14 Mayıs 2024 Salı
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Altın Fırsat toplantıları

Hakan Topkurulu

Hakan Topkurulu

Gazete Yazarı

A+ A-

Rusya, 24 Şubat 2022 tarihinde, Atlantik güçleri tarafından gerçekleştirilen, Asya’yı batıdan kuşatma operasyonunu yarmak için Ukrayna üzerinden saldırı başlattı. Bu operasyona karşı dünya birkaç gün içinde neredeyse çok net bir şekilde tarafını belli eden açıklamalar yaptı. BM Genel Kurulunda yapılan oylamada, dünyanın gerek coğrafi gerekse de nüfus çoğunluğu olan ülkeler, Rusya’ya yönelik yaptırımlara karşı çıkarak, tarafını Asya olarak belirledi. Atlantik ülkeleri olarak tanımlayabileceğimiz, bugün dünyayı hegemonyası altında tutmak için çalışan ABD ve NATO üyesi Avrupa ülkeleri, taraflarını Rusya karşıtı cephede belirlediler.

DÜNYA DEVLETLERİ RUSYA ETRAFINDA KENETLENİYOR

Bu cepheleşme yeni başlayan bir süreç değildi, özellikle ABD’nin dünya jandarmalığı için tüm dünya ülkelerine yaptığı baskılara karşı tepki başlamıştı. ABD’nin Afganistan’dan, deyimin tam karşılığı ile arkasına bakmadan kaçması, Kazakistan’da 2-3 gün içinde Asya ülkelerinin de desteği ile bastırılan kanlı darbe, Türkiye’de ABD’nin gladyo örgütü FETÖ’nün, 2016’da kanlı bir şekilde devlet içindeki yapılanmasının çökertilmesi, Suriye’de ve Türkiye’de “kara gücüm” dediği PKK’ya (SDG, YPG) öldürücü darbeler vurulması, ABD’ye verilen tepkilere örneklerden birkaçı. Rusya’nın başlattığı bu yarma operasyonu ise ABD ve Atlantik ülkeleri için öldürücü darbe anlamına gelecek kadar güçlü bir çıkış oldu.

Başta ABD, tüm Atlantik ülkeleri bu saldırıya karşı müthiş bir dirençle cevap vermeye kalktılar, hâlâ devam etmeye çalışıyorlar. Ancak Rusya’nın beklendiğinden daha dirençli çıkması ve dünyadan soyutlanacak derken tam tersine dünya devletlerinin Rusya etrafında daha sıkı kenetlenmeye başlaması, ABD’nin tüm planlarını yıkmak üzere.

‘NE ŞİŞ YANSIN NE KEBAP’POLİTİKASI SÜRDÜRÜLEMEZ

Türkiye’de ise Ak Parti iktidarı, Rusya ve Atlantik arasında denge , “ne şiş yansın ne kebap” şeklinde tarif edilecek bir politika izlemeye başladı. Bu politika 24 Ağustos tarihine kadar neredeyse sorunsuz diyebileceğimiz şekilde çalıştı. Rusya ve Ukrayna, Antalya’da karşılıklı görüşmelere başladı, en son tahıl yüklü gemilerin Ukrayna’nın Odesa ve diğer limanlarından ayrılarak dünyaya tahıl gönderme (bu gemilerin neredeyse tamamı tahıl üretim ve tüketim dengesinin olduğu zengin Avrupa ülkelerine gitmiş) işlemi başarıyla yürütüldü.

Vatan Partisi’nin, buna karşın başından beri “denge politikasının sürdürülebilir olmadığını” açıklaması ise sümen altı edildi, duymazlıktan gelindi.

Rusya ve tüm dünya ülkelerinin direnci yanında, zaten Atlantik ülkelerinin özellikle 2000’li yılların başından bu yana içinde oldukları ve derinleşen ekonomik açmaz, ABD’nin başka önlemler alması gereğini ortaya çıkardı. Bu önlemlerin başında, Türkiye’nin Rusya’ya karşı izlediği denge politikası vardı.

Türkiye’de işler yolunda gidiyordu; Tahran’da yapılan üçlü zirve sırasında Sn. Cumhurbaşkanı, Rusya Devlet Başkanı Putin ile olumlu sonuçları olan toplantılar yapmış ve karşılıklı ticareti 25-30 milyar dolar aralığından 100 milyar dolara çıkarma sözleri vermişlerdi. Bu ilişkiler Türkiye için altın fırsat değerinde gelişmelerdi.

Bu arada, bu 100 milyar dolar karşılıklı ticareti gerçekleştirmek için Türkiye’de, Vatan Partisi, Rus devleti ile birlikte, Rus ve Türk iş insanlarının bir araya geleceği “Altın Fırsatlar” toplantısını düzenlemeye çalışıyordu. Ben de içinde olduğum için yakından biliyorum, Türk iş insanlarından hangisinin kapısını çalsanız, bu toplantılara katılım için müthiş bir ilgi alıyordunuz. İş o hale gelmişti ki, toplantıya davet edilmek isteyen Türk iş insanlarının tümünü toplantıya dahil etmek, maddi olanaksızlıklar nedeniyle mümkün değildi, aralarından seçme yapmak zorunda kalınacak bir duruma gelinmişti.

ABD’NİN MÜDAHALESİ VE BAKAN NEBATİ’NİN TUTUMU

Ta ki, 26 Ağustos günü Wall Street Journal denilen, ABD’nin derin devletinin yayın organlarından birinde, ABD hazine Bakan Yardımcısı tarafından TÜSİAD’a hitaben “Rusya’ya ABD’nin uyguladığı yaptırımları bozan ilişkiler içine girenlere de yaptırım uygulanacağına” dair bir mektubun ulaştırıldığı açıklanana kadar.

ABD, sürecin kendi aleyhine tam olarak döndüğünü tespit etmiş ve müdahale etmek zorunda kalmıştı.

Vatan Partisi tarafından sürdürülemez olarak değerlendirilen “Rusya ve Atlantik arasındaki denge politikası” gerçekten sürdürülemez hale geliyordu.

Daha önce el altından gönderilen bu mektup, istenen etkiyi tam olarak yaratmadığı düşünülmüş olmalı ki bu kez WSJ tarafından yayınlanıyordu. Ak Parti iktidarı bu mektuba karşı Hazine ve Maliye Bakanı Sn.Nureddin Nebati tarafından atılan bir tivit ile yanıt verdi. Bu aslında yanıt falan değil, ABD’ye teslim olma açıklamasıydı. Bu yetmezmiş gibi daha sonra Nebati, Yeni Şafak gazetesine verdiği demeçle, bu mektubun sadece TÜSİAD’a değil TOBB ve MÜSİAD’a da verildiğini açıkladı.

Nebati yaptığı açıklamada “ABD’nin uyguladığı yaptırımları bozdurmayacaklarını” söylüyordu. Tamam, yaptırımları bozdurma, 100 milyar dolar ticaret hacmini nasıl gerçekleştireceksin?  ABD yaptırımlarında, Rusya’dan doğal gaz, petrol alma diyor. Sen bunlara uyacak mısın? Uyabilecek misin? Ak Parti, Nureddin Nebati’nin çizgisine teslim olursa, bölünür ve iktidarı seçimlerden önce kaybeder. Fiilen iktidarda olsa dahi, artık yönetemeyen durumuna girer.

ENGELLENEMEYEN ORGANİZASYON

Bu gelişmelere paralel, eylül ayının sonunda planlanan “Altın Fırsat” toplantıları ile ilgili olarak ilgili kişilere, bu toplantıların DEİK’in katılımı ile yapılacağı söylendi.

Bu değişiklik üzerine Vatan Partisi “Bu organizasyon engellenemediği için, organizasyon komitesinin içine ABD tarafından yönlendirilen güçler sokularak, bir şekilde işlevsiz hale getirileceği gerekçesi ile çekildiği” açıklaması yaptı. Türkiye 2014 yılından bu yana Atlantik’ten kopma ve Asya içinde yerini alma sürecine girmiştir. Bu süreç çok güçlü bir şekilde yürümektedir. Bu sürece direnmeye çalışan her kim olursa olsun bu sürecin karşısında direnemeyecek ve yıkılacaktır.

Zafer çok yakın zaman içerisinde Atlantik’e karşı direnen Asya güçlerinin olacaktır.