14 Mayıs 2024 Salı
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bu kez Öncü Gençlik için

Hakan Topkurulu

Hakan Topkurulu

Gazete Yazarı

A+ A-

31 Ağustos günü Sn. Av. Faik Işık’ın Çanakkale Geyikli’de bulunan çiftliğindeydik. Faik Işık çiftliğinin tüm olanaklarını Öncü Gençlik’e açmış. Çiftlikte 200’e yakın genç Türkiye’nin dört bir yanından gelmiş kamp yapıyorlardı. İzmir, Van, Denizli, Alanya, Antalya, Ankara, Eskişehir sadece aklımda kalanlar. Abartı değil, hepsi ateş gibiydi. Görev bölüşümü yapılmış, aksama yok, bulaşık yıkayan, yemek yapımına yardım, yemek dağıtımı, temizlik vs. hiç aksamıyor. Nöbeti gelen ikiletmeden nöbete gidiyor. Biz eğitimin sonunda ayrılırken, voleybol turnuvası yapılıyordu. Sabah neredeyse güneş doğarken kalkıp yürüyüş, koşu ve kültür fizik hareketleri yapıyorlar. Tam bir gençlik kampı. Faik Işık’ın çiftliğinde yok yok. Her türlü çiftlik hayvanı; ördek, tavuk, horoz, keçi, köpek, inek. O kadar çeşitli meyve ve sebze var ki kendinizi halde sanıyorsunuz. Turşusundan, salçasına, peynirinden yoğurduna her şey çiftlikte üretiliyor. Kısacası Öncü Gençlik dört dörtlük bir kamp yapıyor.

Bizim eğitimimiz ise Üretim Devrimi’nin tarihi kökleri ve Üretim Devrimi’nin ne olduğu üzerineydi. Sunum ile birlikte soru cevap kısmı 3 saati geçince, hem yemek saati hem de diğer aktivite ve daha sonraki eğitim saati yaklaştığı için eğitimi sonlandırmak zorunda kaldık. Öncü Gençlik’ten; iktisat fakültelerinde okuyanlardan gelen soruların nitelikli olması doğaldı. Ancak liselilerden bile gelen sorular ekonomiyi yönetenlerin çok dikkat etmesi gerektiğine işaret ediyor ve uyarıyordu. Bu kadar ciddi ve işin temeline yönelik sorular geldi. Ben tahrik edip; dolar, kripto paralar, altın fiyatı ne olur sorularının önünü açtığım halde, gençlerin hiçbiri böyle bireyci sorular sormadı, yerine toplumsal içerikli sorular sormayı tercih etti.

BATAN BİR VARLIĞIN DEĞERİ NASIL ARTAR?

Toplantı sırasında sorulan sorular ve toplantı sonrasında önümü kesen ve soru soran arkadaşlardan anladım ki sahada kendilerine gelen en ciddi sorular; “Doların saltanatı sona eriyor diyorsunuz, ama doların kuru artıyor, dolar hâlâ değerleniyor, bu nasıl batış?” sorusu idi. Bu soru konusunda toplum da haklı olarak soruyor, batan bir varlığın değeri nasıl artar? Dolar sürekli değerleniyor, doların değerlenmesi fiyat artışlarına neden oluyor, hayat pahalılaşıyor, yoksulluk artıyor. Dolar sisteminin sonuna gelinmesini tekrar tekrar anlatmak gerekiyor. Gazetede daha önce yazdığım yazılarda yayınlamak istediğim tablolar, maalesef yeterli görsel özellikler taşıyamıyor. Onun için burada tablo ve grafik paylaşmayacağım. Yazılı olarak anlatarak, dolar sisteminin sonunun nasıl gelmekte olduğunu açıklayacağım.

ÇÖKEN KURUMLARIN YERİNİ ASYA KURUMLARI ALIYOR

1- Emperyalist sistem kendini yenileme şansını yitirmiştir;1800’lü yılların ikinci yarısından itibaren kapitalizm, evrilerek emperyalist sisteme geçmiştir. Kapitalizmin bir ileri aşaması şeklinde beliren bu olgu, büyük ekonomik krizleri beraberinde getirmiştir. Emperyalist sistem bu krizlerinde, bir ağacın budanmasını örnek olarak alabiliriz, kartlaşan ve yaşlanan kurumlarının yerine yine kendi içinden daha canlı ve genç kurumlarını yeşertmiş, onlarla sistem yine yaşamaya devam etmiştir.

Fakat 2000’li yılların başından itibaren Çin Halk Cumhuriyeti liderliğinde Asya devletleri Atlantik emperyalist sisteminin yerine, Atlantik sisteminin krizlerinde yaşlanan ve budanması gereken kurumların, yine emperyalist sistem içinden yeşermesi sürecini sonlandırmış, Asya ülkelerinin ekonomik kurumları, çöken Atlantik sisteminin kurumlarının yerini almaya başlamışlardır.

Eskiden dünyanın en büyük 10 şirketinin içinde en az 5 ABD firması ile birlikte 1 Alman, 1 Japon, 1 İngiliz şirketi gibi sıralama olurken, artık dünyanın en büyük 10 şirketi sıralamasında ilk 10’da 5 Çin şirketi yer almaya başlamıştır. Dünyanın en büyükleri listesinde yerler; Atlantik’ten Pasifiğe doğru kaymıştır.

Atlantik sisteminin her ayağı takıldığında, Pasifik onu bir adım daha yakalayarak geçmeye başlamıştır. Bu da Atlantik’in eskiyen kurumlarının yerine yenilerinin geçmesinin önünü kesmiş, emperyalist sistemin genç filizler vererek tekrar ömrünü uzatamamasına neden olmuştur.

DOLAR KURUNUN ARTMASI KUVVET GÖSTERGESİ DEĞİL

2- Atlantik Merkez Bankaları sınırsız para basmaya başlamıştır;2008 yılında ABD’de yaşanan ekonomik kriz sonucunda ABD Merkez Bankası FED bir önceki maddede anlatıldığı gibi batmak üzere olan kuruluşlarını (bankalar, şirketler) kurtarmak zorunda kalmıştır. Çünkü batanın yerine yeni ve sağlıklı şirketler gelmemekte, bunların yerini Pasifik ekonomisinde gelişen şirketler almaktadır. Batmak üzere olan bu şirketleri kurtarmak için FED, para basarak bu şirketlere faizsiz kredi vermiştir. Fakat bu bastığı para miktarı o kadar büyümüştür ki; 100 yılda 2 dünya savaşı ve dünya jandarmalığını 900 milyar dolar ile finanse eden ABD 2008 yılından itibaren piyasaya çıkan para miktarını 10 kat artırmıştır. 2008 yılında 900 milyar dolar olan FED para büyüklüğü, 2021 yılında 9 trilyon dolara ulaşmıştır.

Piyasalarda dolaşan bu kadar büyük miktarda para doğal olarak enflasyonu beraberinde getirmiştir. Hiper enflasyon tehlikesi bu kez ABD Merkez Bankası FED’i alarma geçirmiş, FED 2022 Nisan ayından itibaren faizleri yükseltme ve vadesi gelen kredileri yenilemeyerek piyasadaki fazla parayı geri çekmeye başlamıştır.

Bu tabii ki sadece ABD’deki bir uygulama değildir. Tüm Atlantik ülkeleri GSYH’larının çok önemli oranlarında para basıp dağıtmışlardı, tüm bu ülkelere EURO bölgesi (Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, Belçika vb.), Japonya, İngiltere, Kanada, Avustralya, İsviçre vb. gibi tüm Atlantik ülkeleri basılan paraları geri toplayarak yok etmeye başlamışlardır. Bol ve ucuz paraya alışmış, ancak kendini yenileme özelliğini kaybetmiş olan bu ülkeler ve ekonomileri yapılan bu yeni düzenlemelere çok büyük tepkiler vermeye başlamıştır.

Bu ekonomik yeniden yapılanmanın üzerine, Rusya’nın başlattığı, NATO kuşatmasını yarma operasyonu ve ABD’nin Atlantik ülkelerini zorla Rusya’ya karşı ekonomik yaptırım uygulama zorlaması Atlantik sisteminin geri dönülemeyecek şekilde erken yıpranmasına neden olmuştur.

ATLANTİK’TE BÜYÜK SERVETLER BÜYÜK HIZLA ERİMEKTEDİR

Atlantik’te duymaya alıştığımız büyük servetler büyük hızla erimektedir. 2022 yılının ilk 6 ayında dünyanın en zengin 500 kişisinin servetleri 1.4 trilyon dolar erimiştir. Kripto paraların toplam değeri 2021 yılı Kasım ayında 3 trilyon dolar iken, bu aylarda kripto paraların toplam değeri 2 trilyon dolar değer kaybederek 1 trilyon doların altında seyretmeye başlamıştır.

Servetlerdeki bu erime Atlantik merkez bankalarının paraları geri çekme operasyonları başlamadan gerçekleşmeye başlamıştır. FED ilk para geri çekme ve faiz yükseltme işlemini 2022 Nisan ayında yapmıştır. 9 trilyon dolardan eylül ayına kadar geri çekebildiği miktar ise 110 milyar dolardır.

Bu konuda daha çok uzun yazılabilir ancak dolar kurunun artmasının nedeni sanıldığı gibi onun kuvvetlendiğinin göstergesi olmayıp, ABD Merkez Bankası FED’in dağıttığı paraları geri toplamaya başlaması nedeniyle FED’e borcu olan sistem, borcunu geri ödeyebilmek için paraların dağıtıldığı yerlerden dolarları geri toplayıp FED’e olan borçlarını ödemeye çalışmaktadırlar. Bu da ABD dolarına dünyada talebi arttırmakta, dolayısı ile dolar güçleniyor izleniminin oluşmasına neden olmaktadır.

Türkiye’de cari açık nedeniyle ve enflasyonun toplumun tasarruflarının değer kaybını engellemek için oluşan dolara talebin, ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.