19 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ağaçkakan Vali -(TAMAMI)

Ferhan Şensoy

Ferhan Şensoy

Eski Yazar

A+ A-

Edirne valisi, Selimiye Camisi’ni çevreleyen yüzyıllık ağaçları kestirtmiş, caminin görülmesine engel oluyorlar diye! Caminin görünmemesi mümkün değil ki? Kuran kursuna gelen Mimar Sinan’dan habersiz çocuklar ağaçlardan ötürü, yolu mu bulamıyorlar? Edirne’de Selimiye’nin yolunu bilmeyen yoktur. Edirneli değilim, ben ezbere biliyorum. Camiyi görmek için ziyaret etmek gerekir. Uzaktan görmenin bir sevabı olduğunu sanmıyorum. Üstelik pek yakında yapılacak “TOKİ”sel gökdelenlerle cami görüş açısı kalmayacak. Cuma’ya koşuşturan müteşebbis iş adamlarının cami çevresinde otopark sorunu mu var?

Asırlık ağaçların kesilmesi için üst makamlara danışmış mı vali? Selimiye Camisi’ni yıktırıp yerine AVM yaptırtma yetkisi olmayan valinin, asırlık ağaçları kestirme yetkisi de olmaması gerek. Kim veriyor, neye binaen valilere bu yetkileri? Vali yetkisini sorgulamadan kafasına göre mi davranıyor? Ona bu özgüveni kim, ne amaçla şırıngalıyor?

Padişahın kendi adına yapılan camiyi görmek üzere İstanbul’dan atla geldiği yoldan gireceksin Edirne’ye. Önce iki minare göreceksin, yüzyıllık ağaçların arasından fışkıran.

-Yapa yapa 2 minare mi yapmış bu Sinan!

padişahsal öfkesiyle mahmuzlayacaksın atını. At “124. Murat” marka bir araba da olabilir. Çok yaklaşınca göreceksin ikisinin arkasına gizlenmiş öbür iki minareyi.

-Aşkolsun Sinan!

diyeceksin, padişah bile olsan, ağaçkakan Edirne valisi!

Önce bir mimari şaheseri olarak bakmayı öğreneceksin camiye, cuma günleri cemaat toplantıları yapılan, borsa kahvesi olarak değil! Mimar Sinan’ın bizim Leonardo da Vinci’miz olduğunun bilinciyle bakacaksın Selimiye’ye, eğer Leonardo da Vinci’den haberin varsa!

Televizyon’da gördüm ağaçların kökünden kesilişini. Çevresini saramayacağım kadar büyük kimi ağaçların çapları. Köklerini söktürmeyi akıl edememiş ağaçkakan vali. Akıl etse bile, kökü çok derinde asırlık ağaçların. Ağaçkakan kök kakamaz zaten! Kolay değil onları kökünden kazımak. Baharda dört bir yanından filizlenecek kestiğin ağaçlar, sandığından çok daha çabuk büyüyecek kökü asırlar dibindeki fiştekler, orman olacaklar Selimiye Camisi’nin çevresinde. Mimar Sinan’ın ruhu şad olacak.