Hep aynı terane!
Futbol sezonu açılır açılmaz beklediğimiz antrenör değişimleri de başlamış oldu. Süper Lig’de Ertuğrul Sağlam, Bülent Uygun, Ümit Özat, Rıza Çalımbay ve 1.Lig’de benim bildiğim Sergen Yalçın. Lakin bu futbol yönetim sistemi oldukça arkası çorap söküğü gibi gelir. Hiç merak etmeyin. İsterseniz konuya bir teknik adam nasıl yenir sorusuyla girelim. Ülkemizde bir antrenörü piyasa ağzı ile konuşursak idareci yer, futbolcu yer, basın yer, taraftar yer, saha sonuçları yer, kulüple organik bağı olan menajer yer, bir de antrenör kendi başını yer! Bu şıkların hangi birine ayrı ayrı değinsem inanın Aydınlık Gazetesi’nin tüm sayfaları yetersiz kalır. Ancak bilginin, mesleki donanımın, deneyim ve tecrübenin, liyakatin değerini yitirdiği sistemsizliğin sistem haline geldiği futbol sektöründe ne yazık ki bu olumsuz sahneleri görmeye devam edeceğiz.
HESAP SORULMUYOR
Milyonlarca dolar yatırım ve bu yatırımı teslim ettiğiniz teknik adamlarla ligin 5. 6. haftalarında yaşanan ayrılıklar. Sorarım size; hangi iş adamı milyonlar harcayıp işi batıracağına inandığı bir yöneticiyi şirketine atar veya hangi iş adamı yaptığı yatırımın reel karşılığını hemen alamadı diye işinde uzman bir yöneticiyi iki ay sonra kovar? Ticaret hayatında bunu yapamazsınız ama cebinizden bir lira koymadan futbolu yönetecek bilgiye tecrübeye ve yeterliliğe sahip olmadan memleketimin futbol sahnesinde bunların hepsini yapabilirsiniz. Çünkü iyi bilirsiniz ki yapılanların hiç birinin hesabı size sorulmaz. Kulüpler batağa sürüklenip yok olurken siz dün aldığınız futbol yöneticisi kimliğini yeni sömürülerin son kahramanlarına bırakıp protokol koltuklarındaki şerefli(!) yerinizi alırsınız.
Pencerenin diğer tarafında ise antrenörlerimiz var. Bir şehrin, bir markanın dahası endüstriyel bir ürünün tüm sorumluluğu size verilirken yaparsam yaparım yapamazsam giderim haleti ruhiyesi ile meslek ahlakı bağdaşmaz. Üstüne üstlük bir takımdan ayrılıp diğer bir takımın başına geçme ihtiyacı ‘başarıya açlıktan ziyade maddi açlık algısı yaratır’ ki bu futbolun ruhunu alır cüzdanın içine hapseder, dolayısı ile antrenörün kendine çeki düzen vermesi, sistemin de antrenör havuzunu genişletecek çalışmalar yapması gerekir. 18 takımlı Süper Lig’de çalışacak 18 antrenör ismini ancak yazabildiğiniz bir ülkede’ körler sağırlar sadece birbirini ağırlar.’