FITCH’den Türkiye’ye kritik mesaj!

Kredi derecelendirme kuruluşları dünyadaki yatırımcılara ‘deniz feneri’ görevi yaparlar. Küresel sermayenin nerede daha güvenli ve kârlı olacağına dair raporlar hazırlarlar. Bu raporların isabet oranı ne kadar yüksek olursa, kurumlar o kadar ün ve komisyon gelirine kavuşurlar. Yani bu kurumların sürekli olarak bir şirket ya da ülke aleyhine somut veriler olmadan rapor hazırlaması mümkün değildir. Zira her raporun sağlaması dünyadaki tüm uzmanlarca yapılır.

Geçtiğimiz günlerde bu kurumların en büyüklerinden Fitch Ratings, Türkiye'nin kredi notunu "BB-" ve görünümünü "durağan" olarak teyit etti.

“Fitch Ratings'ten yapılan açıklamada, ekonomik büyümenin güçlü bir şekilde toparlandığı, enflasyonun geçen yılın başında gördüğü yüzde 20 seviyelerinden düştüğü, cari açığın gelişme gösterdiği ve dış risklerin hala yüksek seviyelerde olmasına rağmen azaldığı bildirildi.”

Bu açıklamanın duyan kulaklar ve gören gözler için büyük anlam taşıdığını düşünüyoruz. Maddeler halinde sunacak olursak:

1-Evet Türkiye’de bir toparlanma var ancak bu hükümetin çizdiği pembe tablo gibi değil. Eğer toparlanma 2001 krizinde olduğu gibi V şeklinde olsaydı Fitch en azından not görünümünü ‘durağan’dan ‘pozitif’e getirmez miydi?

2-Açıklamada gelecek günler için Türkiye’de iktisadi bir kısır döngünün tekrar işlediğine dikkat çekilmiştir. O da şu: Türkiye’de üretim dışa bağlı çalışır. Yarı mamul dışarıdan gelir, buna bağlı imalat sanayi üretim yapar.

An itibari ile imalattaki artış, ithalat yolu ile açık miktarını büyütmeye başlamıştır. Açığın sürdürülemez olduğu noktada yani kasada dolarlar suyunu çekmeye başladığında ise “kur krizi” başlar…

Fitch Ratings raporun genelinde olumlu ifadeler kullanırken, bunu neticeye yani nota ve görünüme yansıtmamış olması, Türk ekonomi politikası yönetimine verilmiş kritik bir mesajdır.

Sözün özü, ithal ikameci üretim devrimi yapılmadan geçen her gün, imalat sanayinde toparlanma kuvvetlendikçe, bizi cari açık ile kur krizine yaklaştıracaktır.

O zaman soralım: Yanlış üretim sistemini değiştirmek için dolar/TL’nin 10 seviyesini görmesi mi gereklidir?