20 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşsizlik: 'Hedefimiz tam istihdam'

Hakan Topkurulu

Hakan Topkurulu

Gazete Yazarı

A+ A-

Öncelikle Türkiye’de uzun yıllardır yüzde 10’un altına inmeyen işsizliğin nedenlerinin doğru tespit edilmesi gerekir.

Türkiye 24 Ocak 1980 kararları ile birlikte neoliberal sistemin dinamikleri ile kalkınma yoluna sokulmuştur. Neoliberal sistem dinamiklerinde insan unsuru yoktur. Piyasada oluşan arz-talep dengesi ve bu denge sonucunda piyasada oluşan fiyatlar, sürdürülebilir ekonomi için tek ve vazgeçilmezdir. Bu sürece devlet müdahalesi ekonomide sürdürülemez sonucu ve iflasları beraberinde getirir. Serbest rekabet sistemine müdahale kaynak israfı sonucunu doğurur.

Yukarıda yazdığım bu bakış açısı, insan unsurunun da bu arz-talep dengesi içinde yerini alıp piyasalar neyi gerektiriyorsa; emeğin fiyatı (yani ücret) ve iş olanağı bulacak ve çalışacaklardır. Eğer işsizlik varsa; emek pahalıdır, dolayısıyla emek ucuzlayınca sermaye devreye girerek ucuzlayan işgücüne istihdam sağlayacaktır. Yani insanın bir fiyatı vardır. İnsan iş bulabilmek için bu fiyata razı olmak zorundadır.

***

“Serbest piyasa modeli” denen bu sisteme devletin müdahalesinin reddedilmesinin esas nedeni ise “milli devletin” ekonomiye müdahale etmemesidir. Yoksa emperyalizm muhtelif araçlarla hegemonyası altındaki ülke ekonomilerine sürekli müdahale etmektedir. Bu araçlara örnek IMF, FED gibi Atlantik sistemi ekonomik örgütleridir. İçinde yaşadığımız dönemde emperyalist hegemonya altında yaşayan ülke ekonomileri aslında serbest olmayıp, emperyalizm bu modeli kendi gereksinimleri doğrultusunda sürekli müdahale ederek, yönlendirmektedir.

Bu “serbestiye” örneklerden birisi de “Merkez bankalarının bağımsızlığı” modelidir. Burada da merkez bankalarının bağımsızlığı aslında kendi milli devletlerinin kontrolünde olmayıp, sözde bağımsızlık adı altında Atlantik emperyalist sistemine uyum gösterme bağımsızlığıdır.

Sonuç olarak; liberal ekonomi doktrinlerinde hiçbir zaman tam istihdam söz konusu değildir. Onun için de neoliberal sistem tarafından, Vatan Partisi tarafından “sadaka ekonomisi” olarak adlandırılan, ya da neoliberal sistem tarafından “sosyal yardım” ya da “sosyal devlet” adı altında, sistemin kuralları içinde işsiz kalan insanlara ölmeyeceği kadar yardım sağlayan uygulamalar devreye alınacaktır.

Dolayısı ile sistem değişikliği olmadan işsizliği sonlandırmak, “tam istihdam” hedefine ulaşmak liberalizm ile teorik düzeyde dahi mümkün olmayacaktır.

***

Tam istihdamın sağlanabileceği ekonomik model ise, “Vatan Partisi Üretim Devrimi Programı” ile uygulanacak olan “Devletçi Karma Ekonomi” modelidir.

Tam istihdamı hedefleyen ve işsizliğe son verecek programın uygulanmasına yönelik kaynak nereden bulunacaktır. Bu uygulanacak tam istihdam hedefli programın en başındaki sorudur. Vatan partisi bu soruya 5 yanıt getirmektedir.

1- Bütçe denkliği ve birliği ilkesi tam olarak uygulanacaktır. Bütçe gelirleri arttırılacaktır. Yeniden düzenlenen vergi sistemi ile çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi modeli tam olarak uygulama altına alınacaktır. Vergi kaçakçılığına izin verilmeyecek, Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde önceki yıllarda son derece etkin bir şekilde çalışan vergi denetimi sistemi (Hesap Uzmanları Kurulu, Maliye Müfettişleri Kurulu) tekrar ve güçlü şekilde kurulacaktır. Bu kurullar 24 Ocak 1980 sonrası tasfiye edilerek, vergi denetiminin devlet tarafından gerçekleştirilemeyeceği bir iklim oluşması sağlanmıştır.

2-Tasarruf oranının en az yüzde 30, hedef olarak yüzde 40’ların üstüne yükseltilmesi. Yükseltilen bu tasarruf, bireysel değil kamusal tasarruf olacaktır. Devlet yaratacağı kaynakların tamamına yakınını “devlet yatırımlarına” yönlendirecektir. Kalkınma planları çerçevesinde yatırım yapan özel sektöre de ayrıca teşvikler verilecektir.

3-Yurt içinde kazanılmış, ancak muhtelif nedenlerle yurt dışına çıkarılmış, en az 300 milyar dolar paranın olduğu varsayılmaktadır. Bu paralar birtakım zecri tedbirlerle yurt içine getirilecektir. Getirilen bu bedellerin, sahipleri tarafından yurt içinde yatırımlara yönlendirilerek üretim ve istihdam sahalarının açılması sağlanacaktır.

4-Türkiye'de işsizliğin en önemli nedenlerinden biri hatalı eğitim sistemi ile yaratılan genç işsizler ordusudur. Yurdun dört bir yanına açılan fazla sayıda üniversitenin verdikleri mezunlara iş bulunamamaktadır. Üniversite mezunu yüzbinlerce genç mesleklerini yapamadıkları için işsiz gezerken, organize sanayi bölgelerindeki fabrikalar ara eleman yokluğu çekmektedir.

Gençliğimize ekonominin ihtiyacına karşılık gelen eğitim merkezleri açarak, üretimin ihtiyacı olan işgücünü yaratarak, özellikle genç işsizliğe çözüm bulunacaktır.

5- Beşer yıllık kalkınma planları kapsamında olan yatırımlara yönelik; yurt dışından SWAP, kredi gibi yöntemlerle, yapılacak yatırımın geri ödeme koşullarına uygun fiyat ve vadelerde bu imkanların bulunması durumunda bu olanaklar değerlendirilecektir.

***

“Vatan Partisi Üretim Devrimi Programı”; “Tasarruf-Yatırım-Üretim-İstihdam” yolu ile iç pazar ve ihracat piyasalarında gelişme hedefleri ile birlikte “tam istihdamı” amaçlamaktadır.

Hedefimiz tüm çalışabilecek yaşta ve güçte olan insanlarımıza onuru ve yetenekleri çerçevesinde çalışabileceği ve üretebileceği iş olanakları yaratmaktır. Sağlık vs. gibi nedenlerle çalışma olanakları olmayan insanlarımıza devlet tarafından tüm gereksinimlerinin karşılandığı bir destek sistemi kurulacaktır.

Partimiz iktidarında; önümüzdeki 10, 50, 100 yıllık devrelerde dünya, bölge ve Türkiye muhtemel gelişme tahminleri oluşturulacak ve raporlanacaktır. Bu raporlar kapsamında ve ışığında 5’er yıllık kalkınma planları düzenlenecektir. 5’er yıllık kalkınma planlarında, öncelikle mevcut ve plan dönemi dâhilinde yıllar içinde nüfus yapısı ve gelişimi tespit edilecektir. Kalkınma planı dâhilinde nüfusun nitelik ve nicelik gelişimine yönelik arz ve talebi gözeten, yatırım ve tüketim dengelerini programlayan planlar yapılacaktır.

Kalkınma planları çerçevesinde, 5’er yıllık dönemlerde, nüfusun niteliğini geliştirmeyi amaçlayan eğitim şekli ve yapısı da planlama kapsamına alınacaktır. Dolayısı ile gençlere verilecek eğitimin, eğitilen bu gençlerin yetenek ve istekleri de göz önüne alınarak eğitim sonrasında iş sahibi olmasının da önü gerçekçi bir şekilde planlanacaktır.

Vatan Partisi “Ekmek Teknesi Koruma” programı çerçevesinde; iflas koşullarına düşen işletmelerin kamuya devri sağlanarak işletme eski sahibinin tecrübelerinden de yararlanarak işletmenin yaşatılması ve üretme olanaklarına kavuşması sağlanacaktır.

İşsizlik sigortası mevcut şeklinin ötesinde geliştirilerek, herhangi bir nedenle işsiz kalmış vatandaşın eğitimi, tecrübesi ve hedefleri kapsamında iş olanağı elde edene kadar ödenmesi olanakları yaratılacaktır. Bu maaşın suistimal edilmemesi takip edilecektir.

SONUÇ; Yukarıda da sık sık bahsedildiği gibi Vatan Partisi'nin işsizlik sorununa bakışı ve bu sorun için hedefi “Tam İstihdam”dır. Yani herkese yeteneklerine ve isteklerine göre iş bulmak Vatan Partisi'nin temel hedeflerinden biridir.