Fenerbahçe'nin 'Abdurrahman Çelebi' seçimi
Fenerbahçe'de sırasıyla, Yamen Uzun, Hulusi Belgü, Mehmet Ali Aydınlar ve Aziz Yıldırım başkan adaylıklarını açıkladılar. Ancak, kulübün internet sitesinde bu konuda en ufak bilgi yok. Özgeçmişleri, açıkladıkları projeleri orada yer bulamıyorsa nerede bulacak? Fenerbahçeliler, sadece kongreye gelenlerden ibaret mi? Muş'taki, Burdur'daki, Artvin'dekilerin bilgilenmeye hakkı yok mu?
Geçtik; Cuma akşam saatlerinde başkan adayı Aydınlar geniş katılımlı bir basın toplantısı yapıyor, televizyon kanalları canlı yayımlıyor. Aynı anda FB TV'de ise, öğle saatlerinde Ali Koç'un yaptığı basın toplantısının tekrarı, peşinden de Aziz Yıldırım'ın biteli 2 saat olmamış basın toplantısının tekrar yayını var! Üstelik bu 2 toplantıyı da zaten canlı olarak vermişler.
Düşünün, bir seçime giriyorsunuz, seçimde oy kullanacak insanlara ulaşmanız engelleniyor. İktidar partisi yapsa, yakıştırabilirsiniz. Oysa bunları yapan, yaptıran Aziz Yıldırım! Aydınlar, başvurusunun, "Gizli belgedir, paylaşılamaz" bahanesiyle reddedildiğini açıklıyor.
Bu kafa, bu otokratik kafa, hatta monarşik kafa, bu Fenerbahçe'yi malı gibi gören Aziz Yıldırım kafası yeniden başkan adayı. O kafa öyle havalanmış ki, projelerini soranlara, "15 yıllık başkana proje mi sorulur!" cüretkârlığında... Sanki geriye doğru yönetecek seçilirse... Ağzı başka söylese de, kendisini Fenerbahçe'nin de üstünde konumlandırdığı satır aralarında okunuyor. Yıldırım, en kuvvetli başkan adayı bu kulübün!
Rakibi Aydınlar'ın ise, öngörüden dirayete bir dizi sorunu mevcut ki; seçilmesi halinde, Fenerbahçe'yi hangi römorkörün nereye çekeceği meçhul...
Düşünün ki, en büyük hayaliniz Fenerbahçe Başkanlığı... Günün birinde, damdan düşercesine, memleketin başbakanı sizi futbol federasyonu başkanı yapmak istiyor. İrdelemeden kabul ediyorsunuz ve daha koltuğunuzu ısıtmadan, "3 Temmuz" bombası kucağınızda patlıyor. (Göreve, soruşturmadan habersiz olarak geldiğini varsayalım, aksi felaket zaten) Başkanlık hayalini kurduğunuz kulübünüz kıskaca alınıyor, durumu "vahim" görüyorsunuz. Daha da önemlisi siz ketenpereye getirilmiş oluyorsunuz.
Bu ahval ve şeraitte, "Durun hele, ben maşa değilim, bu oyuna gelmem!" diyerek, o en büyük hayalinizi de canlı tutmak adına istifa etmez misiniz? Aydınlar etmedi. Etmedi de ne oldu; önceden taşları döşenmiş yolda yürümeyi seçti. Üstelik etrafı, Arıboğan, Köksal, Helvacı gibi Galatasaray misyonerleriyle kuşatılmış halde. Üstelik bilgisi, deneyimi, kadrosu yetersiz olmasına rağmen.
Davul boynundaydı ama tokmak, kâh UEFA'da kâh Galatasaraylı troykada... Öyle ki başkanı olduğu federasyona gelen hayati yazışmalardan bile 10 gün sonra tesadüfen haberdar olabiliyordu.
Dirayetsizdi; sınıfsal konumu gereği başbakana direnç gösteremediği gibi, tecrübesizliği ve basiretsizliği nedeniyle UEFA'ya da direnemedi, blöflerine boyun eğdi. 2 gün önceki basın toplantısında, "geçmişe dönük soru almayacağını" belirtmesi, durumunu özetliyor zaten.
Fenerbahçelilerin gözünde, artık "Başbakanı kadar Fenerli"dir o da. Bugün, en büyük hayalini kendi elleriyle yok eden birisi olarak, Fenerbahçe'yi büyük hayallere taşımak peşinde. Diğer önemli aday da bu...
Yazının başlığı haksız mı?.