03 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Teknik direktör öğütme geleneği (!)

Atilla Özalp

Atilla Özalp

Gazete Yazarı

A+ A-

TOPLUM olarak kaostan beslenen genetik bir yapı taşına sahibiz. Mutluluk bizim için reyting yapacak bir konu değil. “Hacer Ali'yi seviyor”dan ziyade “Hacer Ali'yi ne zaman terk edecek” bizim için daha çekici.

BASINIMIZA BAŞARILI OLAN CAZİP GELMİYOR

Televizyona bakın, kanallarda hep kavga, dedikodu, gürültü patırtı reyting yapıyor. Nerede arızalı tipler var, baş tacı oluyor. Güzel giden bir ilişki yerine hep acılarla dolu hikayeler izleniyor. E, toplumsal yapımız böyle olunca futbolumuz da bu durumdan doğal olarak nasipleniyor. Övgülerle iş başına getirilen hocaların kuyusu da yavaş yavaş kazılıyor. Başarılı olan cazip gelmiyor. Başarı reyting unsuru değil, bu yüzden kaostan beslenen basının gazıyla, başarıyı taçlandırması gereken idareciler devamlı olarak teknik direktör öğütme makinesi gibi çalışıyor.

Geçen sezon 12 Ocak'ta Fenerbahçe takımının başına İsmail Kartal getirildi. İsmail hoca, 18 maçta 12 galibiyet 5 beraberlik alarak rekor kıracak derecede başarılı olduğu halde idareciler onunla yola devam etmedi. Jorge Jesus'u göreve getirdi. Sonrasında ise malum senaryo işledi; önceleri göklere çıkarılan Jorge Jesus Dinamo Kiev maçıyla beraber ince ince doğranmaya başladı. Hakeza, Okan Buruk Galatasaray'da teknik direktörlüğe geldi ve aynı genetik toplumsal yapı taşlarına sahip bireyler kaos yaratma peşinde koşarak hemen satır aralarında “Okan Buruk ile olmaz bu işler.” demeye başladı.

HAKSIZ ELEŞTİRİYE HAYIR 

Yanlış anlaşılmasın, eleştiriye sonuna kadar açığım ama sırf gündem yaratmak uğruna saldırmaya da kesinlikle karşıyım. Örneğin, İsmail Kartal çok başarılıyken gidişine sessiz kalan ve “Şampiyonluğa aç Fenerbahçe takımına marka hoca lazım.” diyerek yeni sezonda Jorge Jesus'a destek çıkanlar, sezonun ilk aylarıyla birlikte saldırıya geçtiler. “Peki haksızlar mı?” derseniz, Jorge Jesus'u eleştirdikleri konularda katıldığım birkaç konu olabilir ama ben olmadık çocuğa don giydirilmesine karşı olduğum için daha hiçbir şey olmadan yapılan haksız eleştirilere karşıyım. Yoksa son oynanan Beşiktaş maçında gördüm ki, bu takım İsmail Kartal'ı çok arar...

Fenerbahçe'nin geniş kadrosu içinden 11'i belirlemek gerçekten bir hoca için büyük karın ağrısı ama şu bir gerçek ki Jorge Jesus Beşiktaş ile oynanan derbi maçında ikinci yarıda yaptığı değişikliklerle az daha maçı veriyordu. Eğer bu maç kaybedilseydi Jorge Jesus'a yazardı.

BAŞARI İSTİKRARLA GELİR

Teknik direktörün en büyük zaafıdır; geniş ve formda bir oyuncu grubu içinde herkese şans vermek arzusunda olmak. Antrenmanda çalışan futbolcuyu oynatarak ödüllendirmek istemek. Bu yüzden de beklenmedik anda boş yere oyuncu değişikliği yapmak. Ama madalyonun diğer bir yüzü de -ki bu Beşiktaş maçında gözlendi- bu duygusal durumun puan kaybına yol açabileceği gerçeği... Kupada başka kadro, ligde başka kadro oynatmak ve futbolcuyu küstürmemek adına, ödüllendirmek için yapılan değişiklikler puan kaybına yol açar.

Futbolda başarı istikrarla gelir. Bir hafta Emre Mor kesik, diğer hafta Rossi, bir başka hafta İrfan Can ve Lincoln... Tabii ki geniş bir kadroya sahip olmak çok büyük bir kazanç ama bir o kadar zorlu bir durum. Herkes oynamak ister ve oynamayanı mutlu etmek de hiç kolay değil. Fenerbahçe takımının şampiyonluk yolundaki en büyük şansı olan geniş kadrosu, aynı zamanda en büyük de sıkıntısı.