03 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Termikleri yeşille ikame edebilir miyiz?

Recep Erçin

Recep Erçin

Site Yazarı

A+ A-

Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerine kömür tedarik etmek üzere linyit madeni açılması için Akbelen'deki 78 hektarlık ağaçlık alan yok edildi. Çevre örgütleri ve eylemciler duruma tepki gösterdi. Uzmanların görüşlerini Aydınlık olarak sizlere aktardık. Ben de bu köşede konuyla ilgili kaleme aldığım yazıda “O santralleri kapatabilir misiniz?” diye sordum ve enerji kesintileri yaşanmaması için santralleri çalıştırmaya mecbur olduğumuzu not ettim. Yazım üzerine İklim Masası'ndan arkadaşım Selin Uğurtaş ile sohbet ederken, “Yenilenebilir enerji kaynakları termiklere ihtiyacımız kalmadan kesintisiz enerji sağlayabilir mi?” sorusu gündeme gelince uzmanlarla konuşup hazırladığı çalışmayı dikkatime sundu.

KÖMÜRDEN ÇIKIŞ MÜMKÜN

Sabancı Üniversitesi, İstanbul Politikalar Merkezi tarafından 2021 yılında yayınlanan, bu sene ise Fransa’da düzenlenen 26. Küresel Ekonomik Analiz Konferansı’nda sunulan çalışmaya göre, Türkiye’deki mevcut yenilenebilir enerji kapasitesi ve potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda, en geç 2035 yılında, elektrik ihtiyacının tamamını kömür dışı kaynaklardan karşılamak mümkün.

2018-2030 yılları için yapılan model projeksiyonlarına göre, gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) ve elektrik talebi yüzde 50’nin üzerinde arttığında dahi, kömürde kurulu güç yüzde 62, kömürden elektrik üretimi ise yüzde 70 azaltılabilir. Bu, elektrik sektörü kaynaklı emisyonların da yarı yarıya azalması anlamına gelecek. Takip eden beş sene içerisinde Türkiye, enerji üretiminde kömürü tamamen terk edebilir.

TEŞVİKLERDEN VAZGEÇİLEBİLİR

Böyle bir hedef benimsemesi durumunda Türkiye’nin, rüzgar enerjisinde kurulu gücünü üç kat, güneş enerjisinde ise beş kat artırması gerekiyor. 2030 yılına gelindiğinde, rüzgar ve güneşten elektrik üretimi, 2018 yılına kıyasla dört kat fazla olmalı. 2016 yılında yayınlanan ve 2030 yılına uzanan bir modellemeyle kömür teşviklerinden vazgeçmenin emisyonlara ve Türkiye ekonomisine etkilerini değerlendiren bir başka çalışmaya göre ise, yalnızca kömür teşviklerini sonlandırmak dahi Türkiye’nin emisyonlarını yüzde 5 düşürebilir.

29 MİLYAR DOLARLIK MALİYET

Her iki çalışmanın da yazarları arasında yer alan, Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan'ın değerlendirmelerine göre, “Türkiye’nin 326 TwH olan yıllık elektrik üretiminin yüzde 65’i fosil yakıtlardan karşılanıyor. Fosil yakıtlara dayalı elektrik üretiminden kaynaklanan CO2 emisyonlarının ise 149 milyon ton’dan 2030’da 184 tona, 2050’de de 280 milyon tona ulaşacağını gösteriyor. Oysa Türkiye, yılda 3 GW güneş ve rüzgara dayalı yenilenebilir enerji kaynaklarının kurulum hedefi ile söz konusu üretim rakamlarını koruyabilir. Elektrik üretiminden kaynaklanan CO2 emisyonları ise 2050’de 15 milyon tona değin gerileyebilir. Modelleme çalışmalarımız elektrik sektöründe bu dönüşümün 2030’a değin toplam yatırım, işletim ve yakıt maliyetini 29 milyar dolar olacağını göstermektedir.”

YEŞİL FONLARI KAÇIRMAYALIM!

Prof. Dr. Erinç Yeldan maliyete karşılık yeşil dönüşümün getireceği fırsatlara ise şöyle dikkat çekiyor: “Dünya Bankasının verileri, yılda 90 trilyon dolara ulaşan küresel tahvil hacminin, 694 milyar dolarının iklim değişikliği ile ilintili yeşil tahviller olduğunu ve bu rakamın 2015 Paris Anlaşmasından bu yana yüzde 370 artış gösterdiğini belirtiyor… İthal enerji bağımlısı ve kronik döviz açığı bulunan Türkiye için bu fonlardan uzak kalmanın maliyeti çok büyük.”

Yeldan ayrıca, “Uluslararası Çalışma Örgütü 2019 yılında yaptığı bir çalışmada tüm dünya için sadece ısı stresinden kaynaklanacak olası istihdam kayıplarını yılda 80 milyon kişi, üretim kayıplarını ise 2.5 trilyon dolar olarak tahmin etmekteydi. Türkiye coğrafi konumu bakımından, söz konusu kayıpların en yoğun olarak yaşanacağı bir bölgede yer almaktadır.” diyor.

MİLLİ GELİRE ETKİSİ

ÇOK AZ OLACAK

2016 tarihli makalenin yazarlarından, Boğaziçi Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevil Acar da, “Bu çalışmayı yaptığımız dönemde yenilenebilir enerji teşvikleri, fosil yakıt teşviklerinin oldukça gerisindeydi - ki bugün de farklı bir noktada değiliz. Araştırmamızın sonuçları, kömür teşviklerini sonlandırmanın GSYİH üzerinde oldukça küçük bir etki yapacağını, 2030 yılında yüzde 0.5’lik bir azalmaya sebep olacağını ortaya koydu. Öte yandan üretim teşviklerini kesmek, karbondioksit emisyonlarında yüzde 2.5’lik bir azalma sağlayabiliyordu. Bölgesel yatırım teşviklerinden de vazgeçmenin sağlayacağı azaltım ise yüzde 5.4 seviyesinde olacaktı.” bilgilerini paylaştı