09 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tarımı sadaka değil devletçilik kurtarır

Cenk Özdemir

Cenk Özdemir

Gazete Yazarı

A+ A-

AKP, Türkiye’de yardım adı altında “sadaka verme” kültürünü hayatımıza soktu ve bunu popülizmin bir aracı olarak kullandı. 2024 yerel seçimlerine az bir süre kala yeniden popülist bir adım daha attı, geçim derdi yaşayan ve çalışmayan emeklilere bir defaya mahsus olmak kaydıyla 5 bin lira vereceğini duyurdu. Bunu gören esnaf da ikramiye talebini TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken aracılığıyla iletti. Palandöken, “Vergi kaydını sildirmiş, ancak halen oda kaydı bulunan ve mesleğini aktif olarak yapmayan emekli esnaf ve sanatkarlarımız da bu haktan mutlaka yararlandırılmalıdır” dedi. Bu yardımdan ÇKS kaydı olan emekli çiftçiler de faydalanamayacaktı. E haliyle onlar da “biz de isteriz” dediler. Türkiye Ziraat Odası Birliği (TZOB), emekli çiftçisi için de devletten ikramiye istedi. Emekli çiftçilere verilip verilmeyeceği henüz net değilmiş, görüşülecekmiş. Yuvasına yemek getiren anne kuşun ağzının içine hamle yapan yavrular gibi her meslek grubundan emekli, vatandaş hakkı olarak ikramiyesini devletten istedi. Haklarıdır, alsınlar, bu pahalılıkta çok faydası olur insanımıza. Ama bu ikramiye işinin biraz tadı kaçtı. Ekonomiyi, tarımı, piyasaları ilgilendiren sorunları çözmeden yapılan bu yardımlar ikramiye değil “sadakadır”, kimse kusura bakmasın.

PROJEYE, YATIRIMA, ÜRETİME KAYNAK

Çiftçilerimizin üretmede ve ürettiğinden para kazanmada ne kadar zorluk çektiğini biliyoruz. Tarımsal üretimde yaşanan krizin çarşı-pazara ve soframıza pahalılık olarak yansımalarını bizzat yaşıyoruz. Şimdi sormak lazım, çiftçilerimize verilmesi düşünülen 5 bin lira, tarımda girdi maliyetlerini ucuzlatacak mı? Çiftçinin ürettiği üründen hak ettiğini kazanmasını sağlayacak mı? Çiftçinin su sorununu çözecek mi? Gençleri köylere geri döndürecek mi? Kırsal kalkınmayı sağlayarak köyleri yeniden üretimin merkezi haline getirebilecek mi? Hayvancılığın yem ve mera sorunu çözülecek mi? Hepsine hayır. Türkiye’de 1,5 milyonu aşkın emekli çiftçi olduğu söyleniyor. Bu emeklilerimize verilmesi muhtemel ikramiyenin toplam bedeli 7,5 milyar lirayı buluyor. Toplam 12,2 milyon emekliye ise kasım ayında toplam 61 milyar lira ödeme yapıldı. Bu paralar ne bir yatırıma ne bir üretime ne de projeye verilen paralardır. Bu paralar devletin kendi halkına verdiği sadakadır. Oysa o paralara neler yapılabilir? Mesela yıllardır söylediğimiz bir sorun peyderpey çözüme kavuşturulabilir. Türkiye’nin hemen her bölgesinde başlanan fakat yıllarca bitirilmemiş sulama göletleri, kanalları ya da bir türlü başlanamayan sulama projeleri var. Bu sulama projelerinin bölge bölge, il il, ilçe ilçe, köy köy tamamlanması bir defada değil fakat zamanla sağlanabilir. Ya da küçükbaş hayvancılığın çokça yapıldığı bölgelerde yünü değerlendirmek için iplik fabrikaları kurulabilir. Hayvancılık yapan üreticilerin kâbusu haline gelen mezbaha karteline karşı kamu teşekkülü olarak entegre mezbahaneler kurulabilir. Kapasitesi düşürüldüğü için ürün almakta zorlanan TMO'ların tesislerinde silolar artırılabilir ve bu kurumlar güçlendirilebilir...Kısaca şunu söylemek istiyorum sadakaya değil projeye, yatırıma ve üretime kaynak aktarmamız gerekir.

ÇİFTÇİNİN ÖNÜNÜ AÇALIM

Çiftçiye verilen desteklemeleri bu konuyla karıştırmayalım çünkü verilen desteklemeler, yapılan tarımsal üretim faaliyetine verilen kaynaklardır ve ülke tarımı için çok önemlidir. Çiftçiye sadaka yerine milli hasıladan hakkettiği desteleme paralarını verelim. Çiftçiye toprak, su, gübre, tohum, ilaç, yem, mera verelim önünü açalım yeter, ülkenin kaynaklarını sadaka vererek heba etmeyelim. Bu arada ziraat odalarını da bu konuda eleştirmeden geçemeyeceğim çünkü onlar da AKP’nin bu popülizm rüzgârına yelkenlerini açıp yol almak istediler. Çiftçinin sorunları için hükümete karşı daha etkili söylem ve eylem içinde olmayan TZOB, konu 5 bin liralık ikramiye olunca talepkâr oluverdi. Ziraat odaları, Türkiye'nin önünde bekleyen büyük sorunlarda bu görüş açısıyla faydalı olamaz. Üretim Devrimi’ni gerçekleştirecek Türkiye’nin çiftçi ordusuna önderlik edemez. Ancak devletçi ve üretim odaklı hareket eden ziraat odaları ülke tarımına faydalı olabilir.