03 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Galileo gazaba gelecek’ uyarısı

Rennan Pekünlü

Rennan Pekünlü

Eski Yazar

A+ A-

“Kiliseye göre gökbilim bilgileri önemliydi ve bazı kilise üyelerince etkin bir biçimde araştırılıyordu. Ancak gökbilimcilerin ürettiği modeller üzerinde yeterince düşünülmedikçe gerçek yaşamla ilişkisi kurulmazdı. Bu düşünce Kardinal Bellarmine’in Paolo Antonio Foscarini’ye yazdığı ünlü mektubun ilk bölümünde dile getirilmişti. Foscarini, Nepal’deki manastırda yaşayan ve Kopernik dizgesinin gerçekliğini araştıran bir Carmelite keşişiydi. Bellarmine mektubunda şöyle yazıyordu: ‘Bana öyle geliyor ki, siz ve Senyör Galileo mutlak olarak değil de hipotetik olarak konuşmayı yeğlerken ölçülü davranıyorsunuz. Yer’in devindiğini Güneş’in de durgun olduğunu varsayarsak gökyüzünde gördüklerimizi taşıyıcı çemberleri (epicycle) kullanan kuramdan daha iyi açıklayabileceğimizi söylemek daha sağ duyulu ve çekincesiz diyorsunuz. Bu tür konuşmalar matematikçiler için yeterli olabilir. Ancak, Güneş’in gerçekten de evrenin özeğinde olduğunu, doğudan batıya doğru devinmeksizin yalnızca kendi ekseni çevresinde döndüğünü vurgulamak isteği çok çekinceli bir durumdur; bu, Skolastik filozofları ve ilahiyatçıları ayağa kaldıracak ve aynı zamanda İncil ile çelişerek Kutsal İnancımızı incitecek bilinçli bir risk alma durumudur’”[1].  

KUTSAL ŞEREFSİZLİK ÖRNEĞİ 

“Kutsal Şerefsizlik” Örneği - W. A. Wallace’ın Galileo’yu Aşırmacılıkla Suçlaması  

‘Galileo’s Concept of Science: Recent Manuscript Evidence’ başlıklı bildirisinde William Augustine Wallace (WAW) büyük bir “kutsal şerefsizlik” örneği sergileyerek Galileo’yu erken dönem Jesuitler’in bilgilerini aşırmakla suçluyor. Ancak bilim tarihçisi Paolo Palmieri, O’nun bu “kutsal şerefsizliği”ni çok güzel sergiliyor. Önce WAW’ın sonra da Paolo Palmieri’nin konumuzla ilgili saptamalarına değinelim.  

“Galileo’nun erken dönemde yazdığı Latince el yazmalarından ikisinin başka kaynaklardan türetildiği ve bir olasılıkla kopyalandığına ilişkin kuşkular ondokuzuncu yüzyılın sonlarına dek sürdü. Dedektiflerinkini andıran bu çalışmanın çoğu, Galileo’s Early Notebooks: The Physical Questions and Prelude to Galileo adlı kitabımda betimlenmiştir. Yapılan inceleme, MS 46 nın, Roma’daki Collegio Romano’da eğitim veren genç Cizvit (Jesuit) profesörlerinin ders notlarından olduğunu ortaya çıkarmıştır. Carbone aşırma yoluyla (plagiarism) hiç de zekice olmayan bir biçimde Valla’nın 1587-1588 yıllarında Collegio Romano’da verdiği ve 1588 yılı Ağustos ayına dek tamamlanmamış olduğunu bildiğimiz mantık dersi notlarını kitabına almış. Galileo, Clavius’un iyilikseverliğiyle - buna ilişkin daha sonra söyleyeceklerim olacak - Valla’nın ders notlarını edinmiş ve bu notlardan MS 27’deki ilginç bilgileri yazmıştır”.  

“Galileo’nun Latin el yazmalarının yeniden incelenmesi ve yazılış tarihlerinde değişiklik yapılması, bu büyük İtalyan’ın yazılarını yorumlayanlar arasında revizyonist bir hareketin başlamasına ve bu revizyonistlerin bilim tarihi ve bilim felsefesindeki gerçek yerlerine oturtulmasına yardım eder. Bu tür çabaların kısa bir özeti ve olası sonuçları bile bizi bu yazının amacından çok ötelere taşır. Sonuç açısından ele alırsak, bazı tarihsel kanıtlar ortaya çıkarıldığı için, bu öncü gökbilimci-fizikçiyle ilgili ve geçerliliğini yitirmiş bazı söylenceleri dağıtmak yanlış olmayacak” [2]  

GALİLEO TARTIŞMALARI  

Yukarıdaki “kutsal şerefsizlik” çabalarına bir bilim tarihçisi olan Paolo Palmieri’nin yanıtı aşağıdaki paragrafta sunulmuştur.  

“Wallace’ın sözünü ettiği MS n. 27, Galileo’nun erken dönem not defterlerine gönderi yapar; bunlar, W.F. Edwards ve W.A. Wallace’ın (Padua 1988) editörlüğünü yaptığı ‘Galileo Galilei, Tractatio de praecognitionibus et praecognitis and Tractatio de demonstratione’ adlı kitapta yayınlanmıştır. Galileo’nun not defterlerinin sözü edilen kitaptaki başlıklarını editörler koymuştur; bu başlıklar Galileo’nun değildir ve Galileo’nun orijinal el yazmalarının hiçbir yerinde yoktur.” [3]  

[1] Feyerabend, P.K., (1984), “Galileo and the Tyranny of Truth”, The Galileo  

Affair: a Meeting of Faith and Science, Proceedings Query Page for the  

Astronomy Database, Provided by the  

SAO/NASA Astrophysics Data System (ADS) Abstract Service.  

[2] Wallace, W.A., (1984), “Galileo’s Concept of Science: Recent Manuscript  

Evidence”, The Galileo Affair: a Meeting of Faith and Science, Proceedings  

Query Page for the Astronomy Database, Provided  

by the SAO/NASA Astrophysics Data System (ADS) Abstract Service.  

Arp, H.C., (1987), “Quasars, Red shifts and Controversies”, Berkeley, CA,  

Interstellar Media.  

[3] Palmieri, P., (2007), “Science and Authority in Giacomo Zabarella”, Hist.  

Sci., xlv, University of Pittsburgh.