20 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Liberaller bir orada bir burada ama aynı yerde

Hakan Topkurulu

Hakan Topkurulu

Gazete Yazarı

A+ A-

Özgürlük, hürriyet, barış, adalet, hak vs gibi kelimeleri kim en çok ve ısrarla söylüyorsa bilin ki o kelimeleri ağzına sakız etmiş insanlara liberal denir. Bu kavramlar Büyük Britanya İmparatorluğu'nun ben bir emperyal devletim dediği günden bu yana Büyük Britanya İmparatorluğu'nun kafasına işgal etmeyi koyduğu ülkelerin işbirlikçi aydınları tarafından söylenmektedir. Tabi bugün Büyük Britanya yerini ABD’ye ve diğer Atlantik güçlerine bırakmıştır. 

Bakın “özgürlükler” hangi tarihlerden bu yana, kimler tarafından gündeme getiriliyor. Konu bu köşede doğal olarak ekonomi üzerinden tartışılacak. Başlık da böylece yerine oturacak.

TANZİMATTAN BU YANA

Tarihimize damgasını vuran ilk “özgürlük belgesi” Tanzimat Fermanıdır. Aşağıda Tanzimat Fermanının özüne temas eden, fermanın içinden bir bölüm bulunmaktadır.

“İşbu gerekli kanunların esas maddeleri, can emniyeti ve ırz ve namus ve malın korunması ve vergi tayini ve askerlerin nasıl çağrılacağı ve askerliğin süresi hükümlerinden ibarettir. Şöyle ki, dünyada candan ve ırz ve namustan daha kıymetli bir şey olmadığından, bir adam onları tehlikede gördükçe, yaratılışında ve fıtratının özelliklerinde hainliğe eğilimli olmasa bile, can ve namusunun korunması için elbette bazı yollara teşebbüs edeceği açıktır.”

Aşağıda ise Tanzimat Fermanında yapılacak yeniliklerin gerçekte kimler tarafından ve ne için talep edildiğini yazan iki açıklama bulunmaktadır.

...“bize Batı’dan dayatılan bir 'Hukuk reformu' var ya, 1839 Tanzimat Fermanı da ona benzer bir hukuk reformuydu. İlk bakışta 'mal ve can güvenliği' diye görülebilir. Bugünkü 'Hukuk Reformu' talebi gibi insanın kulağına çok hoş geliyor. Ancak sonuç itibarıyla yabancı sermayenin serbest dolaşımına, ülke ekonomisini kırıp geçirmesine güvenlik sağlanıyor. Yabancı sermayeyi engelleyen himayeci düzenlemeler, gümrükler, devlet tekelleri, maden mevzuatı vb. ortadan kaldırılıyor, serbest ticaretin hukuku getiriliyor.” Doğu Perinçek – Teori Dergisi Şubat 2021

“16 Ağustos 1838’de İngiltere, Osmanlı Devleti ile ticaret anlaşmasını imzalamayı başarmıştır. Osmanlı Devleti ekonomik ve siyasi olarak İngiltere yörüngesine girmiştir. 'Londra' ve 'İstanbul’daki İngiliz Elçiliği' devletin iç ve dış sorunlarının çözüm merkezleri haline gelmiştir. 3 Kasım 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı Osmanlı Devleti’nde dönüm noktası olmuştur. Yeni dönemde siyasi ve hukuki reformlar yapılmıştı.” Müjdat Engin -1838 Osmanlı İngiliz ticaret anlaşmasının Tanzimat Fermanı’na etkileri yüksek lisans tezi 2010

Özetlersek Tanzimat fermanında bahsedilen ırz, namus, can ve mal güvenliği, Osmanlı vatandaşlarının güvenliği değil, Osmanlı’yı teslim almış olan İngilizlerin ve Osmanlı’da ki işbirlikçilerinin mal, ırz namus ve can güvenliğinin sağlanmasıdır.

MİLLİ SANAYİYE KARŞI

Emperyalizmin etrafında dönen uydular her zaman bir özgürlükten bahsederler. İşte bunun örneklerini vermeye devam edelim.

Osmanlı’nın dolayısı ile Türkiye’nin ilk liberal iktisatçılarından Sakızlı Ohannes Paşa (1836-1912). Osmanlı’da geç de olsa filizlenmeye başlayan sanayi kuruluşlarının korunması ve kollanması karşısında, yerli sanayinin korunması için konulan gümrük duvarlarına ve vergi muafiyeti önlemlerine karşı “iktisadi hürriyetçilik” ve “serbest mübadele” adları ile karşı çıkılmasını savunmuştur. Dikkat edilirse zor da olsa var olmaya çalışan mili sanayi ve ticarete karşı “hürriyet-serbest” kelimeleri ile darbe vurmaya kalkmıştır.

Sadece o mu?

Bir başka liberal, Mehmed Şerif Efendi; “Sanayi ve ticaret-i milliyemizin Avrupalılarınkine nispetle pek geri kalmış olmasından dolayı Avrupa sanayisini hiçbir zaman taklit edemeyeceğimizi ve sanayi ve maarife yönelmek yerine ziraati teşvik ederek pamuk, ipek gibi birtakım ürünleri Avrupa’ya satıp, yerine mamul mal almanın daha hayırlı olacağı.”

Dönemin liberallerinden Prens Sabahattin ise hür ve demokrat ülkelerle bakın işbirliğini nasıl savunuyor.

...“ihtilal kargaşalığı sırasında herhangi bir yabancı devletin kendi çıkarı adına Osmanlı iç işlerine müdahalesini önlemek için çıkarları ile uyuşulan “hür ve demokrat hükümetler” ile anlaşma yapılmalı ve bundan sonra ihtilal hareketine girişilmelidir; Biz memlekette ihtilal yapmak amacı ile toplanmış bulunuyoruz. (…) Yani içerden bir hareket oluşturduğumuz zaman bundan yararlanmak emeline düşecek hükümetlerin müdahalesini bertaraf edecek hür ve demokrat hükümetlerle şimdiden uyuşmalıyız ve bundan sonra ihtilal hareketine geçmeliyiz.”

SÖMÜRÜNÜN MAKYAJI

Liberaller bugün de “özgürlük, hürriyet, serbest piyasa” vs gibi kavramlar kullanarak IMF, Londra tefecileri ve emperyalist sistem bankaları ile kavuşmak ve kucaklaşmak için ortamı onlar lehine döndürmeye çalışmaktadırlar.

Liberaller kimin etrafında toplaşıp türkü şarkı söylemeye başlamışlarsa, bilin ki o etrafında toplandıkları küme ya da siyasi oluşum ve parti emperyalizmin tuzağına düşmüş, ama çırpınmaya bile mecali olmayan durumdadır.

Şimdi liberalleri, ağzından en çok “özgürlük, serbestlik, hürriyet, barış” kelimelerini duyduğunuz kişileri takip edin. Onlar emperyalizmin şarkı ve türkülerini söyleyip dans ediyorlardır.