02 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ömer Koç’un bilmediği Çin

Adnan Akfırat

Adnan Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

Koç Holding tarafından 17 Aralık’ta düzenlenen Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı’nda dünyadaki gelişmeler ile bunların uluslararası ve ulusal ekonomiye olan yansımalarını ele alan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, Çin ile ilgili önemli değerlendirmeler yapıyor:

“Asya, 21. yüzyılda yeniden dünyanın en büyük ekonomisi hâline geldi ve bunu da Çin’e borçlu. Kırk yıl boyunca ortalama yüzde 10 gibi muazzam bir hızla büyüyen Çin, bu süreçte yüz milyonlarca vatandaşını yoksulluktan kurtarırken binden fazla dolar milyarderi yarattı. Ancak Pekin, ağustos ayında ‘ortak refah’ adını verdiği bir politika değişikliği duyurdu. Özel sektör üzerindeki baskının artmaya başladığı bu yeni süreç müteşebbisleri ürkütürse, Çin’in verimsiz kamu işletmeleriyle geleceğe ilişkin emellerini gerçekleştirme şansı çok azalır.” (1)

Sayın Ömer Koç kolaya kaçıp, Çin’e Amerikan gözlüğüyle bakanların propagandasına kıymet veriyor. Sayın Koç’un suçladığı “Ortak Refah” siyaseti, Çin'in iç pazarı büyüterek kalkınma stratejisinin bir gereği ve Çin’in kapitalist kalkınma modelinin "Orta Gelir Tuzağı"na düşmemesinin de güvencesi.

Ortak Refah siyaseti, Çin’de gelir dağılımını düzelterek, kalkınmanın mümkün olduğunu bütün dünyaya gösterme iddiasında. Yaşayıp göreceğiz.

Ortak Refah siyasetinin ayrıntılarını başka bir yazıya bıkarak, bugün Türkiye açısından da güncel olan Çin’in Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nin “verimsiz” olduğu iddiasını irdeleyelim.

ÇİN KİTLERİNDE VERİMLİLİK ARTIŞI

Çin'in KİT’leri verimsiz değil! Xi Jinping önderliğinde uygulamaya konulan yeni kalkınma anlayışının sonucu olarak son 10 yılda KİT’ler karlılık ve verimlilik artışı oranı en çok artan işletmeler oldu.

Çin hükümeti, KİT’lerin iyileştirilmesi için 2020-2021-2022 yıllarını kapsayan üç yıllık kapsamlı bir reform planı yaptı. KİT reformunun amacı, devasa kurumları modern işletmeler haline dönüştürmek ve KİT'leri hükümetin uzantıları olmaktan çıkarıp, verimli ve rekabetçi piyasa varlıkları haline getirmek.

Çin Devlet Konseyi Devlet Varlıklarını Denetleme ve Yönetme Komisyonu (SASAC) 17 Ocak günü yaptığı açıklamada, Çin'in KİT’lere yönelik kurumsal sistem reformunu neredeyse tamamladığını söyledi. (2)

SASAC Başkan Yardımcısı Weng Jieming, "2021 sonu itibariyle merkezi KİT'lerin yüzde 97,7'si ve bölgesel KİT'lerin yüzde 99,9'u kurumsal sistem reformunu tamamladı. Bu, Çin'in KİT'lerinin reformunda tarihi bir atılımdır" dedi.

SASAC, 20 Ocak günü düzenlediği basın toplantısında da merkezi KİT'lerin 2021 yılında 1,8 trilyon yuan (283 milyar dolar) net kar elde ettiğini açıkladı. Karlılık bir önceki yıla göre yüzde 29,8 artırılmış. (3)

Çin'de KİT'lerin gelir artışı da olağanüstü. 2021'de gelir artışı bir önceki yıla göre yüzde 19,5 artarak 36,3 trilyon yuan'a (5,72 trilyon dolar) ulaşmış. Bunun bir rekor olduğu belirtiliyor.

SASAC Genel Sekreteri Peng Huagang, 2022'de KİT’lerin gelirleri ile net kâr büyüme oranlarının GSYİH büyümesini aşacağını belirtti. SASAC Genel Sekreteri önümüzdeki yıl verimliliği artıracaklarını ve Ar-Ge yatırımını yükselteceklerini taahhüt etti.

KİT’lerin salgın ve uygun olmayan uluslararası duruma rağmen yüzde 30 civarında kar artışı, Çin’in ekonomik geleceği için güvence olarak görülüyor. Çünkü, Çin'in KİT'leri, Çin ekonomisinin bel kemiği ve aynı zamanda halkın geçim sıkıntısı çekmemesinin de güvencesi.

ÇİN KİT’LERİ NASIL GÜÇLENDİRDİ?

"Kamu Teşebbüsleri Reformunun Derinleştirilmesine Yönelik Üç Yıllık Eylem Planı (2020-2022)", Çin'in ekonomik omurgası olan KİT’leri rekabetçi, yenilikçi ve verimli modern işletmelere dönüştürmek için on yıllardır süren çabaların son hamlesi ve aslında bir devrim.

Plana göre, Sosyalist Piyasa Ekonomisi çerçevesinde, Çin'in devlete ait şirketlerinin kurumsal yönetim reformu, "Önce Hissedar" ilkesine değil, “Paydaş İşbirliği” öncülüğünde "ortak yönetim" ilkesine bağlı kalmayı şart koşuyor. Devlete ait işletmelerin toplumsal denetimi ile kurumsal yönetiminin bütünlüğünü sağlamak bir mekanizme oluşturuluyor. "Paydaş İşbirliği" mantığı ile "önce hissedar" mantığı arasındaki temel farkın, şirketin amacının sadece hissedarların çıkarlarını azamiye çıkarmak değil, toplumsal yararı gözeterek, karar alma süreçlerine ortak katılımı kurumlaştırarak ve karşılıklı kısıtlamayı kurallaştırarak, tüm paydaşlara hizmet etmek olarak belirtiliyor.

Çin’e özgü KİT’lerin ortak yönetişim modelinde, "Dördü Bir Arada" diye adlandırılan eşgüdüm içinde çalışan mekanizma oluşturuyor. 1. Parti liderliği, 2. SASAC, 3. Tüzel kişi yönetişimi, 4. Toplumsal denetim kurumları.

"Dördü bir arada" kapsamlı katılım mekanizmasının unsurları, şirketin önemli kararlarına katılma konusunda eşit haklara sahip. Tüm paydaşların denetleme hakkına sahip olması güvenceye bağlanıyor.

Plan’da KİT’lerin hem siyasi ve hem de ekonomik olmak üzere ikili niteliği olduğu kabul ediliyor. Devlete ait işletmelerin siyasi niteliklerini ÇKP yönlendiriyor. Devlete ait işletmelerin toplumsal denetimi, her düzeydeki Halk Meclisleri (Ulusal Halk Meclisi, Eyalet ve Özerk Bölge Halk Meclisleri, Şehir ve İlçe Halk Meclisleri), sanayi federasyonları ve sendikalar, kadın ve gençlik örgütleri, tüketici örgütleri gibi toplumsal örgütler ve medya aracılığıyla yerine getiriliyor. KİT’lerin şeffaf olması ve denetime izin vermeleri kural haline getiriliyor.

Çin'in KİT’lerinin kurumsal yönetişimi hakkında özel olan şey, geleneksel "üç toplantı"ya (hissedarlar toplantısı, yönetim kurulu, denetim kurulu) ek olarak Çin’e özgü "üç toplantı"nın (parti komitesi, sendika yönetimi, işçi meclisi) eklenmesi. Özellikle önemli bir karar alma da Parti komitesinin belirleyici olduğu vurgulanıyor. Her organın net bir işlevi var: Parti Komitesi "yön belirler, genel durumu yönetir ve uygulamayı sağlar"; “Yönetim Kurulu "stratejileri belirler, kararlar alır ve riskleri önler"; ve işletme yönetimi "operasyonu yürütür, çalışanların yönetime katılmasını güçlendirir ve uygulamaya odaklanırlar."

Bir dönem sadece gölge haline getirilen KİT’lerdeki ÇKP örgütünün temel görevi, 2016'dan sonra "genel durumu denetlemek, yön belirlemek ve uygulamayı sağlamak" olarak yeniden düzenlendi.

KAMU-ÖZEL ORTAKLIĞI

Sayın Ömer Koç’un Amerikan merkezli psikolojik savaşın etkisinde kalarak, “özel sektörün” baskı altına alındığı iddiası doğru değil. Xi Jinping yönetiminin, azmanlaşan ve devlete koşullar dayatan dijital şirketleri ulusal ekonomin ihtiyaçları doğrultusunda denetlemesi, Çin’in ekonomik gelişmesine hizmet ediyor. “Çift döngülü ekonomi” siyasetine göre özel sektörün kurallı olarak gelişmesine öncelik veriliyor. Nitekim, özel sektörün KİT’lere katılması teşvik ediliyor.

KİT'lerin ister yerli ister yabancı olsun, özel sermaye ile ortaklıklar kurmasına izin veren “Karma Mülkiyet Reformu”, Plan’ın önemli araçlarından biri. Dışarıdan gelen stratejik yatırımcıların, KİT'lerin yönetimine katılmaya, sadece kaynak değil yeni fikirler getirmesi teşvik ediliyor. 2020'de KİT'lerin, “Karma Mülkiyet Reformu” yoluyla 200 milyar yuan (31,5 milyar dolar) üzerinde özel sermaye ile “aşılandığı” açıklanıyor. Bu ortaklık tek yönlü değil. KİT’ler de özel şirketlere ortak oluyor. SASAC verileri, merkezi KİT'lerin 2013'ten bu yana 6.000'den fazla özel sermayeli şirkette hissedar olduğunu gösteriyor. (4)

BÜYÜKLÜK ZAAF DEĞİL

Bu arada, KİT'ler bazı alanlarda varlıklarını küçültüyor. Ana işleriyle alakası olmayan veya yatırımlarının verimlilik ve rekabet gücünden yoksun olduğu alanlardan çıkmaya zorlanıyorlar. SASAC verilerine göre, merkezi KİT'ler bu tür işletmelerden vazgeçerek 2019'un sonundan bu yana 3,45 milyar yuan (550 milyon dolar) kaynak yarattı.

Reform’un önemli bir parçası da örtüşen yatırımların veya homojen rekabetin olduğu sektörlerdeki KİT'lerin yeniden yapılandırılması. Bu yolla KİT’lerin birbirleriyle kısır rekabeti önleniyor ve kaynak israfı ortadan kaldırılıyor. Şimdiye kadar 41 merkezi KİT yeniden gruplandırılarak toplam “Merkezi KİT” sayısı 96'ya düşürüldü. (5) Uygun denetim mekanizması kurulduğunda KİT’lerin büyüklüğü zaaf değil üstünlük oluyor.

STRATEJİK ALANLAR KİT’LERİN

Plan’da KİT’lerin ulusal güvenlik, halkın temel geçim kaynakları ile toplumsal refahla doğrudan bağlı alanlara veya stratejik öneme sahip kilit sektörlere odaklanması isteniyor. İleri teknoloji, stratejik alan olarak belirleniyor. SASAC Başkan Yardımcısı Weng Jieming 20 Ocak 2022’deki basın toplantısında, merkezi KİT'lerden en fazla yatırımın 5G, endüstriyel internet, yapay zekâ, veri merkezleri ve diğer "yeni altyapıya" yönlendirileceğini söyledi.

Çin Sosyal Bilimler Akademisi, Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü'nden Profesör Wang Hongmiao’nun, iki ayda bir yayınlanan Çin’in en önemli ekonomi dergisi olan “China Development Observation"ın 7 Ocak 2022 tarihli 24 nolu sayısında “Çin KİT’leri nasıl güçlendiriyor?” başlıklı makalesi aydınlatıcı analizler yapıyor ve değerli bilgiler veriyor.

“Çin'in devlete ait işletmelerin reformu planlı ekonomiye dayanmaktadır. Büyük ölçekli kamu iktisadi teşebbüslerinin piyasa odaklı dönüşümü sadece ülkenin can damarını değil, herkesin hayati menfaatlerini de yakından ilgilendirmektedir.

Bu aslında, zorluk, yoğunluk ve derinlik açısından tamamen sosyo-ekonomik bir devrimdir. Bu devrim, ister borsada işlem gören bir şirket, ister borsaya kayıtlı olmayan bir devlet kuruluşu olsun, elbette Batı ülkelerinin kurumsal yönetim modelinden yararlanıyor, ancak reform uygulamasında belirli Çin özellikleriyle farklılaştırılmış özellikler oluşturuyor.” (6)

SONUÇ: TÜRKİYE KAMU İŞLETMELERİNİ ŞAHLANDIRMALI

Neo liberalizmin amentülerinden biri de “KİT’lerin verimsiz ve hantal olduğu” tezidir. Oysa Çin, Sayın Ömer Koç’un da övdüğü olağanüstü kalkınmasını KİT’ler sayesinde yaptı. Çin’e Özgü Sosyalizmin Yeni Dönemi’nde Xi Jinping Düşüncesi ışığında KİT’lerin, ulusal ekonomilerin omurgası ve teknolojik gelişmenin ilerleticisi olduğuna tanık olacağız.

Türkiye’nin işletme yönetimi deneyimi Çin’den daha ileri. Türkiye, Atlantik Sistemi’nin dayattığı “ortodoks” ekonomi modelini elinin tersiyle itip, 1930’lu yıllardaki kamuculukla sağladığı büyük başarısını temel alarak ve Çin’in tecrübelerinden öğrenerek daha verimli ve daha etkin KİT’ler ile yeni bir ekonomik mucize yaratacaktır.

Üreticilerin Milli Hükümeti’nde KİT’ler ekonominin bel kemiği olacak ve Milli Üretim Devrimi kararlılığıyla ülkemize verimlilik, bolluk ve refah getirecektir.

1. https://cdn.koc.com.tr/cmscontainer/kocholding/media/koc/06medya-merkezi/bizden-haberler-dergisi/lib/2022/01ocak/html/omk.pdf

2. https://www.globaltimes.cn/page/202201/1246224.shtml?id=11

3. https://www.globaltimes.cn/page/202201/1246418.shtml

4. http://english.www.gov.cn/news/topnews/202102/03/content_WS601a027dc6d0f725769450a1.html

5. http://en.sasac.gov.cn/directory.html

6. http://www.chinado.cn/