21 Mayıs 2024 Salı
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dağlarca

Begümşen Ergenekon

Begümşen Ergenekon

Gazete Yazarı

A+ A-

Toplumcu, vatansever, Batı sömürgeciliğine karşı; Türklüğü ve Türkçeyi korumak için şiir yazan, ölümlü dünyayı sorgulayan, Mustafa Kemal, Mevlana ve Yunus Emre hayranı olan Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın (1914-2008) 2022’de 50 yıllık İsveç Akademisi kayıtlarının açıklanmasıyla, 1971 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan Pablo Neruda ile birlikte aday gösterildiğini biliyor muydunuz? İşte size aile yadigârı, 1959 Varlık Yayını (Sayı 705’ten) “Aç Yazı” adlı kitaptan onun hayata dair uzun, kısa dizeleri.

OĞUL

“Ben oğulum, gücüm parlar, Yıldız yıldız, teklerde. Üzerimde kokusu sınırdan dönmeyenlerin, Nurlu anaların gizlice ısrar ettiği şey, Bütün gerçeklerde. / Hatırlarım; üşür evimiz, Uzar resimlerle yerdeki eski halı. Uyutmak ister saçlarımı ve kendisini bahçelerde, Duymuşum besleme türkü söyler, Türkü söyler pancurları kapalı / Sanki benden önce kimsede yoktu, Ellerim ayaklarım bir yenilikle hoş, Taze gök görünür evrenin ilk sabahlarından, Saat hangi saat belli değil, Vaktim güllerle gecelerle sarhoş. / Her şey çağırır günümü, Biraz gizli, meydanlardan, biraz belli. Sıcaklığımla kardeş,  Arkasında sevginin, ölümün, Bir sevinç, dünya kadar, ayaklı elli. / Hocam söyler, mavi mavi dalga geçerim, Bir gemi gibi yüzer denizlerde üçgen. Avuçların alınlarından ak ve kutlu olduğu yerde duymak daha güzel, Anlamak daha güçken. / Başlar sokaklarda başka insanların gereği; Sayıdan, çizgiden, yakın ve uzak. Altın yemişler düşer ağaçlardan, Şehrin ve kitapların ışığında, Bir karanlıkla uyanmak. / Sonra düşünceler gelir, alı-al, moru-mor, Sonra bir başka bilgiler, ansızın. Simsiyah derelerden yansır, Uluduğu, çakallarla uluduğu, Ülkeler gerisinden bir vatansızın. / Derken silah sesleri hayal sınırlardan, Aydınlıkla ve şehvetle titrer eti. Parçalanmış gövdeler; uykular, gönüller; Bilinmeyen devlerle cesur ve kutsal, Varlığın yaşadığı toprakla nispeti. / Olanı korumak, başlayan anlarla büyürken Denizde, havada, karada. Kızlarımızın lepiska saçları dalgalanmış, Yıkılmış, evimiz, anamız, Olanı korumak hülyada. / Neslim ateşten bir vakitle mutlu, Bir suya değmiş dudaklarım. Dalgalanır, Zamanla, Bayraklarım (1).

Kuleli mezunu olup 15 yıl orduda hizmet yapan Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın tarihsel ve güncel konuları şiirleri Cumhuriyet’in modernleşmesini yansıtır. Çok çeşitli, lirik ve felsefi olan şiirlerini  “zaman, kâinat, hayat ve ölüm gibi temaların yoğun olduğu metafizik içerikli şiirleri, destanları, toplumsal, politik ve çocuk şiirleri şeklinde sınıflandırılabilir (2).   

ZAMAN PARILTISI

Karanlıklarda, gündüzlerin arkasındayım, Bitmiş ikinci dünya savaşı, uğursuz ve kahraman, Uzakta esir uluslar türkü söyler, Türklüğümün farkındayım. / Bir soluk gelmekte karşı gezegenlerden, Vakit içinden inmektedir gölgeler. Toprak üzerinde, atmosferler üzerinde Soğuyan gecemin farkındayım. Biçimler, evlere, eşyalara rahatça sığmış, Var olmuş var olmayan. Biçimler sonsuzluğa yaklaşmış, Aklımın farkındayım. / Ne ağaçlar uzanmış mevsimlerimce, Ne yıldızlar gerçek, aydınlığım kadar, Aşkla kımıldayan küçücük ışıklar uçuşur içimde yön yön, Yaşadığımın farkındayım.

KÜÇÜK ŞEHİRLERİN NİNNİSİ

Uyusun da büyüsün evlerimiz. Çeşmeler ve dükkânlar ve yollar. Varalım güzelliğin sonsuzluğuna, Aklın ve ağacın olduğu kadar. / Uyusun da büyüsün heykel, Mademki mermer, zafere. Başka ucuzluklar, başka yasalar gelsin. İçinde yürüdüğümüz düşüncelere. Uyusun da açılsın gözleri, Basmalarda kıpırdayan süsün. Bütün anılarımız, çocuklarımız, ekmeğimiz, Büyüsün./

Birçok ödül sahibi olan Dağlarca, 1967 yılında Amerikan Uluslararası Şiir Formu tarafından “En iyi Türk Şairi” seçilir. Türk Dil Kurumu Yönetim Kuralı Üyeliği de yapan Dağlarca, Dil Devrimine ait koçaklamasında (3) şöyle dile getirir – Türk Dil Kurumunu kurarken Mustafa Kemal’in tek mutsuzluğu vardı, Türkçeyi sevdiğini daha Türkçe söyleyememek, Kimilerinin şimdi tek mutluluğu var, Türkçeyi sevdiklerini daha Osmanlıca söylemek...”

Kimi şiirleri ise gündelik ve evrenseldir:

AYLIK MI ALDIN?

Aylık mı aldın, yüzün gülmüş, Daha genç gibisin dünden. Bir dostluk parıldar sana, Bütün eşyalar üstünden. Avuçların bir dolu, bir boş. Her şeye bu kadar yakın durmak, Ne de hoş. Uymaz çarşıya pazara, Gazete kenarlarına yaptığın toplamlar. Ne o, ne çabuk eve döndün böyle, ağırlığın dağ kadar…

(1) Başta Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; sınırlarımız içinde ve dışında ülkemizi halen koruyan, gelmiş geçmiş bütün gazi ve şehitlerimize minnet ve şükranlarımı sunarım.

(2) https://islamansiklopedisi.org.tr/daglarca-fazil-husnu 

(3) Korkusuzca meydan okuma   

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları