02 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

S-400'ler, Batı tehditleri ve Kıbrıs

Gönül Kenter

Gönül Kenter

Eski Yazar

A+ A-

Alman silah ihracatı bir önceki yıla göre rekor kırmış.
Alman hükümetinin 2019'un daha ilk yarısında verdiği 5.3 milyar avroluk silah ihracatı onayı, 2018 yılının aynı zaman dilimindeki hacmini yüzde 107 oranında aşmış.

Federal hükümetin güncel açıklamalarından, Almanya'nın Yemen'e karşı saldırı savaşı yürüten Suudi Arabistan dışında, Suudilerin savaş ortağı Birleşik Arap Emirlikleri'ne de milyarlık silah ihracatı yaptığı ortaya çıktı.
En büyük müşteri Almanya'ya pek sıcak bakmayan NATO ve Avrupa Birliği üyesi; ortak Macaristan!.. Berlin ve Budapeşte'nin arasının limoni olduğu herkesin malumu. Almanya buna rağmen geçen sene Macaristan'a 1.76 milyar avroluk silah satmış...

İkinci sırada Mısır (801.8 milyon avro) ve üçüncü sırada 277.7 milyonluk savaş satışı ile Güney Kore geliyor.
En önemli on alıcı ülke arasında Mısır dışında, Yemen savaşında yer alan bir başka devlet var: Birleşik Arap Emirlikleri, 206.1 milyon avro ile 6. sırada. BAE, Suudi Arabistan ile birlikte Yemen'deki savaş koalisyonuna liderlik ediyor. Arap koalisyonunun Almanya'dan aldığı silahları Libya'da da kullanması yine ayrı.

Oysa Hıristiyan Birlik Partileri ve Sosyal Demokrat Parti'nin Mart 2018 tarihli koalisyon anlaşmasıyla Yemen savaşında "doğrudan" yer alan ülkelere yapılan silah ihracatının ciddi şekilde sınırlanması planlanmıştı...
Orada soykırım yapılıyor "bu kanunsuz savaşa son verin" diye bas bas bağırdığımız Yemen! Batı ambargolarıyla insanların açlıktan öldüğü yetmezmiş gibi, Yemen halkı bir de Alman silahlarıyla öldürülüyor.
Bölgede istatistiklere girmeyen silah ve mühimmat satışlarının olduğu biliniyor, Almanya'nın bunun haricinde Yemen halkına soykırım uygulayan ülkelere silah satışı, resmi verilere göre arttıkça artıyor ve ahlak abidesi kesilip her fırsatta Türkiye'nin tepesine binen Avrupa'nın neoliberal aydınları, siyaset sınıfı sustukça susuyor, battıkça batıyor.

Burada, Aydınlık gazetesinde 18.5.2019 tarihinde yayımlanan Yemen Soykırımı başlıklı yazımı okumayanlara hatırlatmak isterim.

İTİRAZLARI ULUSALCILIĞA

Veriler Almanya'nın, Macar Silahlı Kuvvetleri'nin silahlandırılmasındaki güçlü katkısını gösteriyor. Ulus devletin savunucusu Orban, hükümetin Macaristan ordusu için harcamaları iki katına çıkaracağını açıkladı. Macaristan geçen sene GSYİH’nın yüzde 201’ini savunmaya harcamış.

Alman basını ve kimi siyasiler Yemen'e saldıran Arap İttifakı'na silah satışlarına neredeyse çıt çıkartmazken, Macaristan konusunda aynısını yapmıyor. İtirazları silah satışına değil, "ırkçılıkla" suçladıkları Orban'ın ulusalcılığına!
Neoliberal doktrinlerin hakim olduğu Berlin ve Brüksel'e karşı anti-Sorosçu Orban'ın işi zor.

Yazıyı hazırlarken, Orban'ın mayıs ayında yaptığı konuşmanın bir bölümü dikkatimi çekti:
"Macaristan’ın savunması ne AB’nin ne de NATO’nun işidir, vatan savunması bizzat bizim işimiz. Güçlü bir ordusu yoksa, Macaristan güçlü olamaz. Ülkesini savunmayan bir millet, o vatanı hak etmez."

S-400'LER VE ÜLKESİNİ SAVUNMAYAN SÖZDE AYDINLAR!

Orban'ın sözleri bana S-400 füzelerinin alınması tartışmalarındaki tavırı düşündürdü.

Beştepe'nin, Rusya'dan füzelerin alınması sürecindeki belirsizliklerle dolu davranışı, polemiklere yol açması, konuyu bıçak gibi kesip atamaması; sorulara meydan bırakma alışkanlığı üslupla açıklanamaz. Ama kendini aydın, gazeteci, stratej, siyasetçi, uzman sanan açıkça Atlantik güdümünde bir kitle var ki... Türkiye'nin S-400 alımıyla "nakavt" olduğunu yazabilecek kadar gerçeklerden uzaklar. Görüldü ki, ABD çıkarları, Pentagon'un çok önemli diye piyasaya sürdüğü milyarlık F-35 projesinin çökebilecek olması bu güruh için Türkiye'nin savunmasından da önemliymiş. Ulusal Kanal'ı hiç seyretmemiş olmaları, konuyla ilgili en az son iki senedir yılmadan büyük bir sorumlulukla "S-400'lerin bir saldırı silahı değil, savunma sistemi" olduğunu yılmadan anlatan Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş'ı bir kere dahi dinlememiş olmaları büyük utanç.

KIBRIS

Türkiye'nin S-400 hamleleri ABD kadar AB'nin de canını sıkıyor, açıktan ve aba altından sopa gösteriliyor. Bölgede güçlü Türkiye'ye göz yummayacakları son on yıllardaki ihanete varan manevralarıyla görüldü. Alman hükümet sözcüsü Steffen Seibert evvelsi gün "Türkiye'nin KKTC sahalarındaki sondaj faaliyetlerinin yasa dışı" olduğunu iddia eden bir açıklama yaparak "Türkiye'nin derhal sondajdan vazgeçmesini" istemiş.

Cevap Avrupa Biriğini'in "yasadışılığını, kanunsuzluk ve haksızlıklarını" yıllarca çok yakından izleyen değerli diplotamız Emekli Büyükelçi Onur Öymen'in geçen hafta Ulusal Kanal'a yaptığı açıklamasında mevcut: "Güney Kıbrıs'ın AB'ye üyeliği tam bir kanunsuzluk. Bundan daha açık bir anlaşma ihlali olamaz, çünkü Kıbrıs devletini kuran antlaşmaya göre Kıbrıs sadece Türkiye ve Yunanistan'ın aynı anda üye olduğu bir uluslararası kuruluşa katılabilir. Türkiye, AB'nin üyesi olmadığı halde Güney Kıbrıs'ın AB'ye üye olarak alınması tam bir hukuksuzluktur."

Avrupa başkentleri Türkiye'yi kanunsuzlukla suçlamadan ve yaptırımlarla tehdit etmeden önce kendi kanunsuzlukları, zorbalıklarının izahını yapmalıdır. Güney Kıbrıs kanunsuzca AB'ye nasıl üye yapılmıştır?
Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü Başkanı Gabriel Felbmayr, Çin gibi ülkelere yaptırım savaşlarının silahlanma yarışına yol açabileceğini, sonunda bu ve benzer ülkeleri güçlendireceği uyarısını yapmış. Batı'nın tüm provokasyonlarına Çin, Rusya, İran gibi ülkelerin güçlenerek cevap verdiği konusunda pek çok uzman görüşü bulunuyor.

Türkiye de tüm tehditlere karşı güçlenerek cevap verecektir, kendi silah sanayisine ağırlığını koyacaktır. Türkiye önümüzdeki sürece korkmadan, aydınlarımızın açıklama ve uyarılarına kulak vererek dimdik olmalıdır, Türkiye'ye bu yakışır. Zorlukların ardı aydınlık, umudun adı bağımsızlıktır.