03 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Din ile bilim arasında neden diyalog olmasın?*

Rennan Pekünlü

Rennan Pekünlü

Eski Yazar

A+ A-

“Templeton’ın ödüle ilişkin düşünceleri de evrim geçiriyor. Ödül 1999 yılında bir başka fizikçiye, Ian Barbour’a verildi. İki yıl sonra ödülün ismi değiştirildi: ‘Ruhsal Gerçeklikleri Araştırma veya Keşfetme Yönündeki İlerlemeler için Templeton Ödülü’. O yıldan sonra ödül kazananların çoğu, Richard Dawkins’in Tanrı Yanılsaması (The God Delusion) adlı kitabında da değindiği gibi, ‘din hakkında iyi şeyler söyleyen’ biliminsanlarına verildi. Bu ödül sahiplerinin çoğu fizikçi ve evrenbilimciydi. “Hemen hemen tüm dinsel inanca sahip biliminsanların savunduğu gibi, Ian Barbour da, İncil’deki yaradılış (Genesis) bölümünü metaforik olarak anlar ve yaratılışçıların yorumsuz çeşitlemesini kesinlikle yadsır. Ian Barbour, çağımızdaki din bilim diyaloğunun öncüsü olarak bilinir.  

DİNLER ARASI DİYALOGUN TAŞLARI  

“Niçin din ile bilim arasında bir diyalog başlamasın? Templeton da bunu gerçekleştirmek için işe başladı. Eğer ağırlığını çevreye duyumsatamazsan süper zengin olmanın anlamı kalır mı? Diyaloğu satın almak düşlemekten daha kolaydır! John Templeton Vakfı 1987 yılında, bilimsel çalışmaları ‘Büyük Sorular’ı (Big Questions) çözme yolunda devinime geçirme amacıyla kuruldu. Bu sorular, 1987 yılında yanıtlanamayan, bilincin doğası, yaşamın kökeni gibi sorulardı. Yine bu sorular Barbour’ın diyaloğunun temellerini oluşturuyordu. Templeton Vakfı her yıl 60 milyon dolar tutarında araştırma bursu veriyor. Burs sahipleri bilim ile dinin ortak bir temele sahip olduğunu icat ederek teşekkürlerini sunma gereksinimi duyuyor ve böylece bilimle dinin birbirine yaklaştığına ilişkin mitolojiyi güçlendiriyorlar. Bu arada Vakıf, Science & Spirit adlı bir de dergi satın alarak bu diyaloğu kamuya daha yaygın duyurmaya başladı”.  

DİN İLE BİLİMİN YAKLAŞTIĞI YANILSAMASI  

“John Templeton Vakfı’nın yaptığı en büyük darbe, Amerika Bilimsel İlerleme Derneği (American Association for the Advancement of Science - AAAS) yöneticilerine giderek, Bilimle Din arasında AAAS Diyaloğu oluşturmak için milyon dolarlık öneriyle olmuştur. AAAS bu öneriye karşı koyabilir miydi? Bir milyon dolar biliminsanları için oldukça yüklü bir para demektir. Gerçekten de her nerede din ile bilim diyaloğu varsa Templeton çalışanlarının orada avuç dolusu para dağıttığı konusunda iddiaya girebilirsiniz! Parayla satın aldığı ve bunu kamuya yüksek seslerle duyurmaya çalıştığı şey, din ile bilimin birbirine yaklaştığı yanılsamasıdır.  

“Bu diyalogların içinde en iddialı olanı, 1999 yılının Mayıs ayında Washington DC deki Smithsonian Enstitüsünde üç gün boyunca süren ‘Kozmik Sorular’ (Cosmic Questions) olmuştur. “Smithsonian Enstitüsündeki söyleşide Sir John Polkinghorne ile Steven Weinberg ‘Evren tasarlandı mı? (Is the universe designed?)’ sorusunu tartışıyorlardı. Her ikisi de temel parçacıklar kuramına katkı yapan fizikçilerdi ancak aralarındaki benzerlik bundan öteye gitmiyordu. Elektromanyetik kuvvetlerle Zayıf Çekirdek kuvvetini birleştirerek 1979 yılında Nobel Ödülünü paylaşmış olan Weinberg yeminli bir tanrı tanımazdır. Polkingthorne da Weinberg gibi kuramsal parçacık fizikçisidir ve kuarkların keşfine büyük katkıda bulunmuştur. Ancak, 1981 yılında Cambridge Üniversitesinden emekliye ayrılmış İngiltere Kilisesi yönetiminde çalışmaya başlamış ve 1982 yılında kadrolu Anglican rahibi olmuştur.  

BİLİM ÖDÜLÜNÜ RAHİP ALDI  

“Evren tasarlandı mı? sorusu çevresindeki tartışmaya katılan Weinberg’in konuşmasının ilginç başlığı ‘Hayır’ idi. Weinberg, doğa yasalarının ‘tarafsız olduğunu ve kişiselleştirilemeyeceği’ni (cold and impersonal) söyledi. Kendisine gelen davetiyenin konferansı ‘din ile bilim arasında yapıcı diyalog’ olarak betimlediğini söyleyen Weinberg, ‘Diyaloğa varım ancak yapıcı diyaloğa yokum’ diye haykırdı! Fizikçiler genel olarak tartışmayı Weinberg’in kazandığı konusunda aynı görüşteydiler ancak oy kullanma hakları yoktu. Sir John Templeton’ın ise oy kullanma hakkı vardı ve 2002 Templeton Ödülü Rahip John Polkinghorne’a verildi. AAAS’nin ruhunu, özünü Templeton’a satmış olmasından çoğu kişi hoşnut değildi. Amerika’daki, belki de tüm dünyadaki en önemli bilimsel örgüt nasıl oldu da dinle bilim diyaloğu maskesi takmışların bilim karşıtı seslerini yükseltmelerine izin verebildi? AAAS bilim dünyası için çok değerlidir. AAAS Konseyindeki fizikçilerden çoğu, dinsel çevrelerin AAAS etkinliklerine çok fazla bulaşmış olmasından rahatsızlık duyuyordu.  

“AAAS’nin Din ile Bilim arasında Diyalog çabası hem verimsiz hem de bölücü bir sona doğru gidiyor ve son zamanlarda da öyle oldu.” 

(*) Robert L. Park, ‘Superstition’ adlı kitabı (2008) - Belief in the Age of Science”, Princeton UP.