19 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Annesiz bebek -(TAMAMI)

Ferhan Şensoy

Ferhan Şensoy

Eski Yazar

A+ A-

Televizyon izleyicisi değilim. Nadirattan oturuyorum karşısına, ne gibi salaklıklar var acaba aptal kutusunda, diye kanaldan kanala slalom yapıyorum. Hızlı bir kanalgezerim denilebilir.

Flash TV’de yıllardır sürüp giden düğün şenliği tam gaz devam. Hemen başka kanala zıplıyorum. Eyvah “Jöleli!”. Anında tıklıyorum; Cüppeli Ahmet! Ağzını açamadan değiştiriyorum kanalı. Bütün yandaş kanallarda başbakan var. Hızla geçiyorum hepsini. Başka bir kanalda ilginç bir haber: Venezuela Televizyonu, Chavez’in cennette Che Guevera tarafından karşılanışını çizgi film yaptı. Filmde gülümseyerek karşılıyor Che Chavez’i. Filmin senaryosu bana ait; 11 Mart tarihli “Güle Güle Komandante Chavez, güle güle Jerome Savary” başlıklı Aydınlık yazım. Senaryom için telif istemem. Aydınlık’ın Venezuela’da okunuyor olmasının keyfi yeter bana. Çizgi film bitince değiştiriyorum kanalı. Kim milyoner olmak ister? Ben istemem Kenan, sağol! Zıplıyorum başka kanala; eyvah Nazlı Ilıcak! Derhal tıklıyorum. “Pis Yedili” isimli televizyon dizisi.

Evin kapısındaki kadın kucağındaki üç ya da dört aylık bebeği, evin kapısını açmış kadına uzatıyor. Bir şeyler söylüyor. Kapıyı açmış kadın bebeği kucaklayarak yanıt veriyor. Dedikleri duyulmuyor. Çığlık çığlığa ağlayan, bakışları endişeli bebeğin yaygarası onların sesini bastırıyor. Kapıdaki iki oyuncu kadından biri sanırım rol gereği bebeğin annesi, öbürü kimbilir kim? Bebek çevresine bakınıyor, annesini arıyor.

İçeri girip oturuyorlar, ayyuka çıkıyor bebeğin ağlaması, ağzına emzik dayıyorlar, emzik de bastıramıyor annesini arayan bebeğin feryadını, ip gibi yaş akıyor gözlerinden. Mealen anlaşılan; annesi olmayan filim icabı annesi, bebeği annesi olmayan öbür kadına emanet ediyor. Bebek avaz avaz debeleniyor, zaptedilemiyor. Annesini arıyor fırdolanan yaşlı gözleri. Susturmak için başını okşuyor rol icabı annesi. Sen benim annem değilsin, dercesine çığlık çığlığa isyan ediyor bebek.

Pis Yedili’deki temiz yüzlü güzel bebeğin gerçek annesi, sette bebeğin rolünün bitmesini ve üç kuruş yevmiyeyi bekliyor. Bebeğin büyüyünce ünlü olacağını düşlüyor! Öyle bir şey olmayacak annesi, dizinin ilerleyen bölümlerinde bebek büyümüş olacak, sizinkinin yerine üç yaşında bir çocuk kullanılacak, sizin yanınıza kar kalan bebeğe ettiğiniz acımasız eziyet olacak.

Bebeğin emanet edilmesi sahnesi, kimbilir kaç kez çekilmiştir?

-Bebek görünmüyor!

-Bebek kameraya baktı!

-Bebeğin alnında ter var, ter alınsın!

gibi nedenlerle, tekrar tekrar çekilmiştir o sehne.

Sahur vakti, perişan bebeği sırtlayıp eve getiriyor gerçek anne, cebinde üç kuruş figürasyon yevmiyesi.

“Analık Davası” oyunnun yazarı Bertolt Brecht’e sorsak; bu durumda kim bu çocuğun annesi?

-Hiçbiri! O annesiz bir bebek!

derdi herhalde Brecht.