02 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Altın Portakal’da görmek istediklerimiz

Mustafa İlker Yücel

Mustafa İlker Yücel

Gazete Yazarı

A+ A-

Altın Portakal’da FETÖ’yü mağdur gösterme çabası vatanseverlerin hızlı müdahalesiyle boşa çıkarıldı. Şimdi yeni bir konuyu gündeme getirebiliriz.

Aydınlık Kültür Sanat Sayfası yöneticilerinden Rozerin Doğan tartışmalara önemli bir boyut getirdi: Festivallerde umutsuzluğa ödül veriliyor!

Batı hayranı aydın ve sanatçılar, bireysel bunalımları öne çıkararak karamsarlık yayıyor. Halbuki Türk milleti, bırakalım 200 yıllık vatan, bağımsızlık ve hürriyet mücadelesini sadece son on yılda yaptıklarıyla sanatsal üretime eşsiz malzemeler sundu. Peki bugün neden toplumsal mücadele kültür dünyamızın temel gündemi olmuyor?

FETÖ’cüleri sevindiren, milletimizi umutsuzluğa sürükleyen, niteliksiz macera veya argo komedi filmlerine mahkum değiliz!

Silopi’de Yarbay Necmettin Tetik’in nefesiyle küçük bir çocuğun ellerini ısıtması ilham alınacak bir andı. Tetik, bir sene sonra çatışmada gözünü kaybetti… İzmir’de mermisi bitene kadar teröristin üstüne doğru koşan Fethi Seki’nin cesareti, ağzında unutulmuş lokmalarla dalıp giden emekçinin yaşam telaşı, üreticinin alın teri, ekmeğini yerin altından çıkarırken tepesine bireysel kâr sistemi çöken madencinin yürek atışı, depremzedenin hüznü, Trabzon’da köyünde yokluklar içinde çalışıp Avrupa Şampiyonu olan Buse Naz Çakıroğlu’nun hırsı, Mavi Vatan’ın kara görmeyen sularında nöbet tutarken sevdiklerini düşünen subayın özlemi, liyakatsizliğe, haksızlığa karşı duranların, mülakatlarda hakkı yenenlerin öfkesi, uyuşturucu tüccarını, magandayı, mafyayı karşısına alanların cesareti, ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.’ diyerek milletinin ve insanlığının önünü açan bilim insanlarımızın öğrenme ve öğretme merakını, Diyarbakırlı annelerimizin gözyaşını, namuslu insanlarımızın faziletlerini…

Kültür sanat dünyamız yetenekleriyle, birikimiyle yürekleri coşturabilir, özgüven aşılayabilir, umut yükleyebilir. Zorlukları aşmada kuvvet kaynağı olabilir. AB’den fonlanan ısmarlama filmleri değil milletinin mücadelesinden, duygu ve özlemlerinden beslenen filmleri izlemek, konuşmak ve tartışmak istiyoruz.

FETÖ