03 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fanatizm kötü şey...

Atilla Özalp

Atilla Özalp

Gazete Yazarı

A+ A-

MEŞHUR internet sitesi Vikipedi'ye göre fanatizmin tanımı şöyle: "Bir dine, bir öğretiye, bir kimseye, bir şeye çok aşırı ölçüde, coşku ve tutkuyla bağlılık; insanı aşırılıklara sürükleyen, körü körüne yandaşlık, takıntılı bir coşku; kontrolsüz bir heyecan eşliğinde, bir davaya, politikaya, spora, genel sosyal normları hiçe sayacak derecede aşırı bağlanma halidir." 

ELEŞTİRİ DAHA GÜZELE ULAŞMAK İÇİN GEREKEN BİR ÇABA

Fanatik insanlar, çevresindeki doğru değerleri görmeyip başka fikirlere algıları kapalı vaziyette sadece kendi bildiklerine göre hareket ederler. Gönül verdiğin takıma tutkuyla bağlı olmakta, hangi sonucu alırsa alsın takım değiştirmemekte belki bir sakınca yok ama takımının eksiklerini dile getirip yapıcı eleştiri ile yardımcı olmaya çalışanlara hain ya da düşman gibi suçlamalarda bulunmak ne kadar doğru bir yaklaşım olabilir ki? 

Futbol ve siyaset birbirine çok benziyor. Aralarındaki tek fark; futbolda alınan başarısız sonuçlardan sonra tüm stat koro halinde teknik direktör ve idarecileri istifaya davet ettiğinde hiçkimse taraftarları hain diye damgalamazken, siyasette ise böyle bir teşebbüs hainlik olarak görülebiliyor.

Hem futbol hem de siyasette gidişat ne olursa olsun sonuna kadar, körü körüne bağlılık var. Birinde desteklediğin takımın ismine ve renklerine, diğerinde ise partinin liderine tutkuyla bağlı olunuyor, yapılan eleştirilere ise asla kayıtsız kalınmıyor. Oysa ne tuttuğun takımı ne de gönülden bağlı olduğun siyasi partiyi eleştirmek hainliktir. Olsa olsa Alman düşünür Friedrich Nietzsche'nin "Eleştiri belki güzel bir şey değil ama gereklidir, ağrı ile aynı işi görür. Çünkü ağrı da vücutta bir arıza olduğunu haber verir." dediği gibi eleştiri, ancak güzel günlere ulaşmak için bir çaba olur. Çoğunluk, eleştiriden hiç mutlu olmaz ama edebiyatımızın ünlü şair ve yazarlarından Cenap Şahabettin'in "Büyük insanlar, kendilerine atılan eleştiri taşlarından heykeller dikerler." sözünü de unutmamakta fayda var.

DEĞİŞMEYECEK TEK PAYDA...

Ne geldiyse başımıza fanatiklerden geldi. İktidar eleştirildiğinde iktidar yanlısı olanlar, muhalefet eleştirildiğinde de muhalefete yakın olanlar tarafından vatan sevgimiz sorgulanıyor. Ben bu duruma matematikten faydalanarak bir cevap vermek istiyorum. Matematikte kesirli sayıları biliriz. Yere paralel yatay bir çizginin üzerinde ve altında sayılar vardır. Çizginin üstünde yer alan sayılar "pay", çizginin altında kalan sayılar ise "payda" olarak ifade edilir. "Pay"lar değişebilir ama toplama ya da çıkarma işlemini sonuçlandırmak için kesrin altındaki payda sayısı mutlaka ortak bir çarpanla çarpılarak eşitlenmek zorundadır. Matematik bilimdir. Nasıl ki 2 kere 2'nin 4 ettiği yoruma açık değilse, kesirli sayılarda da bahsi geçen işlemin sonuçlandırılması için paydanın aynı sayı olması gerektiği kuralı da değiştirilemez. Bizim ülkemizdeki durumu matematikten bu işlemle özetleyecek olursam: Paylar çeşitli partilere sempati besleyenlerdir, değişebilir, ama ortak paydamız olan vatan sevgimiz asla değişmez.