03 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çalışacağız

Cengiz Çakır

Cengiz Çakır

Gazete Yazarı

A+ A-

Araştırma sonuçları, yoğun tarım yapılan bölgelerde bile, aile iş gizilgücünün (potansiyel) yarıdan fazlasının kullanılmadığını göstermektedir. Buna karşın, yabancı işçilere ödenen ücretler işletme giderlerinin yarısına yakındır. Toprak işleme, ekim/dikim, gübreleme, sulama, ilaçlama, budama gibi bakım işleri ve hasadın belirli zaman dilimlerinde tamamlanması gerekir. Bu işlemlerin gecikmesi ya da ihmali verim ve kalite kaybına, dolayısıyla zarara yol açar. Hayvan yetiştiriciliğinde yemleme, sağım, havalandırma, temizlik gibi işlemlerin günde birkaç kez yapılması gerektiğinden sürekli ilgilenmek gerekir. Hastalık, doğum gibi olaylar gece gündüz her an olabileceği için tetikte olmak ve nöbet tutmak icap eder.

AİLE İŞGÜCÜ VE ÜCRETLİ İŞGÜCÜ

Aile işletmelerinde faaliyetlerin aile işgücü ile yürütülmesi esastır. Aile bireyleri yaptıkları iş karşılığında ücret almazlar. Kendi yaşamları söz konusu olduğundan işleri benimseyerek ve özenerek yaparlar. Sonuçta verim ve kalite yükselir. Başarılı oldukları zaman işleri gelişir daha iyi yaşam koşullarına kavuşurlar.

Ücretle çalışanlar arasında becerikli ve çalışkan olanlar vardır. Onlar çalışıp, ter dökerek aldığı ücretin karşılığını vermeye gayret ederler. Hem kendileri huzur bulur hem mal sahibi hoşnut kalır. Bazıları ise işi pek umursamaz, olabildiğince az yorularak günü tamamlamaya çalışır. İşi gereği gibi yapmaz, elindeki alet ve makineleri hor kullanır. Küçük yerlerde insanlar birbirini tanır. Mecbur kalmadıkça haylazlık yapanlara iş vermezler.

ÇALIŞANLAR AZALIYOR

Kırsal göçlerle özellikle gençler uzaklaştığından kırsal nüfus azalmakta ve yaş ortalaması yükselmektedir. Tarımda çalışacak insan bulmak gittikçe güçleşmektedir. Çalışmaya razı olanlar daha yüksek ücretler istemektedir. İşçinin yaptığı iş sonucunda oluşan gelirin, ona ödenecek ücretten fazla olması gerekir. Kimse bilerek zararına işçi çalıştırmak istemez. Enflasyon, zamlar, asgari ücret tartışmaları beklentileri yükseltmektedir. İşçi ücretleri yükseldiğinde üretim maliyeti artacaktır. İşveren durumundaki çiftçi de zarar edeceği endişesine kapılmaktadır. 

EMEK YERİNE SERMAYE

Büyük üreticiler makineleşme yoluna giderek işgücü kullanımını azaltmaktadır. Bir pamuk hasat makinesi bir günde 100 dekardan fazla alanın hasadını yapabilir. Dekara 500 kg verim alındığı zaman 50 ton kütlü pamuk toplanmış olur. İyi çalışan bir işçi ancak 100 kg pamuk toplayabilir. Bu hesapla elli ton pamuk 500 gündelik ödenerek hasat edilebilir. Bir tek hasat makinesi 500-600 kişiyi, yani ortalama bir köy ahalisini işsiz bırakmaktadır. Makinenin kendisi, yedek parçaları, lastiği, akaryakıtı dış ülkelerden getirilmekte karşılığında döviz ödenmektedir. Bizim insanlarımız işsiz kalırken yabancı ülkelere iş imkânı yaratmış oluyoruz. Onlar katma değeri yüksek ürünleri bize pahalıya satarken biz alışa geldiğimiz sıradan ürünleri bile üretemez hale geliyoruz.

Makineler ancak geniş tarlalarda çalışabilir. İmkânı olmayan küçük üreticiler işçi bulamayınca tarımdan vazgeçiyor. Tarımda yeni baştan bir işletme kurmak çok zordur. Mevcut işletmelerin korunması üretimi sürdürme açısından önemlidir.  Ayrıca deneyimli çiftçilerin bilgilerinden de yararlanmak gerekir.

İŞSİZLİK

Resmi kayıtlara göre eğitim görmüş genç insanlarımızın en az dörtte biri işsizdir. Gençlerin eğitimini gördüğü alanda iş bulamaması ve işsiz kalması en büyük sorunlarımızdan biridir. Yüksek öğrenimi tamamlayıncaya kadar yaşı ilerlemekte başka bir sanat öğrenme şansını da yitirmektedir. Bu kadar okuduktan sonra sıradan bir işi kabullenmek istememektedir. Cafcaflı diploma ve sertifikalar işe yaramayınca yakınlarından sigara parası almak zoruna giden gençler bunalmaktadır.

SONUÇ

Çalışabilecek durumda milyonlarca genç var ve işsiz iken birçok işverenin kalifiye eleman bulamamaktan yakınması anlaşılabilir bir durum değildir. Eğitim sistemini planlayıp, ekonomik kesimlerin ve toplumun ihtiyaçlarına uygun duruma getirerek bu israfı önlemek gerekir. Unutmayalım emek insana ve zamana bağlıdır. Tasarruf edilemez, biriktirilip daha sonra kullanılamaz. 

Sağlıklı her insanın başarabileceği tarım işçiliğini yapacak insan bulunmaması daha da gariptir. Lokallerde, kahvehanelerde, cami avlularında pinekleyen milyonlarca insan var. Çoğu emekli ve maaşlarının artırılmasını istiyor. İş beğenmeyip ortalıkta gezen gençler hiç de az değil. Bu arada işçi olmadığı için hasat edilemeyen ürünler, bakımsız bahçeler, boş evler var. Canı teninde olan herkesin gayretle çalışması gerektiği bir döneme girdiğimizi bilelim.