Beşiktaş Fenerbahçe'yi yener mi?

DOKTOR tanıdığını gören biri hemen hastalığıyla ilgili bir şeyler sorar ya, benim eski bir futbolcu olduğumu bilen tanıdıklar da beni gördüklerinde, selam sabahtan hemen sonra yarın akşam oynanacak derbiyi soruyor. Kelin merhemi olsa kendi başına sürer ama ego bu ya, hemen havaya girip alıyorum sazı elime ve başlıyorum anlatmaya... 

SADECE MOTİVASYON YETMEZ

Bir kere öncelikle spor kamuoyu tarafından, görsel ve yazılı basında maçta favori gösterilen takım Fenerbahçe olunca, söz konusu durum kendini ispatlama güdüsünde olan Beşiktaşlı futbolcuların diğer müsabakalara oranla derbi maçına çok daha iyi motive olmalarını sağlar. Ama maçı kazanmak için de sadece motivasyon yetmez. Motivasyon sadece daha istekli, daha dirençli mücadele etmelerine yardımcı olur.

Böyle bir maçı kazanmak için kalite şarttır. Daha donanımlı futbolculara ve daha zengin bir kadroya sahip olmak gerekir. Motivasyon, kendini ispatlama arzusu ve kendi evinde taraftarına mahçup olmama güdüsü ancak ve ancak beraberliği sağlayabilir. Bu yüzden demem o ki, daha donanımlı, yedek kulübesi en az sahada oynayan ilk 11'i kadar kaliteli oyunculardan kurulu Fenerbahçe takımı, maçı kazanmaya daha yakın olan ekip. Beşiktaş sadece ekstra motivasyonla daha dirençli hale gelir, siyah-beyazlı takımın temposu yükselir ama hızlı hücuma kalkan, ceza alanı içine kalabalık giren ve baskılı oynayan Fenerbahçe olursa da Beşiktaş çok sıkıntı yaşayabilir. Fenerbahçe takımının en büyük zaafı ise rakip alana yıktığı oyunda merkez savunmasında yaşayabileceği defansif eksiklik olur.

TAM OLUYOR DERKEN...

Süper Lig'de oynanan yedi hafta boyunca Beşiktaş takımını izlediğim kadarıyla siyah-beyazlı Kara Kartallar, eksik malzemelerden oluşan tatsız bir yemek tadı bırakıyor izleyenlerin kursağında... Pozisyon yaratıyor, “Tamam şimdi bu atak gol olur.” diyerek beklenti içine girildiğinde, topa öyle bir temas oluyor ki garibim meşin yuvarlak bile dile gelse isyan edecek; “Yahu bana öyle vurulmaz ki.” diye...

Kanatlardan harika ataklar gelişiyor ama oyuncu topu öyle kötü bir yere çıkarıyor ki inanamıyorum, “Bu adam nasıl bu düzeyde oynuyor.” diye sorguluyorum. Tam tersi olarak, orta ya da bitirici bir pas gelse, bu sefer de kontrol ve vuruş kötü, inanılmaz goller kaçıyor.

FİZİK GÜCÜ YÜKSEK OYUN KALİTESİ SINIRLI

Futbol oynarken ya da yeni transferlerle oluşturulan takımımıza destek vermek adına, her kaçan golün ardından, “Pozisyona girmek önemli, sonra atarız.” derdik ama o zaman gençtik ve gelişmeye açıktık, o yüzden moralimizi yüksek tutmak, geleceğe umutla bakmak için hep ılımlı yaklaşırdık kaçan gollere. Ama bunları yapanlar milyon dolarlık oyuncular olunca insan hayret ediyor, nasıl kaçar bu gol, nasıl yanına pas veremez diye sorgulamadan da geçemiyor.

Beşiktaşlı futbolcular, ödünç elbiseyle zengin görünmeye çalışan birinin balodaki acemiliğiyle kendini ele vermesi gibi, maalesef, sadece isminin ve taraftarının gücüyle bir şeyler yapmaya çalışıyor ama sahadaki oyunculara da bu forma ne yazık ki ağır geliyor. Beşiktaşlı futbolcular fiziksel açıdan iyi ama kalite açısından Fenerbahçe takımının çok gerisinde. Onlar için pazar günü derbide elde edilecek en iyi sonuç beraberlik olur gibi. Alacakları galibiyet ise kuvvetli taraftar desteği ve Fenerbahçeli oyuncuların da çok kötü bir gününe denk gelmesi ile gerçekleşebilir.