21 Mayıs 2024 Salı
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kibele

Begümşen Ergenekon

Begümşen Ergenekon

Gazete Yazarı

A+ A-

Antik Türkiye’de doğan ve evrensel kabul gören ana tanrıça inancının var olması Kabataş Devrine kadar iner. İzlerine 11 bin 500 yıl önceki tarım toplumu Çatalhöyük’te (Çumra, Konya) bulunan ve koruyucu ve bereket verici “muska” özelliğine sahip, taştan küçük kadın heykelciklerinde rastlanır. Yazılı kaynaklar bu inancı yerli Friglere atfeder. Sivrihisar’ın (Eskişehir) Ballıhisar (Pessinus) mahallesindeki tapım yerinin varlığı dünyaca bilinen ve saygı gösterilen bir merkez olduğuna işaret eder. Azra Erhat’a göre “Tanrıçaya orada kara taş şeklinde uzaydan düşen bir göktaşı olarak tapılırdı (Mitoloji sözlüğü, 1999:183-189). Siyasal güçlerden bağımsız bir din devleti olarak iki başrahip (Attis ve Megabizos) tarafından yönetilirdi. Bu iki kral-rahibin Attis efsanesinde anlatıldığı gibi erkekliklerini tanrıçaya adamış olması gerekiyordu. Bu rahip devleti özerkliğini bölgeye gelip yerleşen bütün yönetimlere karşı korumuştur. Bugün Vatikan da özerk bir rahip devletidir.

ARES, TOR, AMAZONLAR

Kibele’nin Pessinus’tan daha eski olan merkezi Komana şehir(leri)dir. Tokat ilinin iç Karadeniz’deki Kazova’nın (Dazimonitis) ortasında ve Yeşilırmak (İris) suyunun iki yakasında kurulmuştur. O da rahipler tarafından yönetilir. Amasyalı coğrafyacı Strabon kentle ilgili en önemli kaynaktır (komana.org ), (1). “Tarihi kaynaklara göre buradaki tanrıça şimşek, topuz ve çift ağızlı baltayla simgelenen bir zafer tanrıçasıdır. Mora şehir devletleri (Atina, Sparta, vs.) bu tanrıçayı savaş tanrısı Ares’in çevresindeki Enyo ile, Romalılar ise savaş tanrıçası Bellona (2) ile bir tutarlar. İran’da ise Ares cinsiyeti değiştirilerek efsanevi bir erkek okçu olduğu kabul edilir. İranlılarla Türkler (Turan) arasındaki savaşa son verir. Dişi Ares’e dönecek olursak Karadenizli anaerkil Amazonlarla ilişkisi kurulur. Efsanelerinin hepsinde Artemis gibi çeşitli adlar altında Ana Tanrıçanın hizmetinde oldukları anlaşılır. Ve Kibele’nin şimşek, topuz ve balta gibi silahlarla simgelenmesi, aslında başkenti Kırım’da olan Türkaland’ın başbuğu olan ve Viking diyarında ölünce savaş tanrısı olarak tapılan Odin/Öden Ataya oğul olarak yakıştırılan şimşek çaktıran Tanrı Tor’a, tanrıçanın bu özelliğinin yakıştırıldığı olasıdır (3).

Kibele - Resim: 1

ADLARI VE SIFATLARI

Görünen o ki hiçbir mitolojide hiçbir Tanrı, Ana Tanrıça kadar çeşitli adlarda isimlendirilmemiştir. Bu durum, Ana Tanrıçanın kaynağı antik Türkiye olmak üzere uluslarüstü bir nitelik kazandığını kanıtlamaya yeter. Kültepe tabletlerinde adına Kubaba, Lidya’da Kubebe, Frigya’da Kibele, Mater Kubelaya, Hitit kaynaklarında ise Hepat diye adlandırılır. Tokat, Gürmenek’te Komana Pontika, Kayseri yöresinde Komana Kapadokika, Kemer’de ise adı çok eski bir Anadolu ismi olan Ma’dır. Sümer’de Marienna, Hitit’te Arinna, Mısır’da İsis, Suriye’de Lat, Giritte Rhea, Efes’te Artemis, İtalya’daki Nemi gölü bölgesinde Venüs, Asur’da İştar, Astorte; Sümer’de İnanna’dır. Bazı yer adlarıyla ise nereli olduğu belirtilir: Manisa Dağı’nda Spilene Spilos; Girit’teki ve Turova’ya hakim Kazdağı’ndaki İda Dağları’nda Idaia gibi. Bütün isim ve sıfatlatrdan anlaşıldığı gibi, tanrıça doğayı bütün canlılığı, verimliliği ile simgeleyen bir evrensellik taşır. Toprak ve bereketin kaynağı olmaktan başka, her türlü uygarlığın da etkeni olarak daha sonraki dönemlerde, Efes Artemis’inde görülen kuleli taçları başında taşımakla bir de kuleli ana adını alır (meter turrita). Roma’da Magna Mater (Büyük Ana) diye adlandırılan tanrıça analık vasfını yalnız insanlık alanında değil, doğal ve evrensel bir ilke olarak canlandırır. Ana Tanrıça inancını bugün dişiliği ve doğurganlığı temsil eden tepesi üstü duran ve boynumuza koruyucu olarak Türkiye’de taktığımız muskalarda görürüz. Nepal’de (2013); Everest dağının güneş doğunca bir üçgen şeklinde parıldayan tepesini, 300 km ötesindeki otel odamda görünce kendisine verilen SAGARMATA yani DÜNYANIN ANASI isminin ne denli manidar olduğunu ve Anadolu tanrıçası Kibele’yi ne kadar anımsattığını çok iyi hatırlarım (4).

(1) T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Komana Kazısı

(2) Türkiye’de bir mobilya şirketinin adı.

(3) Ergenekon, B. 2015 Türk asıllı İskandinav ve Cermenler, dagarcikturkiye.com

(4) Nepalce ANA kelimesinin karşılığı “AMA’dır (B. Ergenekon).

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları