanın en büyük akaryakıt rezervlerinin üstünde oturmasıdır.

Bunu daha çok fazla detaylandırabiliriz.

İTHAL İKAMESİ

Türkiye’de bu konunun karşılığı ise cari açıktır. 2023 yılı Ocak ve Şubat aylarında toplam 64 milyar 319 milyon dolar ithalatın 15 milyar 536 milyon doları bu fasıla (27) aittir. Yani toplam ithalatın yüzde 24’ü enerjidir. Ağırlıklı olarak akaryakıt, doğalgaz ve kömür bu ithalat rakamının içinde yer almaktadır.

2019 yılında toplam 210 milyar 345 milyon dolar ithalatın 41 milyar 731 milyon doları 27 sayılı fasıl yani enerji idi. Bu da toplam ithalatın yüzde 20’sine denk geliyordu. Bugünkü dünya koşullarında ise 2022 yılı toplam ithalatı 363 milyar 710 milyon dolar ve bu toplamın yüzde 27’si olan 96 milyar 548 milyon dolar enerjiye harcanmıştır.

Ak Parti iktidarı millileşme sürecine girdiği 2014 yılından bu yana çok planlı da olmasa bir ithal ikamesi programı yürütmüştür. Bu yapılan uygulama sonucunda “enerji ve altın” haricinde Türkiye cari fazla vermeye başlamıştır. Ama sonuç yine cari açıktır. Oluşan bu cari açık sizin yıllarca yaptığınız bu yatırımları genel ekonomi açısından baktığınızda sonuç alamamış biçimde göstermektedir.

NÜKLEER ADIMLAR

Karadeniz’de doğal gaz rezervi, Güneydoğu’da petrol yatakları keşfedilmektedir. Mersin Akkuyu tamamlandığında, Türkiye’nin halen kurulu gücünün yüzde 10’u kadar enerji üretme yeteneğine sahip bir nükleer santralimiz olacaktır. Ayrıca Sinop’ta bir nükleer santral daha planlanmakta ve kendi teknolojimizi geliştirerek Trakya’da bir nükleer santral daha yapmak düşünülmektedir. Doğu Akdeniz'de yer alan hidrokarbon enerji yatakları keşfedilmeyi beklemektedir.

Bunlar bugünkü iktidar tarafından yapılan plansız, ama olumlu sayılabilecek gelişmelerdir.

ÇİÇEK-BÖCEK İŞLERİ

Ortak Politikalar Mutabakat Metninin enerji ile ilgili 128. sayfadan başlayan vaatlerine baktığımızda ise sıradan her partinin yazabileceği bir program karşımıza çıkmaktadır. Öncelik cezalara verilmiş bir program bulunmaktadır. Biraz da karbon salınımı, yeşil, çiçek-böcek alın size muhalefetin enerji programı. Türkiye’nin ekonomide çözmesi gereken ana konusu enerji bu kadar basit ele alınmaktadır.

BEYLİKOVA'YA DİKKAT

Eskişehir-Beylikova ilçesinde bulunduğu söylenen ve dünyanın Çin’deki rezervden sonra ikinci büyük rezervi olduğu söylenen nadir elementler (694 milyon ton) madeni çok önemle üzerinde durulması gereken bir konudur. 1980’lerde Türkiye Bor madeni atıklarından lityum üretmeyi başarmıştır. Bu lityum değerlendirilmeye başlanmıştır. Bu olumlu bir gelişmedir. Rüzgâr ve güneş enerjisi santralleri kurulmaya başlanmıştır. Bu santraller yenilenebilir enerji kaynakları olduğu için çok önemlidir. 2021 yılında rüzgâr santrali toplam kurulu gücün 11.42’sini oluştururken 2023 yılı son aylık raporda kurulu güç olarak rüzgâr santrali yüzde 10.95’idir. Güneş enerjisi santrali ise 2021 yılı genelinde kurulu güç yüzde 0.98 iken bu oran 2023 yılı Şubat ayında yüzde 9.31’e yükselmiştir.

Hidrojen kaynaklı enerji geleceğin tükenmeyen enerji kaynağı olarak görülmektedir.

GIDA KADAR ÖNEMLİ

Enerji konusunda yazılacak daha çok konu var. Şunu bilmeliyiz ki, enerji artık gıda kadar önemli ve stratejik bir konudur.

Enerji özel sektöre bırakılamayacak kadar önemlidir. Enerji bugünden yarına düşünülecek bir konu değildir. Enerjinin merkezi olarak planlanarak, yatırım ve araştırma-geliştirmeye dönmesi gerekmektedir.