Propaganda ekseninde Türkiye’ye bakış
Dünya siyaset arenasında amaçlarına ulaşmak için siyaset dört araç kullanır. Propaganda, Diplomasi, Ekonomi ve Savaş.
Bunların her biri sırasıyla ikna stratejisini, pazarlık stratejisini ve zor kullanma stratejisini şekillendirirler.
Propaganda bitip, diplomasiye geçilmez. Hepsi sırası ile başlar ve hepsi aynı anda devam eder. Türkiye son zamanlarda yukarıda bahsedilen dört araçtan üçü ile doğrudan, biri ile dolaylı yoldan mücadele etmiştir; ediyordur. Bu üç araç üzerinden bakıldığında, stratejik açıdan bilinmesi gereken ise şudur: Neye ikna olmamız isteniyor ve Neyin pazarlığı yapılıyor?
Dr. HansSpeier Propagandanın 5 amacı olduğunu söyler. Bunlar :
1- Boyun Eğdirme
2- Bozgunculuk
3- İşbirliği
4- Yoksulluk Duygusu
5- Panik
Propagandanın silahlarından en kuvvetlisi ise haberlerdir.Hitler’in Propaganda sorumlusu Goebbels; ‘Siyasi haberler askeri silahtır, onların önceden belirlenmiş ödevi savaşı sürdürmektir; haber vermek değil.’ demişti. Şimdi günümüzde verilen siyasi haberlerin içeriklerine baktığımızda, Türkiye sürekli bir düşman olgusu ile karşı karşıyadır. Bu, yıllar öncede böyleydi, bugün de böyle. Türkiye’nin düşmanı hiç bir zaman bitmemiştir. Yaratılan bu ‘gerçeklik’ algısı üzerinden toplum sürekli olarak düşman ile mücadele ediyor algısı ile düşünmektedir ve sürekli tetikte olması istenmektedir.
Yukarıda siyasetin kullandığı araçları saymıştık. Bu araçların her birisinin bir amacı ve stratejisi olduğunu da söylemiştik. İşte bu literatür bilgileri ışığındanbakıldığında, ulusların aslında çıkarları olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Her ulusun kendi çıkarları vardır ve çıkarları doğrultusunda hareket ederek, diğer uluslara kendi ulusal çıkarlarını, onların ulusal çıkarlarıyla örtüşecek biçimde kabul ettirmeye, nüfuz ettirmeye çalışırlar ve bunun içinde bahsi geçen araçları kullanırlar. Yumuşak güç denen bu kavramda, bu gücü uygulayan ulusun gücünü deneme eğilimleri mevcuttur. Yumuşak güç te bir yere kadardır.
Propaganda uygulayanlar, uygulanan ülkede bazı tutum ve kanaatleri değiştirmeye çalışırlar, aynı zamanda başka ülkelerin de bu ülke üzerindeki kanaatlerini değiştirmek isterler. İstedikleri şeyler ise yukarıda sayılan Speier’in beş maddesidir ve bunlardan en önemlisi ilk maddedir. Boyun eğdirme.
Yurtdışı kaynaklı haberlere baktığımızda, Türkiye aleyhine onca propagandanın yapılmasına karşın, ister şans deyin, ister bilinçli oluşturulmuş bir yapı deyin, yandaş haberlerin ve bu haberlere inanan kişilerin olması, aynı zamanda Türkiye’nin bir kontr-propaganda faaliyetleri yürütmesi anlamına da gelmektedir. Böylece Türkiye’ye karşı yapılan propagandalara karşıt bir propaganda oluşturulmuş olmaktadır. Çünkü propagandanın amacı boyun eğdirtmektir ve eğer haberler de bu propaganda faaliyetlerini destekler ise bir umutsuzluk ortamı doğacaktır. Yandaş haberler bu umutsuzluk ortamını engellemede bir kontr-propaganda faaliyeti; misyonunu (istemeden de olsa) yürütmektedir.
Bunun anlamı ‘biz gerçeklerden uzaklaşalım’ demek değildir. İktidarın görevi,bu süreçte onlara hala inananlar varken tabloyu doğru okuyup, ülkenin ve milletin çıkarları açısından değerlendirip, gerekli önlemleri almaktır.
Ama ‘zaten ne söylesek inanıyorlar’ diyerek hareket edilirse, gaflete düşerler ise, emin olsunlar ki, bir noktadan sonra bıçak kemiğe dayanacaktır. İşte o zaman millet kendi göbek bağını kendi kesmekte hiç tereddüt etmeyecektir.