İsrail saldırılarına Batı desteği
Batı dünyası İsrail’in İran’a yaptığı saldırıda açık ve net olarak İsrail’in yanında yer aldı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Almanya Başbakanı Friedrich Merz gibi Avrupa’nın küreselci liderlerinin yaptığı “itidal çağırıları”, “endişelerini” ifade etmeleri, “gerginliği azaltma” çağırılar ve sorunu “diplomatik yollarla” çözme açıklamaları emperyalist ikiyüzlülükten başka bir şey değildir.
AVRUPA’NIN KÜRESELCİ LİDERLERİ İSRAİL SALDIRILARINI SAVUNDU
Fransa Cumhurbaşkanı X hesabından yaptığı açıklamada, “Fransa, İsrail'in kendini koruma ve güvenliğini sağlama hakkını” savunmuştur. İran’ın nükleer programına karşı olduklarını belirten Macron, İran’ın İsrail’e karşılık vermesi durumunda, ülkesinin İsrail’e savunma desteği sağlayabileceğini” ifade etmiştir. Almanya Başbakanı Merz Macron gibi “İsrail'in kendini savunma hakkını vurguladı” ve İran'ın nükleer silaha sahip olmaması gerektiğini de belirtti. Saldırı sonrası Netanyahu ile telefon görüşmesi yapan Merz, Almanya'nın özellikle İngiltere, Fransa ve ABD olmak üzere ortaklarıyla yakın koordinasyon içinde olduğunu belirtti.
TRUMP: ABD’NİN ÖLÜMCÜL SİLAHLARI İSRAİL’İN ELİNDE
ABD Başkanı Trump, Truth Social'da yaptığı bir paylaşımda “İran misilleme yaparsa ABD'nin kendini ve İsrail'i savunmaya hazır olduğunu” belirterek “ABD, dünyadaki en iyi ve en ölümcül askeri teçhizatı üretiyor ve İsrail'in elinde çok sayıda var, daha da fazlası yolda” diyerek saldırıda İsrail ile birlikte olduğunu açıkça ifade etti. Trump, Amerikan televizyon kanalı Fox News'e yaptığı açıklamada “İran'ın nükleer bomba sahibi olamayacağını” tekrarladı.
RUS DİPLOMAT: SALDIRILARDAN İSRAİL KADAR BATI DA SORUMLUDUR
Russia Today (RT)’ın haberine göre, Rusya'nın BM Daimî Temsilcisi Vassili Nebenzia, gerilimi körükleyen ve İsrail'in eylemlerini teşvik eden Batı'nın “hoşgörüsünü” kınadı. Nebenzia, “İsrail'in İran topraklarına düzenlediği saldırıların sorumluluğu sadece İsrail'e değil, en yakın müttefikleri olan Batı ülkelerine de aittir, çünkü her şeyi ateşe atmak ve gerginliği tırmandırmak için yaptılar” dedi. Nebenzia'ya göre “Batı, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının yaklaştığını biliyordu”. İsrail ile İngiliz istihbaratları arasında bir işbirliği olduğunu ifade eden Nebenzia, “İsrail'in İran'a saldırmasının hemen ardından, operasyona katılan İsrail uçaklarını Kıbrıs'taki üslerinde koruma altına aldılar” dedi. Ayrıca “İsrail’in ABD, Almanya ve İtalya'yı saldırılarından önceden haberdar ettiğini ve yine bilgilendirilen Fransızların da saldırıları desteklediğini” belitti.
MACRON’UN ‘FİLİSTİN’İ TANIMA’ PALAVRASI
Emmanuel Macron, Nisan 2025 başında, 17-20 Haziran tarihlerinde New York'ta Suudi Arabistan ile birlikte düzenleyecekleri konferansta Filistin Devleti'ni tanıma niyetini açıklamıştı. Macron 11 Nisan’da X hesabından “Filistinlilerin bir devlete ve barışa, İsraillilerin ise barış ve güvenlik içinde yaşama hakkını savunuyorum” paylaşımında bulunmuştu. Macron, İsrail’in İran saldırısının sabahı Elysee Sarayı'nda savunma konseyi toplantısı düzenledi ve ardından BM toplantısının ertelendiğini duyurdu. De Gaulle'den Chirac'a kadar Fransa iki devletli çözümü aktif bir şekilde destekledi. 2007’de cumhurbaşkanı seçilen Nicolas Sarkozy ile başlayan Atlantikçi politikaların, daha sonra François Hollande ve Emmanuel Macron tarafından devam ettirilmesiyle birlikte bu doktrini sözde savunmakla birlikte pratikte terk ettiler. Macron 2017 yılında ilk cumhurbaşkanı seçildiğinde, iki devletli çözümü destekleyen Quai d'Orsay'ın (Fransa Dışişleri Bakanlığı) tarihi çizgisini modası geçmiş ve dogmatik olarak nitelendiriyordu. Dolayısıyla Macron’un Filistin’i tanıma niyetinin bir palavradan ibaret olduğu ortada.