Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul 15°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fatih şimdi tam ‘eleman’ oldu!

Çetin Susan

Çetin Susan

Eski Yazar

A+ A-

Hatırlarsınız; işvereni, elemanına “eleman” dediği için futbol âlemi birbirine girmişti. Tribünlerdeki binlerce insan, “imparator” diye bağrına bastığı birisine, “eleman” denilmesini hazmedememişti besbelli. Kendileri de bir yerlerde eleman olarak geçimini sağlayan bu insanlara göre, eleman olmak ayıptı zahir! Benim de kafam karıştı o ara. “Eleman-İmparator” akla da yatmıyordu, kulağa da... “İmparator-Eleman” desem, yine aynı yere varıyordum.

Neyse, aylar geçti. Başındaki bizden olsun da, çamurdan olsun yaklaşımıyla yönetilmeye çalışılan Milli Takım’ın “serbest düşme” hâli, müdahale gerektirir noktaya ulaştı. O sıra memleketin “Tek Seçici”sinin kafasında şimşek çaktı: Fatih! Çok donanımlı ve öngörülü insanlar oldukları, dış politikada da kanıtlanmış olan danışmanlar güruhundan kimileri de kafa salladılar muhtemelen. Hatta detaylandırdılar bu parlak projeyi. Bir taşla birkaç kuş vuracak taraflarını serdiler ortaya. Gerçi Tek Seçici’nin, kimsenin aklına ihtiyacı yoktu ama onlar görevlerini yaptılar yine de.

Fatih’in Galatasaray’ı çalıştırıyor olması, aslında “sorun” değil “fırsat”tı. 3 Temmuz sürecinde, “güç gösterisi” adına, “adalet” adına, “dengeler” adına bizzat Tek Seçici tarafından Fenerbahçe’nin ateşe atıldığını artık çocuklar bile biliyordu. Bu “adalet”in kaynağı, Deniz Feneri meselesini örtbas etmeye çalışan kaynakla aynıydı. Gerçeğin güçlü ışığı, perde arkasındaki elebaşının siluetini, kabak gibi ortaya çıkartmıştı tez zamanda.

İşte, Fatih’in Galatasaray ve Milli Takım’a bölünmesi nedeniyle, kulübünde ortaya çıkabilecek olası problemler, Fenerbahçe’ye yapılanları dengeleyecek, el altından bu algı yaratılacaktı yarası olanlarda. 3 Temmuz darbesinin, tahmin edilemeyen boyutlara varan zararları, Tek Seçici’nin Fenerbahçeli genleri nedeniyle vicdanını epeyce rahatsız etmekteydi zaten.

Meşhur “kazan-kazan” teorisi her hâlukârda işleyecek, Fatih mucizevî sonuçlarla Milli Takım’ı, Brezilya 2014’e götürebilirse, zaten sonuç en tepedekinin hanesine yazılacaktı. Medyadaki borazanlar, büyük resmi gözlerden kaçıracak, verilen görevi yapacaklardı. Nitekim, başbakan danışmanı olasıca Fatih(bu, medyadaki meşhur Fatih), kolları sıvamıştı bile. Olayı Galatasaray’ın iç hesaplaşması boyutlarına çekip, esas aktörden tek kelime bile bahsetmeden yorumluyordu Fatih’in Milli Takım’daki ek görevlendirmesini. Ama satır aralarında kendisini ele verip, “emir büyük yerden” izlenimi verecek cümleler de kurmuştu “Jölesiz Yiğit”... Malum, seçim sathı mailindeydik artık, her yol mübahtı.

Öte yandan; Yılmaz Vural gibi dersi izlemeyen “tembel talebeler”, önlerindeki denklemi anlayamadıkları için, çözüme de yanlış yoldan ulaşmaya çalışıyorlar. “Onca hocamız varken, 2 takımlı hoca yaratmak, diğer teknik adamlara hakarettir” derken, tayinin sportif değil, tamamen siyasi bir operasyon olduğunu ıskalamış görünüyorlar. Geometrik anlatımla ortada, Futbol Federasyonu-Fatih-Galatasaray üçgeni varmış gibi sunulmaya çalışılsa da, gerçekte Tek Seçici ile Fatih’in iki ucunda olduğu bir doğru var. Federasyon ve Galatasaray, bu doğrunun üzerlerinden geçtiği iki basit nokta sadece.

Sevenleri üzülecek ama Fatih, bu kez tam “eleman” oldu, bile isteye, hiç direnmeden. Dik durabilecek koşullara sahipken, çoğu insan gibi boyun eğdi egemene... Kılıfı da sağlam: “Parola: Milli Görev... İşaret: Kaçılmaz!”