Avrupa silahlanmanın bedelini halka ödetecek
Avrupa Birliği (AB) resmen “yeniden silahlanma dönemine” girdi. 27 AB devlet ve hükûmet başkanı, 6 Mart 2025 Perşembe günü Brüksel’de olağanüstü toplanarak, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’nin sunduğu “ReArm Europe” planını onayladı. Avrupa’nın savaş yanlısı küreselci liderlerinin, özellikle de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un dillendirdiği “stratejik özerkliğe” sahip bir Avrupa için önemli bir adım atıldığı iddia edildi.
Brüksel Zirvesi’nde kabul edilen silahlanma için askeri yatırımların artırtılmasında kullanılacak 800 milyar avroluk bir bütçe belirlendi. Üye devletler savunma harcamalarını yüzde 1,5 artırarak toplam 650 milyarlık silah üretimi yapacak. Geri kalan 150 milyar avro, Komisyon'un piyasalardan borçlanmasına ve üye devletlere borç vermesine olanak tanıyan yeni bir savunma aracından gelecek.
“Yeniden silahlanma çağındayız. Avrupa savunma harcamalarını büyük ölçüde artırmaya hazır.” diyen Ursula von der Leyen, planını açıklarken “Bu, Ukrayna'yı desteklemenin kısa vadeli aciliyeti kadar kendi Avrupa güvenliğimiz için çok daha fazla sorumluluk üstlenmemiz gereken uzun vadeli ihtiyaç.” dedi.
MİLLİYETÇİLER ENGEL
Jacques Delors Enstitüsü Başkan Yardımcısı Nicole Gnesotto, areion24.news sitesine yaptığı açıklamada, Avrupa’nın silahlanmasının nedenin “Rus tehdidi ve Trump ile birlikte ABD’nin belirsizliği” olduğunu ifade ediyor. “Avrupalıları savunmaya daha fazla harcama yapmaya, savunma sanayilerini uyumlu hale getirmeye ve silahlarını modernize etmeye iten de budur.” diyor.
Gnesotto, “Milliyetçiliğin yükselişinin Avrupa güvenliği üzerindeki etkisi ne olacak?” sorusuna, “Ortak bir savunma nihayetinde birlikte ölmek anlamına gelir. Bu da üye devletler arasında yüksek derecede bir dayanışma ve siyasi bütünleşme yönünde bir çaba gerektirir… Milliyetçiliğin yükseldiği ve Avrupa içi dayanışma duygusunun azaldığı ülkelerle nasıl ortak bir Avrupa savunması inşa edebiliriz?” diye yanıt veriyor.
KATI BÜTÇE KURALLARI KALDIRILDI
AB ülkelerinin GSYH'nin yüzde 1,5'ine kadar olan ilave savunma harcamaları dört yıl boyunca AB sınırlamalarından muaf tutulacak. Yani silah yatırımı için yapılacak harcamalar, AB ülkelerinin kamu borcunun GSYH'nin yüzde 60'ını ve bütçe açığının GSYH'nin yüzde 3'ünü aşmasını yasaklayan İstikrar ve Büyüme Paktının dışında tutulacak. Böylece ülkeler, mali ihlaller durumunda Avrupa yaptırım prosedürünü tetikleme korkusu olmadan askeri harcamaları arttırma olanağı bulacak.
‘RUS TEHDİDİNE’ KARŞI SİLAHLANMA
Yaşanan derin ekonomik kriz ve yıllık milli geliri aşan kamu borcuna rağmen, Fransa Cumhurbaşkanı, hükümetini, “vergileri arttırmaya gerek kalmadan ülkenin savunma sanayisine yönelik finansmanda önemli bir artış sağlamakla görevlendirdi.” Macron yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında “silahlı kuvvetlerimizin bütçesini 10 yıl içinde iki katına çıkaracağız.” dedi. Macron, “Önümüzdeki birkaç gün içerisinde ilgili bakanlar ve sektördeki sanayicilerle bir araya gelecek ve hem özel hem de kamu fonlarını harekete geçireceğiz. Böylece 8 yıldır savunduğumuz Savunma Avrupası gerçeğe dönüşüyor” diye ekledi.
Fransa Cumhurbaşkanı, “Avrupa devletlerinin ancak bu şekilde kendilerini Rus tehdidine karşı savunabileceğini” söyleyerek “Kaderimizi kontrol etmek, daha bağımsız olmak. Hem askeri hem de ekonomik olarak bu yönde çalışmalıyız.” şeklinde konuştu.
Trump’ın Amerika’sını kastederek geçmişten farklı olarak, “Amerikalı müttefikimiz artık güvenilir değil. Bu nedenle NATO'ya ve ABD ile ortaklığımıza bağlı kalmaya devam ediyoruz ancak savunma ve güvenlik açısından bağımsızlığımızı güçlendirmek için daha fazlasını yapmamız gerekiyor. Avrupa'nın geleceğine Washington ya da Moskova karar vermemelidir.” diyen Macron Rusya'yı “önümüzdeki yıllarda Fransa ve Avrupa için bir tehdit” haline gelmekle suçladı.
HALKIN TASSARUFLARINA GÖZ DİKTİLER
Macron’dan mesajı alan Başbakan François Bayrou, “Fransız halkının tasarruflarını harekete geçirmenin bir olasılık olduğunu” söyledi. Fransız halkının kendilerine güvenmelerini isteyen Başbakan, “savunma ve birlikte yaşam tarzımızı yeniden inşa etmeliyiz… Ülkemizin kaynaklarını seferber etme şeklini yeniden tasarlamalıyız.” dedi. Halkın önüne “yeni vergilerin olmayacağı” yemini atarak, Fransızların birikimlerini askeri harcamalarda kullanmayı planlıyor.
Fransa önüne koyduğu silahlanma planını ancak sosyal haklara saldırarak ve bunun yükünü işçi sınıfına, emekliye ve çiftçiye yükleyerek hayata geçirebilir. Bunun da ülkede geniş halk kitlelerinin isyanına yol açabileceğini söyleyebiliriz.
ALMANYA BORÇLANMANIN ÖNÜNDEKİ ANAYASAL ENGELİ KALDIRIYOR
Almanya ise müstakbel Başbakan Merz ile silahlanmada dev adımlar atmaya hazırlanarak, Avrupa’nın savunmasında merkezi bir rol oynayacağını düşünüyor. Merz, askeri bütçeyi GSYH'nin yüzde 2'sinin üzerine, Berlin'i Paris (yüzde 2,1) ve Londra'yı (yüzde 2,3) aşacak bir seviye olan yüzde 2,5'e çıkarmayı öngörüyor. Şimdiden koalisyon ortağı olacak sosyal demokratlarla Alman Anayasası'nda yer alan “borç freninin” kaldırılması konusunda anlaşmış durumdalar.
KÜRESELCİ LİDERLERLE BAĞIMSIZ AVRUPA OLUR MU?
Avrupa’nın önünde iki yol var: Ya Trump gibi Ukrayna’da yenilgiyi kabul edecek, içe dönecek, başta Rusya olmak üzere Yeni Dünya ülkeleriyle ilişkilerini geliştirecek, ekonomik ve siyasi sorunlarını çözme yönünde adım atacak ve dünyanın bağımsız kutuplarından biri olacak (ki bu dünya dengeleri ve barış açısından olumlu bir gelişme olacaktır) ya da Rusya’ya karşı savaşı kışkırtarak Avrupa’yı ateşe atacak.