19 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ağlatmayın Mücap ağbimi!-(TAMAMI)

Ferhan Şensoy

Ferhan Şensoy

Eski Yazar

A+ A-

Galatasaray Lisesi ortaokul birinci sınıftayım. Leman yengem beni her hafta sonu tiyatroya götürüyor. İlk izlediğim, Fatih Şehir Tiyatrosu’nda Cahit Atay’ın iki perde olarak oynanan iki oyunu; Pusuda ve Sultan Gelin.

Feridun Karakaya, Fuat İşhan, Hale Rakunt beni çok etkileyen oyuncular. Feridun Karakaya’yı, sinemadan Cilalı İbo olarak tanıyorum zaten. Öbürlerini o gece tanıyorum. Her hafta yeni bir oyun izliyor, yeni oyuncular keşfediyorum; Necdet Mahfi Ayral, Bedia Muvahhit, Vasfi Rıza, Fadıl Garan... Tiyatroya meylim onlar sayesinde başlıyor. İlk tiyatro okulum oluyor Şehir Tiyatrosu.

İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda yapılan tüzük ve yönetmelik değişikliklerini protesto için Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu önünde toplantılar yapan arkadaşlara katılamadım. Turneden turneye koşuşturmaktayım. Haftada sekiz gün oynamazsam Ses Tiyatrosu da bir alışveriş merkezi olmak tehdidiyle karşı karşıya. Gönlüm onlarla beraber. Beyoğlu’nda başka bir meydan muharebesi vermekte Ortaoyuncular.

-Ben buraya gözyaşı dökmeye gelmedim, sizi alkışlamaya geldim! diyor Mücap Ofluoğlu ve fakat gözyaşlarına engel olamıyor. Nasıl olsun? Muhsin Ertuğrul’u hatırlıyor, kendi tiyatro döneminin mufassal tarihini yazmış sevgili, saygıdeğer Mücap ağbi.

Ağlayan fotoğrafı var gazetede. Ben de ağlıyorum fotoğrafa bakarak. Binbir avuç alkış sana Mücap ağbi.

Şehir Tiyatrosu, yani Darülbedayi Cumhuriyet öncesinde kurulmuş, çökerayak Osmanlı’nın bu sanata ilgi gösterilmesi gereğini farketmesinin ürünüdür. Muhsin Ertuğrul’un bizi evrensel sanat ortamına sürüklediği cem evidir.

Kimsenin Mücap Ofluoğlu’nu ağlatma hakkı yoktur. Sayıyla kendinize gelin efendiler. Kendini efendi sayanlar. Efendi kıtlığı ayyuka çıktı!

Ne acayipmiş lan bu ileri demokrasi! Nerden nereye geldik!

Ağlatmayın benim Mücap ağbimi!

“Nedense iktidarlar hep son olarak tiyatroya bulaşır. Tiyatro bütün hükümetleri korkutmuştur. Bir hükümet tiyatrodan korkmaya, onu yok etmeye başlamışsa sonu gelmiştir.” diyor Gülriz Sururi.