20 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Faizi tekrar artırdık

Hakan Topkurulu

Hakan Topkurulu

Gazete Yazarı

A+ A-

Merkez Bankası Para Politikası Kurulunun 21 Aralık Perşembe günü aldığı karar ile politika faizi yüzde 40’tan yüzde 42,5’e yükseltildi. Yorumlar yine iç karartıcı. Bütün dünya faiz artırırken, hükümet heterodoks ekonomi politikaları ile faizleri düşük tutmuş. Herkes faizleri artık düşürmeyi konuşmaya başladığında, bizimkiler hala faiz yükseltmek ile meşgulmüş. Ama buna da mecburmuşuz. Çünkü zamanında faiz artırma kararı almadığımız için enflasyonun yükselmesine neden olmuşuz. Gidişimiz iyi imiş, önümüzdeki yıl yabancı sermaye gelecekmiş. Liberallerin her zaman söyledikleri klasik söylem.

Bugün konuşmaların içinde biri farklı bir şey söyledi. Nureddin Nebati ortada dolaşmaya başlamış. Nureddin Nebati heterodoks ekonomi politikaları diye anılan politikaların uygulayıcısı olan Hazine ve Maliye Bakanı. Ortaya çıkmış, tekrar görünmeye başlamış. Bu iyi haber değilmiş. Yabancı sermaye girişi geciktikçe Cumhurbaşkanı başarısızlık karşısında tekrar politika değişikliğine gitme kararı alabilirmiş.

Türkiye önümüzdeki yıl tekrar bir karar alma sürecine girecek gibi görünüyor.

Önce dünyadaki siyasal ve ekonomik gelişmelere bir göz atalım.

Dünyayı yakından ilgilendiren 2 savaş sürmektedir. Rusya-Ukrayna ve Filistin-İsrail savaşları. Farklı coğrafyalar gibi görünse de her iki savaş da birbirinin aynı. Savaşta taraf tutan ülkelerde, örneğin Türkiye gibi farklı cepheleri tutuyor gibi görünse de aslında her iki savaşta da bir tarafta Atlantik sistemi diğer tarafta Asya var. Her iki savaşta da gelişme Asya’nın kazanacağı yönde gelişiyor. Filistin-İsrail savaşında dengeler müthiş şekilde asimetrik olsa da, sonucun İsrail ve Atlantik aleyhine olacağı gün gibi ortada. Batı bütün vücudu ile yüklense de, İsrail belki Hamas direnişini kırsa dahi, tarihte Pirus zaferi olarak anılan, savaşı kazananın aldığı darbenin büyüklüğünün, zaferi kazananı yıktığı anlamına gelen sonuç İsrail’i beklemektedir. 

‘EKONOMİK GÖSTERGELER ATLANTİK ALEYHİNE’

Bu siyasi gelişmelere paralel olarak, özellikle Avrupa’da ekonomik göstergeler Atlantik aleyhine seyretmektedir. ABD’nin Avrupa’yı Rusya’ya her türlü ekonomik ambargo uygulamaya zorlaması Avrupa’yı zor durumda bırakmaktadır. Rusya’dan ucuz enerji kaynaklarına ulaşamamak. Rusya gibi geniş pazara ihracat yapamamak, özellikle Almanya’nın aşırı zorlanmasına neden olmaktadır. Avrupa bu aşırı ambargo zorlamasını, Rusya’ya Kırgızistan, Gürcistan, Kazakistan ve Ermenistan üzerinden üstü kapalı ihracat yaparak kırmaya çalışmaktadır. Bu da Atlantik sistemi içinde çatlak oluşmasına neden olmaktadır.

ABD’de dolar sistemindeki zorlanmaya rağmen işler iyi gidiyor gibi görünse de, aslında orada da işler istenildiği şekilde gitmemektedir.

LİBERALLERİN KUŞKUSU

Türkiye işte böyle bir ortamda karar almak durumundadır. Türkiye’de liberal sistem yanlıları, Atlantik sistemi taraftarları da yukarıdaki durumun farkındadır. Her ne kadar düşüncelerini kurguladıkları dünyaya bakış açıları, gelişmeleri onlara yukarıda anlatılan şekilde net algılatmasa da içlerinde bir kuşku duymalarına neden olmaktadır. Ki bu duydukları kuşku, Nureddin Nebati gibi uygulamaya çalıştığı politikaları gerçekleştirme iradesi çok zayıf bir bakan dahi olsa ortada görünmesi korku yaratmaktadır.

Türkiye yeni kararlar aldırtmanın arifesindedir. Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan’ın uyguladıkları ekonomi politikalar başarılı olmaktan çok uzaktır.

Ne iktidar ne de muhalefet önlerindeki sorunları çözme becerisinden çok uzaktadır. İktidar içinde hala Cumhurbaşkanının dengeleri elinde tutuyor gibi görünmesi nedeniyle sorun yok gibi gözükmektedir. Muhalefet ise; bırakın muhalefet içi sorunlarla uğraşmayı, muhalefetin 2 ana kanadı CHP ve İYİ parti kendi içlerindeki sorunları dahi çözmekten uzak durumdadırlar.

Bu durum Türkiye’yi her an bir iktidar boşluğuna düşme riski ile karşı karşıya bırakmaktadır. İşte Türkiye burada doğru kararı verecektir.