Genç fotoğrafçı Sinem Dişli tüm dünyada izleniyor
Sinem Dişli fotoğraflarını ilgiyle izlediğim genç bir fotoğrafçı… Urfa’da doğmuş orada güzel sanatlar lisesini bitirmiş. İzmir’de Güzel Sanatlar Fakültesi’nde sanat okumuş heykelle buluşmak isterken fotoğrafa yönelmiş. Ve yaşadığı mekanın değerleri, sosyal ve kültürel durumu onu çok etkilemiş. Bir de dedesinin şiirleri… Dedesi yıllar önce fantastik bir yaklaşımla “Harran Ovası deniz olacak. Harran ışıkları gemilerin ışığı olacak” diye şiirler yazmış. Sinem bunlardan etkilenmiş, GAP’ın getirdiği değişimin, sonuçlarını düşünmüş… Kazanımları da yitirilenleri de fotoğraflarıyla ortaya koymak için çalışmış. Ve yöresel değerler de etkilemiş. Nar bahçeleri varmış Urfa’da. Çok özel bir ürün nar. Halfeti’de nar üzerine çok şey dinlemiştim. Halfetili öylesine içten anlatmıştı ki baraj gölü suları altında kalan nar bahçelerini, yüreğimde hissetmiştim onun duygularını. İşte Sinem’in babası da, bir nar heykelini göstermiş, o da Halfetililerin hissettiği gibi o güzelim nar bahçelerinin yok oluşunu düşünmüş çevresindeki beton yığınlarına bakarken. Mezopatamya uygarlığı içindeki değerleri ele almış, Göbeklitepe ile ilgili dünya ölçeğinde çalışmalar yapmış. Eğitim ve araştırma için, gittiği New York’ta “Duman” adlı fotoğrafı New York Times’te yayımlanmış. Sinem’e sordum o da anlattı.

- Sinem, Urfa’da doğmuşsun. Çocukluğunu, yaşadığın mekanları ve okuduğun okulları yazar mısın?
1982 yılında Urfa'da doğdum. Urfa’da küçük bir mahallenin dar sokaklarında büyüdüm. Şanlıurfa Güzel Sanatlar Lisesi’ni bitirince Urfa’dan ayrıldım. 2004 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar bölümünden mezun oldum. 2007 yılında Marmara Üniversitesi Fotoğrafçılık Bölümü'nde yüksek lisans eğitimini bitirdim.
- Öğrenciliğinde neler okurdun? Favori yazarlar, sanatçılar ve kitaplar var mıydı?
Okumanın güzelliğiyle çok geç tanıştım. Fotoğraf henüz hayatıma girmemişti. Öğrenciyken hep heykel, resim yapacağım diye düşünüyordum. Özellikle lise yıllarında Giacometti'yi bizimle tanıştıran heykel hocam beni inanılmaz etkilemişti. Jean Genet-Giacometti’nin Atölyesi, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski- Suç ve Ceza, Jean Paul Sartre- Estetik Üstüne Denemeler’i okumuştum.

NAR BAHÇELERİ
- Oyuklar, Höyükler ve Göbeklitepe sergin çok ses getirdi. O sergiyi nasıl gerçekleştirdin ne kadar süre çalıştın?
Oyuklar ve Höyükler: Göbeklitepe’ye Bir Bakış… Çok uzun bir hikayesi var. On yıldır çalıştığım projenin uzantısı. Ben çocukken Urfa'da nar bahçeleri vardı, eskiden narlarıyla ünlü bir yermiş. New York’a taşındıktan sonra Urfa’ya ziyaretlerim sırasında bir gün babam beni bir yere götürdü ve "Buraları hatırladın mı" diye sordu; ben de Hasselblad'la, az ve öz çekimler yapıyorum o dönem. Beton dışında hiçbir şey yoktu. Derken bir nar heykeli gördüm ve fark ettim ki bütün o nar bahçeleri yok edilmiş ama temsili bir heykel var. Doğayı yok etmek ondan kopmak, ama doğanın bize verdiği en konsantre şeyin heykelini dikmek nasıl bir yaklaşımdır? Bunu temelde değiştiren şeyin ne olduğunu sorgulamaya başladım gide gele. Çıkış noktasının GAP Projesi olduğunu anladım. Aslında Fırat Nehri üzerine kurulan barajın bütün bu ekonomik kalkınmayı sağladığını ve bunun Suriye'deki savaşla ilişkisini, kuraklık meselesini düşünmeye başladım. Suyun işlerimde doğanın döngüsünü temsil eden bir şey olduğunu anladım. Bir yandan da dedemin kasetleri rast geldi, bu konuda yazdığı şiirler var: "Harran Ovası deniz olacak ve Harran'ın üzerindeki ışıklar gemilerin ışıklarına dönüşecek" diyor örneğin. İnanılmaz bir hayal. Bir şeyi hayal etmek, onun fantazisini kurmak ve bunun oluşumu sırasında doğaya müdahalemiz... Evet bir zenginleşme var; ama bu zenginleşme sırasında neyin içini boşaltıyorsun, neyi yok ediyorsun, biraz buna bakmak gibi bir şey. Tabii ben bütün Mezopotamya tarihine de girmeye kalkınca işler karışmaya başladı. Zamansallık, doğa-tarih-uygarlık arasındaki bağlantıyı araştırırken konu sonunda Göbeklitepe’ye geldi.

- Diğer sergilerini ve ödüllerini de dillendirir misin?
2008 yılında New York Görsel Sanatlar Okulu, 2015'te Triangle Arts Residency programı ve ISCP tarafından burs kazandım. Dört kişisel sergiye ek olarak Avrupa ve ABD genelinde İntiba, Sürgün, Cereyan ve Rutubet isimli çok sayıda karma sergiye katıldım. 2016 ve 2017 Arles fotoğraf festivalinin Kozmos bölümünde yer aldım.
- İstanbul’da ve New York’ ta yaşıyorsun. New York’ta neler yapıyorsun. New York Times’te de fotoğrafların yayımlanmış oradaki çalışmalarından söz eder misin?
New York’ta da sanat üretimlerime devam ediyorum. Orada zaman daha çok araştırma burada daha çok üretme ile geçiyor. Duman Sütunu fotoğrafım ile The New York Times’te 2018’de 7 Vaat Veren Fotoğrafçısı olarak yer aldım.
