Sabrı taşmış akıllı çocuk

Okula müfettişler gelmiş. Kimi öğrencileri sorguya çekmişler.

-Aileniz evde size herhangi bir slogan öğretiyor mu? diye soruyor çatık kaşlı müfettiş.

Salak bu müfettiş, diye düşünüyor çocuk. Sokaklar sloganla inliyor, maçlarda tribünler slogan atıyor. Slogan evde aileden öğrenilen bir şey değil. Yeni çıkan kimi sloganları, aile çocuğundan öğreniyor! Düşündüklerini söylemiyor akıllı çocuk;

-Biz ailece slogan sevmeyiz! diye yanıtlıyor soruyu.

-Aileniz hangi partiyi tutmanız gerektiğini söylüyor? sorusunu ifraz ediyor çatık kaş.

Duralıyor, henüz seçmen yaşına ulaşmamış çocuk. Hangi partiyi tutmak gerektiği konusunda ailenin bir yönlendirmesine gerek yok. İktidardaki partinin, yolsuzlukları, hırsızlıkları ayyuka çıkmış, her gün bir genç ölüyor. Aptal değil ki çocuk, iktidardaki partinin tutulmaması gerektiğini biliyor.

-Biz ailece parti tutmayız! diye savuşturuyor soruyu akıllı çocuk.

-Öğretmeniniz size siyasi herhangi bir şey öğretiyor mu? sorusu geliyor müfettişten.

Aslında kimi öğretmenler resmen mevcut iktidarın savunucusu, diğer partilere çamur atıyorlar. Din propagandası yapıyorlar. Fakat müfettişe bunları söylemenin bir yararı olmayacağını düşünen akıllı çocuk;

-Hayır!

yanıtını veriyor.

-Evinizde ya da okulda ayakkabı kutusundan söz ediliyor mu? sorusunu ifraz ediyor çatık kaş.

Okulda ve evde yapılan bütün espriler ayakkabı kutusu üstüne! Okul tuvaletlerinin duvarlarında bu konuda Tosun, imzalı vecizeler var! Soruyu soracağına, okul tuvaletlerini dolaşsa ya, diye düşünüyor akıllı çocuk.

-Hayır!

yanıtıyla savuşturuyor soruyu.

-Erdoğan’ı mı, Atatürk’ü mü daha çok seviyorsun? sorusunu patlatıyor müfettiş.

-Tabii ki Atatürk’ü! Ya siz? diyor, sabrı taşmış akıllı çocuk.