15 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İki tarafa da eşit uzaklıkta olamayız! Millet izin vermiyor, vermeyecektir

Şule Perinçek

Şule Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

7 Ekim’den bu yana başımıza bombalar yağıyor. Dün gece Gazze’deydik hep birlikte.
Hâlâ şunu diyebiliyor muyuz… İki tarafa da eşit uzaklıktayız…
Bir yandan ABD’nin piyonlarına nasıl İHA’lar, SİHA’lar satacağız… paracıklarımızı bir bir sayacağız…
ABD’nin kan kusan en modern silahlarının güvertesinde gülücüklerle “selfi” yapacak mısınız…
O tartışma bitti!
Bir zamanlar “Ne Sam, ne Saddam” diyorlardı…
Seçimi “postalla, takunya” arasına sıkıştırıyorlardı…
“Ne Hamas, ne İsrail” diyenler artık hâlâ böyle diyebiliyorlar mı…
Bu dinimiz açısından mı bir ayrışma mıdır…
Kimler karşı taraf?
Bakın New York’ta binlerce kişi bile dinine bakmadan yürüdü: “Bağımsız Filistin!”
Filistin’dekiler de öyle aynı safta yaşam ve bağımsızlık mücadelesi veriyorlar.
Bebelerin dinine bakmıyor bombalar!
Ne Sam ne Saddam’ın da yanıtı.
Emperyalizme karşı mısın, değil misin…
Ortadan böylece keskin ayrılıktı dün gece gördüğümüz.
Dünya yol ayrımına geldi.
Saflaşma yeniden oluşuyor.

İki tarafa da eşit uzaklıkta olamayız! Millet izin vermiyor, vermeyecektir - Resim : 1

BİDEN NEDEN GELİYOR

Biden’ın Ürdün’de Kral Abdullah, Filistin Başkanı Mahmud Abbas ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sissi ile görüşeceği toplantı iptal edildi. Ama İsrail’e gidiyor. Alman Spiegel Dergisi, İsrail’in kara harekâtını Biden’ın ziyaretinden sonraya bıraktığını yazıyor.
Neden ki?? Biden’dan medet umuyor olmasın! Zarardan dönecek.
Ya da şöyle mi soralım… Biden acaba yapma mı diyecek…Zaten bütün dünyayı kaybediyor, bırakın satın aldıklarını, evdeki bulgurdan da oluyor, “Sam ülkesini” bile kaybediyor.
New York sokakları ışıl ışıl. Bütün binalara yazılar yazılmış:
“İsrail'in savaş suçlarına ve Filistinlilere yönelik soykırım eylemlerine sponsor olan 3,8 milyar dolarlık ABD fonunu kesmenin zamanı geldi. Biden, bugün İsrail'in Gazze Hastanesi'ni bombalamasında suç ortağıdır.
“Gazze ablukasını kaldırın”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Kuşak ve Yol Forumu”na katılmak üzere Çin’e gitti. Şi Jinpin’in, "sevgili dostum" dediği Putin’in bu ziyaretini sokaktan geçen birine sorun bakalım, ne diyecek?
Çok açık, “En önemli müttefiklerinden biri olan Çin’le ‘Batı ülkelerine karşı bir ittifak güçlendirme’ amacı” olarak yorumlanıyor. Bu arada anımsatalım Duma “Rusya’nın kendi ulusal güvenliği için Nükleer Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması Anlaşması’nın onaylanmasından geri çekilmesini öngören yasa tasarısını kabul etti.

İSRAİL’İN FELAKETİ VE ABD

14 Ekim’de Foreign Affairs’ yazarı Marc Lynch’in yazısının başlığı şöyleydi: “Gazze'nin işgali İsrail için felaket olur… Amerika müttefikine uçurumun eşiğinden geri adım attırmalı.” (https://www.foreignaffairs.com/middle-east/invasion-gaza-would-be-disaster-israel) Yazıda bu şöyle açıklanıyor:
“Gazze'nin yaklaşmakta olan işgali insani, ahlaki ve stratejik bir felaket olacaktır. Bu sadece İsrail'in uzun vadeli güvenliğine kötü bir şekilde zarar vermekle ve Filistinlilere akıl almaz insani maliyetler yüklemekle kalmayacak, aynı zamanda ABD'nin Ortadoğu'daki, Ukrayna'daki ve Hint-Pasifik’te, Çin ile rekabetindeki temel çıkarlarını da tehdit edecek.”
Yazar yol da gösteriyor: “Artık yalnızca (…) Biden yönetimi İsrail'in feci bir hata yapmasını engelleyebilir. Artık İsrail'e sempatisini gösterdiğine göre Washington, müttefikinden savaş yasalarına tam olarak uymasını talep etme yönünde adım atmalı…”
Okunması gereken önemli bir yazı da 18 Ekim tarihli, Sarah Yager imzalı “İsrail, Amerika'nın Terörle Mücadeledeki Yanlış Adımlarından Ne Öğrenebilir?
Savaş Kanunlarına Bağlılığın Stratejik Durumu” başlıklı yazı. (https://www.foreignaffairs.com/israel/what-israel-can-learn-americas-counterterrorism-missteps)
ABD’nin çok sayıda başarısızlığından söz ediyor ve şu tespiti yapıyor: Bugün İsrail’i etkileyebilecek tek ülke ABD’dir.
ABD artık daha fazla kayba hazır değil. Ukrayna’da da iç politikada da işleri çok zor. Hamas'ın İsrail'e saldırısı sonrası ülkeye dayanışma ziyaretinde bulunmak isteyen Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’nin talebi, "bunun için doğru zaman olmadığını" gerekçesiyle İsrail yönetimi tarafından reddedildi. İsrail yönetimi, "ileri bir tarihte kendisini kabul edebilecekleri" yanıtını verdi.
Haaretz Gazetesi'nin haberine göre, İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi, Türkiye'ye yönelik seyahat uyarılarının en üst düzeye çıkardı ve tüm İsraillilerin derhal Türkiye'yi terk ekmeleri gerektiğini duyurdu.
Saflar nasıl da netleşiyor.
Emperyalistler de bunu görüyor. Hem kendi durumlarını hem Türkiye’nin ve diğer ülkelerin.

İki tarafa da eşit uzaklıkta olamayız! Millet izin vermiyor, vermeyecektir - Resim : 2

ABD GERÇEKÇİDİR ABD

ciddi bir ülkedir. Hesaplıdır. Gerçekçidir. Ama şu da bir gerçektir. Emperyalist ülkeler haksızdır.
Biz, hedefindekiler haklıyız. Vatanımızı savunuyoruz. Güçlüyüz.
Emperyalizme karşı konumlanan aynı safta el ele veren bütün dünya ülkeleri çok daha güçlü olacak.
En başta Türkiye. Bölgenin lider ülkesi. Bu saflaşmanın mimarı olabilir. Tarihe yazılmış başarıları var.
İki tarafa da oynadığı için değil. O kaybettiriyor. Hem de çok ağır bedeller ödüyoruz, eğer böyle giderse daha beter ödeyeceğiz.
Arkamızda 150 yıllık bir devrim geçmişi ve birikimi olan bir ülkeyiz. Sömürgeciliğe hiçbir zaman boyun eğmemişiz.
Artık Türkiye mazlum bir ülke değil. Olmayacaktır. Milleti izin vermiyor, vermeyecektir. O gizil güce (potansiyele) sahiptir.
Yöneticileri de o bilgiye ya sahip olacaklar ya olacaklar.
Artık tek seçeneğe doğru koşullar bizi zorluyor.
Sonumuz hayırlara vesile olacak. Ekonomiden, Kıbrıs’a, Akdeniz’den Karadeniz’e hatta Pasifik’e…
El ele, hep birlikte yüzümüzü doğacak güneşe döneceğiz.
Filistin için de tek umut bu. Nasıl Karabağ 30 yıl sonra bir hamlede çözüldü.
Yine başarırız.
Bu arada içeride esaslı bir temizlik olacak. Sağlı- “sollu” bütün kirlerimizden temizleneceğiz.
Takkeler düştü.

Filistin ABD İsrail