Cezayir-Fransa gerginliğinin perde arkası: Fas’ın Batı Sahra işgalinde Fransa desteği
Cezayir ile Fransa arasındaki gerilim tırmanıyor. Fransa’nın Cezayir konsolosluğunda görevli bir kişiyi tutuklaması ateşi fitilledi. Cezayir bunun üzerine, 13 Nisan’da 12 Fransız büyükelçilik çalışanını sınır dışı etti. Fransa da buna misilleme olarak Cezayir konsolosluk ve diplomatik ağında görev yapan on iki kişiyi sınır dışı etti ve Fransa'nın Cezayir Büyükelçisi Stéphane Romatet'i “istişareler” için geri çağırdı.
Akdeniz'in iki yakasında, Cezayir'in bağımsızlığını kazandığı 1962'den bu yana inişli çıkışlı ilişkileri hiç bu kadar ciddi bir kriz yaşamamıştı. İki ülke arasında misilleme önlemleri ne kadar ileri gidecek? Sorusu gündemde.

Cezayir kaynakları, sınır dışı ettiği 12 Fransız konsolosluk çalışanının Fransa İçişleri Bakanlığına bağlı İç İstihbarat elamanı olduğunu söylüyor. Kamel M. algeriepatriotique.com sitesindeki “DGSE'nin (Dış İstihbarat Servisi) bir şubesi olan Cezayir'deki Fransız Büyükelçiliği: bir casus yuvası” başlıklı yazısında “Cezayir'deki Fransız Büyükelçiliği, metrekare başına en fazla casusun düştüğü yerdir” tespitinde bulunuyor ve “Diplomat kılığına girmiş ve Cezayir'deki Fransız büyükelçiliğine atanmış on iki ajanın sınır dışı edilmesi, Emmanuel Macron ve rejimine iki parçalı açık bir mesajdır: Cezayir her darbeye çok daha güçlü bir darbe ile karşılık verecektir ve Paris akılsızca seçtiği ve çıkmaza götüren bu dolambaçlı yolda ilerlemeye devam ederse, gerekirse kırılma noktasına gitmeye hazırdır” diyor.
FRANSA’NIN CEZAYİR KONSOLOSLUK GÖREVLİSİNİ TUTUKLAMASI
Cezayir’i bu kadar radikal bir karar almaya iten ve bardağı taşıran son damla; Fransa’nın diplomatik dokunulmazlığa sahip Cezayirli bir konsolosluk görevlisini Viyana Sözleşmesi'nin olağan kurallarına uymaksızın tutuklaması olmuştur. Fransa İçişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, aralarında Cezayir konsolosluğu çalışanının da bulunduğu üç kişinin “adam kaçırma ve bir terör girişimiyle bağlantılı olduğu” nedeniyle tutuklandı. Söz konusu tutuklamalar, 29 Nisan 2024 tarihinde gerçekleştiği iddia edilen Cezayir karşıtı siyasi mülteci, TikTok’ta Amir DZ olarak bilinen Amir Boukhors'u “kaçırma” ile ilgili.

2016'dan beri Fransa'da yaşayan Amir Boukhors, Cezayir tarafından "dolandırıcılık ve terör bağlantılarıyla suçlanan bir zanlı" dokuz uluslararası tutuklama emrinin muhatabı. 2022 yılında Fransız adaleti iadesini reddetti ve 2023 yılında Amir DZ'ye siyasi sığınma hakkı verildi.
Cezayirli diplomatın tutuklanması, iki hafta önce Macron’un Cezayir Cumhurbaşkanı ile telefon görüşmesi ve bir hafta önce Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot’nun Cezayir ziyaretinden sonra gerçekleşti. Fransa Cezayir ile ilişkilerini yumuşatma amacıyla bu girişimlerde bulunduğunu açıklarken Algeriepatriotique internet sitesi,“Emmanuel Macron'un Cumhurbaşkanı Tebbun ile yaptığı telefon görüşmesindeki tatlı dilinin bir oyalama taktiğinden başka bir şey olmadığını” yazdı.
BATI SAHRA SORUNUYLA BAŞLAYAN KRİZ
Aslında bugünkü kriz, Temmuz 2024'te Emmanuel Macron'un Batı Sahra üzerinde “Fas'ın egemenliğini” tanımasıyla tetiklendi. Bu, o zamana kadar Batı Sahra’nın tanımlanmış bir statüsü olmadığı kararını veren Birleşmiş Milletler (BM) ile aynı çizgide olan Fransa'nın geleneksel pozisyonundan vazgeçtiğinin bir göstergesiydi. Yüzde 80'i Fas tarafından işgal edilen Batı Sahra’da, Cezayir tarafından desteklenen Polisario Cephesi 50 yıldır bağımsızlık mücadelesi veriyordu. Batı Sahra’da işgali sürdüren Fas’ın en büyük destekçileri ABD ve İsrail’di. Fransa’da bu şer cephesine katılmıştı.
Fransa’nın bu kararı Cezayir’in büyük tepkisini çekmişti. Cezayir hükümeti “Fransa’nın bu kararından kaynaklanan tüm sonuçlara katlanacağını” ve Fransız hükümetinin “tek başına tam ve eksiksiz sorumluluk taşıdığını” açıklamış ve Fransa'daki büyükelçisini derhal geri çağırmıştı. Cezayir Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLN) yaptığı basın açıklamasında Fransa’nın bu kararını “yeni bir provokasyon” olarak değerlendirmiş ve “Batı Sahra davası bir dekolonizasyon meselesidir, Fransa’nın bu kararı hukuka aykırıdır. Çünkü Batı Sahra halkı Fas'a ait değildir” diyerek Polisario Cephesi’ne desteğini yinelemişti. (Batı Sahra’nın bağımsızlık mücadelesine ilişkin yazıyı bu sayfada okuyabilirsiniz)

BOUALEM SANSAL'IN TUTUKLANMASI
Cezayir ile Fransa arasındaki diplomatik ilişkiler maslahatgüzar seviyesine indirilmişti. Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun ile Macron arasındaki ilişkiler 31 Mart 2025 tarihindeki telefon görüşmesine kadar tamamen kesilmişti.
Cezayir asıllı Fransız “yazar” Boualem Sansal’ın 16 Kasım 2024’te Cezayir’de tutuklanması ve 13 Mart 2025’de yargılanarak beş yıl hapis cezasına çarptırılması Fransa’nın tepkisini çekti. Sansal, Fransa’da Cezayir karşıtı açıklamalar yapan ve faaliyet içinde olan biri. Fas'ın Fransız sömürgesi altında topraklarının Cezayir lehine budanmış olduğu görüşünü savunuyordu: “Fransa Cezayir'i sömürgeleştirdiğinde, Cezayir'in tüm batı kesimi Fas'ın bir parçasıydı: Tlemcen, Oran ve hatta Mascara'ya kadar. Tüm bölge krallığın bir parçasıydı” açıklamasında bulunmuştu. Bu tutumlarından dolayı Cezayir Ceza Kanunu'nun “terörist veya yıkıcı eylem olarak nitelendirilen suçları”, “ulusal toprakların bütünlüğüne zarar vermeyi veya her ne şekilde olursa olsun buna teşvik etmeyi” cezalandıran maddesi uyarınca yargılanıyordu. Sadece Fransa’daki faaliyetlerinden değil, aynı zamanda geçmişte Cezayir'deki Fransız büyükelçiliğine hassas güvenlik ve ekonomik bilgi ve istihbarat aktarmakla suçlanıyor.
Sansal'ın tutuklanması, Fransa ile Cezayir arasında her alanda işbirliğinin bozulduğu yeni bir anlaşmazlık konusu haline geldi. Macron, Sansal’ı “Cezayirli yetkililer tarafından tamamen keyfi bir şekilde gözaltına alınan bir özgürlük savaşçısı” olarak tanımladı. Bu durum Cezayir Cumhurbaşkanını kızdırdı ve Fransa'yı “kendisine kimliğini bilmeyen, babasını tanımayan ve Cezayir'in yarısının başka bir devlete ait olduğunu söylemeye gelen bir sahtekâr göndermekle” suçladı.
FRANSA CEZAYİRLİ SOSYAL MEDYA FENEMONLERİNİ TUTUKLUYOR
Bunun üzerine Fransa’nın Cezayir’e karşı atakları geldi. Fransa'da yaşayan ve sosyal medyada milyonlarca kişi tarafından takip edilen birkaç Cezayirli “Tebbun rejimini desteklemek için şiddet çağrısında bulunduğu” iddiasıyla tutuklandı. Medya tarafından daha çok gündeme getirilen “Boualem Dz” lakabıyla bilinen Cezayirli TikTok kullanıcısı Naâman Boualem 9 Ocak 2025 tarihinde tutuklandı ve Fransa'dan Cezayir'e sınır dışı edildi. Ancak havaalanına vardığında Cezayirli yetkililer onu kabul etmeyi reddetti. Irkçı ve göçmen karşıtlığı ile bilinen Fransa İçişleri Bakanı Bruno Retailleau “Cezayir Fransa'yı küçük düşürmeye çalışıyor” açıklamasında bulundu.
CEZAYİR SINIR DIŞI EDİLEN TERÖRİSTLERİ KABUL ETMİYOR
Fransa’nın Cezayirlileri sınır dışı etmeleri ancak Cezayir konsolosluğunun onayına bağlı. Aksi taktirde Cezayir Hava Yolları uçağına alınmıyor veya başka bir hava yollarıyla gönderilmişse ülkeye girişi kabul edilmiyor.
Fransa’nın Mulhouse kentinde “Allahu ekber” diye bağırarak bir kişinin ölümüne neden olan 37 yaşındaki Cezayirli sınır dışı edilmek istenmiş ancak Cezayir'in onu geri almayı “on kez” reddetmişti. Cumhurbaşkanı Tebbun, “Terörizmle bağlantılı oldukları için (Cezayir'e) geri dönmeyecekler. Suriye'den geldiler. Burada ailesi olmayan çifte vatandaşlığa sahip insanlar bunlar” diyerek karşı çıkmıştı.
Suriye yönetimini yıkmak için çıkarılan iç savaşa katılmak için Fransa’dan yüzlerce cihatçı terörist gitmişti. Bunların içinde Cezayir kökenliler de vardı. Daha sonra Fransa’ya dönen bu teröristler Fransa’nın korkulu rüyası oldu. Yakalanan bu teröristler veya bir olaya karışan Cezayirliler sınır dışı edilmek istenmiş ama Cezayir tarafından kabul edilmemiştir.
124 yıl Fransa’nın sömürgesi altında kalan Cezayir’in, 1954’te başlattığı bağımsızlık mücadelesi 8 yıl sürdü. 1,5 milyon Cezayirlinin katledilmesine neden olan Fransız sömürgeciliği 1962 yılında Cezayir’in bağımsızlığına kavuşmasıyla son buldu. Cezayir Fransa ilişkileri hep gergin ve krizlerle doludur. Cezayir yönetimleri Fransa’dan bu katliamları tanımalarını istemiş fakat kabul edilmedi. Bugün Fransa’da 645 bin Cezayirli yaşamakta ve diğer göçmenler gibi onlarda Fransız ırkçılığına maruz kalmaktadır.
BATI SAHRA
Polisario Cephesi’nin bağımsızlık mücadelesi
Batı Sahra; Afrika Kıtası’nın kuzey batısında, Atlas Okyanusu ile Sahra Çölü arasında kuzeyinde Fas, güneyinde Moritanya, batısında Atlas Okyanusu, doğusunda ise Cezayir yer alıyor. Bugün topraklarının yüzde 80’ni Fas’ın işgali altında olan Batı Sahra, Afrika’nın sömürgecilikten kurtulamayan tek ülkesi.
İki yüz yıl boyunca Portekiz sömürgesi olan Batı Sahra, Avrupa sömürgecilik tarihinde İngiliz, Fransız ve İspanyol sömürgecileri arasında ilk çatışma alanlarından birisi olmuştur. Batılı sömürgecilerin kendi aralarında giriştikleri rekabetin galibi İspanyollar olmuş, 1884 Berlin Konferansı sonrasında da İspanya, bölge üzerindeki sömürgeci hâkimiyetini hukuki bir yapıya dönüştürmüştü.
1973 yılında kurulan Polisario Cephesi de İspanya’ya karşı bağımsızlık mücadelesi başlattı. İspanya, Batı Sahra’yı 1975 tarihli Madrid Antlaşması ile bölgenin idarî sorumluluğunu Fas ve Moritanya’ya devretti ve çekildi. Bölge Fas’la Moritanya arasında paylaşıldı. İspanya çekildikten sonra ABD, Fas’ın Batı Sahra’yı işgalini destekleyerek istihbarat ve silah sağladı. Bunun üzerine Cezayir, Polisario’ya desteğini artıracağını ilan etti.
İspanya’nın Batı Sahra’dan çekilmesinin ardından Polisario Cephesi 27 Şubat 1976’da Sahra Arap Demokratik Cumhuriyeti’nin (SADC) kuruluşunu ilan etti. Moritanya da SADC ile anlaşmaya vararak 1979’da bölgeden çekildi. Fas, Moritanya’nın çekildiği güney bölgesini de işgal etti.
Bölgede SADC’ın en aktif destekçisi Cezayir ve Güney Afrika. Fas’ın 1975’te Batı Sahra’yı ilhakını tehdit olarak değerlendiren Cezayir, bu bölgenin bağımsızlığı için mücadele eden Polisario Cephesi’ni desteklemeye başlamıştır.
Böylece Fas’ın artan gücünü dengelemek isteyen Cezayir, ilk iş olarak Batı Sahralı mültecileri kabul etmiş ve Polisario Cephesi’nin Cezayir topraklarında örgütlenip Fas’a karşı faaliyet yürütmesini sağlamıştır.
AYDINLIK BATI SAHRA MÜLTECİ KAMPI’NI ZİYARET ETMİŞTİ
Sahrâvî Yazarlar ve Gazeteciler Birliği’nin “Batı Sahra Sorunu ve Gelişmelerine Basından Bir Bakış” temasıyla 1-5 Mayıs 2024 tarihleri arasında Cezayir topraklarında, Batı Sahra sınırında Polisario Cephesi’nin Boujdour Mülteci Kampı’nda düzenlediği toplantıya, Türkiye’den Ulusal Kanal Dış Haberler Şefi Kıvanç Özdal, Kameraman Zafer Alpuğan ve Aydınlık Gazetesi Yazarı Ali Rıza Taşdelen davetli olarak katıldılar.

Toplantıya Cezayir, Rusya, Küba, Venezuela, Mısır, Ürdün, Tunus, Lübnan, Kanada, İtalya, Fransa, Almanya ve İsviçre’den gazeteciler de davet edilmişti.
Toplantıda, Sahravi halkının Batı Sahra’yı 50 yıldır işgali altında tutan Fas’a karşı Polisario Cephesi tarafından yürütülen bağımsızlık mücadelesine destek ve dayanışma mesajları verildi.
Aydınlık Gazetesi Yazarı Ali Rıza Taşdelen, Sahra Arap Demokratik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İbrahim Gali ile görüşmüş ve toplantıda bir konuşma yapmıştı. Taşdelen şunları ifade etmişti:

“Sizlerin mücadelesini çok iyi anlıyor ve kararlı mücadelenizle bağımsızlığınızı kazanacağınıza ve bağımsız Batı Sahra’yı kuracağınıza inancımız tamdır. Bu mücadelenizde Türk gazetecileri olarak sizlerle dayanışmamızı ifade ediyoruz. Aydınlık Gazetesi sistemin gazetesi değildir. Emperyalizme karşı mücadele eden mazlum milletlerin yanındadır. Mücadelenizi Türkiye kamuoyuna duyuracağımızdan hiç şüpheniz olmasın. Sahrâvî halkı ve Gazeteciler Birliği ile dayanışma içinde olacağız.”