03 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ne yemeli?

Cengiz Çakır

Cengiz Çakır

Gazete Yazarı

A+ A-

15 Kasım 2022 tarihli Aydınlık'ta yayınlanan “Ekmeğe saygı” başlıklı yazıya ilgi gösteren ve yorum yapan okuyuculara teşekkür ediyorum. Bazı beslenme uzmanları (!) çeşitli yayın organlarında “Ekmek yemeyin, şeker tüketmeyin, meyve şekeri (früktoz) zehirdir, ondan uzak durun.” demekteler. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) yoksul ülkelerin beslenme şeklinin tahıllarla, şeker ve yağa dayandığını belirtmektedir. Karadeniz Tahıl Koridoru'nun açılışı ve süresinin uzatılmasının gerekçesi budur.

“Düşünce dünyamız işgal altında” başlıklı söyleşide yazar Onur Caymaz, “Bazı anneler çocuklarını okula sadece ekmekle yolluyor yıllardır, bunun şiirini yazmayan şairin onuru kaç paralıktır?” demiştir (Bkz.1). Konunun sanatsal ve felsefi tarafını işin ehline bırakalım. Ekmeğin temel besin oluşu insanlığın 10 bin yılı aşan deneyimi ile doğrulanmıştır. Bilimsel veriler de hayatın gerçekleri de bu yöndedir.

Arpa, buğday gibi tahılların ve mercimek, nohut gibi baklagillerin olgunlaşan tohumları kuru tutulduğu zaman, bozulmadan uzun süre saklanabilir. Bunlar insan beslenmesi için gerekli besin öğelerinin çoğunu yoğun olarak ve dengeli biçimde içerirler. Örnek olarak 100 gram tam buğday unu 72 gram karbonhidrat, 13,2 gram protein, 2,5 gram yağ, 10,7 gram lif içermektedir. Tam buğday ununun 100 gramında 340 kalorilik enerji bulunmaktadır.

PROTEİN İÇERİĞİ

Tam buğday ununun protein içeriği yumurtadan fazladır. Her biri 50 gram gelen 2 yumurtada 6'şar gramdan 12 gram protein bulunurken tam buğday ununda 13,2 gr protein vardır. 100 gram tam buğday ununda iki su bardağı dolusu inek sütünden daha fazla protein vardır. Yağsız sığır etindeki 36 gram proteinin üçte birinden somon balığı ve yeşil mercimekte mevcut olan proteinin yarısından fazladır. Tam buğday unu ve ürünleri daha lezzetlidir.

VİTAMİN VE MİNERAL İÇERİĞİ

Tam buğday unu, rafine beyaz una göre 2-4 kat daha fazla vitamin ve mineral içerir. B1 ve B2 vitamini eksikliği insanlarda yorgunluğa ve halsizliğe neden olur. Buğdayın dış kabuğunda bolca B1 ve B2 vitamini bulunur. Tam buğday unu magnezyum bakımından zengindir. Bu sayede vücudun insülin ve glukoz salgılamasını yani kan şekerinin dengeli olmasını sağlar.  Bol miktarda potasyum vardır. 100 gram ıspanakta 2,7 miligram demir bulunurken, 100 gram tam buğday unu 3,6 miligram demir içerir.

LİF İÇERİĞİ

Sindirim sistemini güçlendiren tam buğday unu, bağırsakların daha iyi çalışmasını sağlar. Bunun sebebi yüksek miktarda (11 gram) lif içermesidir. Metabolizmayı daha düzenli çalıştırır ve kabızlık gibi sindirim sorunlarını azaltır.

DENGELİ BESLENME

Sağlıklı beslenme enerji kaynağı olan nişasta ve şeker gibi karbonhidratlar ve yağların, vücudun yapı taşları olan proteinlerin, bağışıklık sistemini güçlendiren vitamin ve minerallerin yeterli miktarda alınmasını gerektirir. Proteinlerin yapı taşı olan amino asitlerin bazıları insan vücudunda sentezlenemez. Bunların besinler yoluyla alınması zorunlu olup bazı amino asitler ancak hayvansal ürünlerde bulunur. Toplam protein ihtiyacının en az üçte biri hayvansal kaynaklı olmalıdır.

BİR ANI

Denizli'nin bir köyünde yaşayan saf akıllı bir eniştemiz vardı. Fi tarihinde onun eşi olan halam hastalanmış. Çok karın ağrısı çektiğinden, doktora gitmişler. Muayeneden sonra doktor bazı ilaçlarla birlikte perhiz önermiş. Fasulye, nohut, börülce, bulgur, tarhana, acı biber yemeyeceksin demiş ve et, süt, peynir, muhallebi, sütlaç, hoşaf diye yiyebileceklerini de sıralamış. Enişte doktorun önerisine uymuş, yemesin dediklerini halaya yedirmemiş. Ancak fukara adam, doktorun yesin dediklerini alıp yedirememiş. Bir hafta sonra halayı çok daha kötü bir durumda aynı doktora götürmüşler. Doktor hastanın durumunu görünce çok sinirlenip bağırmaya başlamış. “Ahmak herif, bu kadın açlıktan kuruyup tahtaya dönmüş, vereyim sana beş on çivi de git ondan bir kapı yap bari!” diye azarlamış. Neyse halamız o hastalıktan ölmedi, yıllarca yaşadılar. Hepsini rahmetle anıyoruz.

Ekmeğin kilosu şimdilik 20 lira. En bol olduğu zamandayız ama patates 13, kuru soğan 12, bulgur 17 lira. Yumurtanın tanesi 2,5 lira, açık sütün litresi 12,5 lira. En ucuz sığır eti 125 lira. Şeker 26 lira çay 70 lira. On liradan ucuza satılan meyve ve sebze yok. Saygıdeğer beslenme uzmanları asgari ücretliler, dar gelirliler ve işsizlerin ne yemesini önerirsiniz?

Kaynaklar:

1) aydinlik.com.tr / Kültür -Sanat-Kitap / erişim t. 19.11.2022

2) https://www.selva.com.tr/saglikliyasam/index.php/tam-bugday-unu-ve-rafine-beyaz-un-arasindaki-farklar-nelerdir/ 

3) https://www.diyetkolik.com › tam-bugday-unu

4) https://aysetugbasengel.com/protein-iceren-besinler-nelerdir-protein-kaynagi-25-besin