18 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bağımlılık ve aile

Defne Tamar Gürol

Defne Tamar Gürol

Eski Yazar

A+ A-

Madde kullanımı, sadece kullanan kişiyi etkilemekle kalmayan, tüm toplumu etkileyen en önemli halk sağlığı sorunlarından biridir. Aile madde kullanımının sonuçlarından en fazla etkilenen grubu oluşturur. Ailede bağımlı bir bireyin varlığı, diğer aile üyelerinin işlevselliğini de olumsuz etkilemektedir. Aile içi çatışma artmakta, huzurlu bir ortam oluşamamaktadır.

Bağımlılık, normal hissedebilmek için maddeye ihtiyaç duyulması olduğu için, maddeye ulaşmak tüm değerlerin önüne geçmektedir. Madde temin edebilmek için yalan söyleme, para çalma, evdeki eşyaları satma gibi normal koşullarda yapmayacakları birçok davranış ortaya çıkabilmektedir. Eroin bağımlısı bir hasta annesinin ilaçlarını almak için eczaneye gideceğini söylemiş, ilaç parası ile madde satın almıştı. Tedaviye başvurduğunda bu yaptığı şey nedeniyle kendini affedemediğini söylemişti. Ancak o sırada yoksunluk belirtileri o kadar dayanılmazdı ki, gözü hiçbir şey görmemişti. Aşerme ve yoksunluk ‘annenin ilaç parası’ ile madde alacak kadar kişinin tüm değerlerini göz ardı etmesine yol açmaktadır. Bu elbette onaylanacak bir davranış değildir, ancak bağımlılığın biyolojik yönünü anlamamızı sağlayabilir.

Yoksunluk, aşerme, madde etkisine girme, tekrar yoksunluk, aşerme, madde etkisine girme kısır döngüsü içinde bağımlının verimli bir çalışma yaşamı olması çok güçtür. Alkol/madde temin etmenin getirdiği mali yüke ek olarak, çalışma yaşamındaki düzensizlik de aile için bir yük oluşturmaktadır. Bağımlılık ailede maddi bir çöküntü ortaya çıkmasına yol açar. Aile gelirinin önemli bir bölümü alkol/madde için harcanır. Diğer aile üyelerinin gereksinimleri ikinci planda kalmaktadır. Alkol/maddenin bırakılmasından sonra bağımlılığın aile kaynaklarını nasıl emdiği daha çok anlaşılmaktadır. Ay sonu daha kolay gelmeye, bakkala, kasaba borç daha kolay ödenmeye başlanır. Hatta artık çocuğun okul gezisi ya da kitabı için bile para bulunmaktadır.

Ailenin sosyal yaşamı da alkol/madde kullanımının olumsuz etkilerinden payını almaktadır. Kişiyi alkol/madde kullanımından alıkoyacak her türlü sosyal etkinlikten kaçınılır. Bağımlı sadece birlikte alkol/madde kullandığı arkadaşlarla görüşmeyi tercih etmektedir. Ailenin diğer üyeleri ile ilişki kısıtlanır. Ailece gezmeye, sinemaya, tiyatroya gitmek, diğer aile üyelerini ziyaret etmek mümkün olamaz. Ancak alkol/madde bırakıldıktan sonra tekrar bu tür sosyal aktiviteleri yapmaya başlarlar. Yıllardır yapılmayan bayram ziyaretleri, ailece pikniğe gitme ancak ayıklık sağlanınca yapılabilmektedir. Alkol bağımlısı bir hasta alkolü bıraktıktan sonra oğlu ile parka gittiğinde, 7 yaşındaki oğlu ile daha önce hiç parka gitmediğini fark etmiş, oğlu büyürken kaçırdıkları için büyük bir üzüntü duymuştu. “Yine de zararın neresinden dönülse kârdır, bundan sonra ona eşlik edebileceğim” diyerek ayıklığını sürdürmek için bir neden daha keşfetmişti.

Bağımlılıkta aile içi şiddet de önemli bir konudur. Kavga, hakaret, hatta fiziksel şiddet uygulanabilmektedir. Şiddet bazen alkol/madde etkisindeyken, bazen de yoksunluk döneminde madde temin edebilmek için para isterken karşımıza çıkmaktadır. En çok eşler, çocuklar ve anneler şiddete uğramakta, bunun sonucunda fizik ve ruh sağlıkları etkilenmektedir.

Özellikle alkol bağımlıları, alkol kullanım sorunlarını göz ardı ederken, kimseye zararları dokunmadığını, kendi kendilerine içtiklerini söylerler. Evin bir köşesinde, bağırıp çağırmadan, kimseye fiske vurmadan içmek aileye zarar vermediğine kanıt olabilir mi? Ailenin duygusal ihtiyaçları yok sayılabilir mi? Bağımlının eşi her türlü sorumluluğu tek başına almak zorunda kalmaktadır. Alkolden kalan kısıtlı para ile evin gereksinimlerini karşılamak, çocukları büyütmek, onların sorunlarını çözmek sadece onun omuzlarındadır. Çocuklar babalarının yol göstericiliği, koruyuculuğu olmadan büyümek zorunda kalırlar.

Bazı vakalar da içki içince neşelendiklerinden söz ederler. Bu kişilerin aile üyeleri ise her akşam esir alınmaları, ‘sarhoş muhabbetini’ çekmek zorunda kalmaları, sızana kadar ona eşlik etmek zorunda olmalarından yakınırlar. Şiddet sadece öfke ile uygulanmaz, duygusal ihmal ve içki içmesine eşlik etmek de şiddet içermektedir.

Sonuç olarak bağımlılık tüm aileyi etkileyen bir hastalıktır. Aile üyelerinin de bu süreçte desteğe ihtiyaçları vardır. Eşler, Adsız Alkolikler kendine yardım grubunun alkol ve diğer maddelere bağımlılığı olan eşlere destek amacıyla kurulmuş, kar amacı gütmeyen Alanon gibi kendine yardım gruplarından bu desteği alabiliriler.