Şuur gitti, geldi

Fenerbahçe için şuur tutulması durumu, akıl demiyorum, henüz atlatılmış değil. Sarı lacivertli futbolcular bu durumu bazen toplu, bazen gruplar halinde yaşıyorlar. Dünkü Konya maçında yine aynı şeyler yaşandı. Bu kez neyse ki, tribünler aynı hataya düşmediler. On kişi kalan takımlarına destek olarak yüreklendirdiler. Böylece futbolcuların oynayan şuurlarını da yerlerine oturtarak, bir eksikle, Konya gibi sert bir takım karşısında yeniden öne geçmesine katkıda bulundular.
Başlangıç kadrosu yine sürprizliydi Fenerbahçe’nin. Stopper’de Kadlec vardı, Alves kenardaydı. Volkan kaledeki yerini geri almıştı. Diego, Mehmet Topal, Alper’den oluşan orta alan aritmetiği yine kırılgandı. Karşılarında darbeli oynayan Ali Çamdalı, Hleb, Mehmet Güven vardı. Kuyt, Webo, Sow forvetlerine pas atılarak, pozisyon üretilmesine izin vermiyorlardı.
Bir ara kendi oyununa dönen Fenerbahçe öne de geçti. Kazanılar serbest atışı kullanan Caner topu Webo’nun kafasıyla buluşturdu. Zor zamanların golcüsü yere vurdurarak rakip kaleciyi avladı. Bundan sonra neredeyse devre bitmek üzereyken avuta gidecek pozisyona ayak sokan Caner penaltıya neden oldu. Böylece diri bir futbol oynayan Konya beraberliğe yükseldi. Bekir’in kırmızı kartlık hareketi şuurların gittiği anlara denk geldi.
Sonrasında aklını toplayarak canını dişine takan bir Fenerbahçe izledik. Bir eksik kalınınca zorunlu olarak önce Selçuk, sonra Alves ve Hasan Ali oyuna sürüldü. İkinci yarının hemen başlarında Caner yine aynı şekilde bu kez Sow’un kafasına topu indirdi ve sarı lacivertliler on kişiyle güçlü rakiplerini geçmeyi bildiler. Son dakikalarda tek kale oynayan Konya takımına kaleci Volkan ve günün yıldızı Gökhan Gönül geçit vermediler.