09 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Teşkilat’ın Samandağ ve Alevi düşmanlığı

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Amerika’da CNN’de “Yahudi” asıllı Larry King’in programına konuk olan dünya sinema sanatının en başarılı oyuncuları arasında yer alan Oscar ödüllü Marlon Brando, “Hollywood’un sahibi Yahudilerdir ve acı çeken insanlar konusunda daha duyarlı olmaları gerekir.” demişti. Orta-Doğu, Afrika, Asya ve Latin Amerika kökenlilerin katil, terörist, hırsız, tecavüzcü ve üçkağıtçı olarak tanınmaları için özel bir çaba sarf edildiğini ve Hollywood filmlerinin Amerika ve dünyada kültürel yozlaşmaya sebebiyet verdiğini her fırsatta dile getiren Marlon Brando’ya karşı linç girişimi başlatıldı. Yahudi düşmanı olmadığına, zulüm, ırkçılık ve ayırımcılık yaşamış Yahudilerin daha çok duyarlı olması gerektiğine dikkat çeken Brando için ABD’de etkin olan Yahudi’yi Savunma Ligi (Jewish Defence League-JDL) Eski Başkanı Irving David Rubin, “Hayatının geri kalanını cehenneme çevireceğiz.” diyerek ölümle tehdit etti. Rubin 1985’te, JDL’i kuran Haham Meir Kahane’nin yerine gelmişti. Kahane İsrail’e taşınmış ve ırkçı-faşist Kach Partisi’ni kurmuştu. İsrail hükümeti bu partiyi ırkçı, tehlikeli ve topluma zararlı olarak addetmiş ve yasaklamıştı. Bu zihniyetin temsilcisi JDL’nin yeni başkanı Rubin, “Yahudi Soykırımı olmadı.” diye düşünen ve bu olayın suiistimal edildiğini iddia eden tarihçi ve Institute of Historical Review dergisinin Genel Müdürü Dr. George Ashley’in evini bombalamakla suçlanır.

YAHUDİ IRKÇILARIN TERÖR EYLEMLERİ

16 Mayıs 1985’te “terör estirmek ve öldürmek” amacıyla yapılan bombalı eylem için, “Bay Asley havaya uçmadığı için çok yazık olmuş. Bu eylemi yapanları selamlıyorum.” demişti. Bu terör eyleminden 3 ay sonra 16 Ağustos 1985’te Amerikan-Arap Ayırımcılıkla Mücadele Komitesinin Boston ofisi bombalanır. İki çalışan yaralanır. 2 ay sonra 11 Ekim 1985’te Filistin Arabi Katolik asıllı Amerikalı şair, öğretmen ve Amerikan-Arap Ayrımcılıkla Mücadele Komitesi (ADC) Kaliforniya bölge temsilcisi İskender Mikail Odeh (El-İskender-Alexendar Michel Odeh) ofisinin kapısına yerleştirilen bomba ile katledildi. Bu terör eylemleri Achille Lauro gemisinin Filistin Kurtuluş Örgütü’ne mensup olduklarını iddia eden bir grubun işgal etmesi ve tekerlekli sandalyeye mahkûm Amerikalı Yahudi Leon Klinghoffer’in gemiden atılarak katledilmesi eylemine misilleme olarak yapıldığı iddia edildi. Rubin, “Bay Odeh için gözyaşı dökmüyorum. Hak ettiğini aldı.” demişti. 1985-2002 yılları arasında Yahudi Savunma Birliği Başkanı olarak görev yapan Kanada doğumlu Rubin, özel ve hükümet mülklerini bombalamak için komplo suçlamalarının yargılanmasını beklerken hapiste intihar etmişti.

İSRAİL’İN KURTLAR VADİSİ RAHATSIZLIĞI

Özellikle “Kurtlar Vadisi Filistin” ve “Kurtlar Vadisi Irak” filmleri İsrail hükümetini çok rahatsız etmişti. İsrail, Kurtlar Vadisi dizisinden duyduğu rahatsızlığı Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol'u ‘tanışma ve sohbet’ bahanesiyle çağırarak dile getirmişti. Tokalaşma nezaketinden bile yoksun olan İsrail Dışişleri Bakanı Yardımcısı Danny Ayalon, Büyükelçi Çelikkol’u kendisinden daha küçük bir koltuğa oturtarak aşağılamaya çalışmıştı. İkili ilişkide krize neden olan bu davranış sebebiyle İsrail’e karşı ortaya konulan tepki sayesinde kibir abidesi Bakan Yardımcısı Ayalon ne hikmetse önce eski Büyükelçi Namık Tan’dan, ardından Elçi Çelikkol ve Türkiye’den resmi bir mektup göndererek özür dilemişti. Elçi Çelikkol 2000-2004 yılları arasında Türkiye’nin Şam Büyükelçisiydi. Dışişleri Bakan Yardımcısı, dizinin İsrail karşıtı olduğunu, MOSSAD’ın Türkiye ve komşu ülkelerde karanlık faaliyetler içinde yer aldığını iddia eden mesajlar içerdiğini, daha önce TRT’de yayınlanan ‘Ayrılık’ dizisinde benzer ‘İsrail karşıtı haksız suçlamaların’ yapıldığını söylemişti. Bu açıklamalara cevap dizinin yapımcısı Pana Film şirketinden geldi.

PANA FİLM’İN YANITI

Yapılan yazılı açıklamada BM raporlarına binaen; “İsrail yönetimi, insanlık dışı uygulamalarının teşhirini diplomatik yollardan engellemeye çalışmak yerine, bir an önce Filistinli çocuklara uyguladığı vahşeti durdurmalıdır. İsrailli yetkililerin Filistinli çocuklara olan hassasiyetinin derecesini, başta İsrail halkı olmak üzere, dünya kamuoyu ibretle seyrediyor. Filistinli çocuklar, en temel yaşamsal hakları olan beslenme, sağlık, eğitim gibi haklardan mahrum ediliyor. Birleşmiş Milletler bayrağı altındaki çocukları bombalamaktan çekinmeyen İsrail yönetimi, neden Kurtlar Vadisi dizisinde yaptıklarının anlatılmasından rahatsız oluyor?” demişti. İsrail hapşırınca diken üstüne oturmuş misali ayağa hoplayan uluslararası mahfilleri ve bu sayede grip olan demokrasi, adalet ve hürriyet katili ABD ve Avrupa, Kurtlar Vadisi dizisinin yasaklanması talebinde bulundular. Dizide oynamayı kabul eden Yunan asıllı Amerikalı sinema sanatçısı ve yönetmen William George Zane (Billy Zane) ve Gary Busey akla ziyan saldırılara maruz kaldılar.

YAHUDİLERİN SİYONİST ‘TEŞKİLAT’I

Bunları neden anlattık? Yahudilerin bir devleti, etkili lobileri, uluslararası kuruluşları, hukuk büroları, medyası ve finans gücü var. Kıssadan hisse bir Teşkilatı var. Ayrıca “dişe diş, göze göz… Yahudi’nin Yahudi’den başka dostu yok.” itikadıyla hareket eden, “Sizin için ölür ve öldürürüz.” diyen örgütleri var. İsrail devleti ve Yahudi örgütlerinin söylem ve eylemlerini, zulmü ve terörünü kabul etmeyen yığınla insan yanında Yahudiler de var. Ama ve lakin bu Teşkilatın varlığından, gücünden, nüfuzundan ve ayrıcalığından haz duyan, Teşkilatın sağladığı güven duygusu için gururlu ve sadık taraftarları da var. Dünyadaki Yahudilerin kendi aralarında ve İsrail ile dayanışma içinde olma arzusu ve sorumluluk hissini bir derece “azınlığın” doğal reaksiyonu çerçevesinde izah edilebiliriz. Bu aşamayı geçmiş, saltanatın verdiği güç sarhoşluğu ile hareket eden bir Siyonist Yahudi mahfilin dünya hegemonyası kurma çılgınlığı olarak da görülebilir. Başka tarihi, sosyolojik ve dini faktörler de değerlendirmeye alınabilir.

TRT’NİN TEŞKİLAT DİZİSİNDEKİ AYIP

Ancak şu gerçeğin altın kalın çiziyoruz: Yahudi İsrail Teşkilatının özellikle genç Alevi, Kürt ve kendisini mensubu olduğuna inandığı Teşkilattan uzaklaştırılmış, soyutlanmış, ekonomik zorluklarla boğuşan, geleceğinde umut görmeyen ve daha ötesi düşman olarak telaki edildiğine inanan dimağlar (beyinler) üzerinde ciddi bir etkisi var. Bunu gözlemliyoruz ve tespit ediyoruz. Yahudi İsrail Teşkilatına hizmet eden bir Teşkilat dizisi var. TRT 1’de 7 Mart 2021’de yayın hayatına başlamış. ‘Kurtlar Vadisi’ dizisinin aksine ‘Teşkilat’ dizisi ‘Gölge Tim’ ismiyle İsrail’de Eylül 2021’de yayına da girmiş. İlk sezonunda kayda değer bir senaryo tespit edilmiş olmalı ki gazetemiz diziyi öven birkaç yazı yayınlamıştı. İkinci sezonun son bölümünde bir bombacı terörist karaktere ‘Gani Samandağ’ ismi verilmiş. Evet, yanlış okumadınız; Teşkilatımızın (MİT) propagandasını yapan, Teşkilatımızın vatanperverliği, milletseverliği, mücadele azmi, dehası ve insan merkezli hassasiyetini işlediğini iddia eden dizi şirketi, yazarları, yönetmenleri, oyuncuları, danışmanları Âlemde başka bir isim bulamamışlar Hatay’ın nadide çiçeği Samandağ ismini bir bombacı terörist karaktere vermişler. Samandağ ve Alevi vatandaşlarına karşı duyulan derin kindarlık ve düşmanlığı ibraz etmişler.

YETKİLİLER DERHAL HAREKETE GEÇMELİ

Önce şunu ifade edelim; Samandağlıların ödediği paralarla beslenen TRT'yi, buna halen henüz müdahale etmemiş olan RTÜK ve Film şirketini kınıyoruz. Senaryosunu yazan ve yönetenlerin zihniyetini protesto ediyoruz. Devlet yetkililerini, savcıları, medya, iktidar ve muhalefet partilerin vekillerini ülkemizin ve milletimizin birliği, dirliği ve huzuruna bu mezhepçi ve etnik bölücü anarşist zihniyete karşı harekete geçmesini talep ediyoruz. Özelde Samandağlılara, Mersin, Adana, Hatay Alevilerine genelde hangi din, mezhep ve etnik kökenden olursa olsun kendisine karşı uygulanan ayırımcılığa, mezhepçiliğe, ırkçılığa ve faşistliğe son verilmesini talep ediyoruz.

DEVLET AYRIMCILIK YAPAMAZ

Devlet ve Teşkilatı sadece bir mezhebin arka bahçesi, süngünüz, askeriniz olarak görüyorsanız, devletin ve Teşkilatın ana unsurları olarak kabul etmiyorsanız, kucaklamıyorsanız, Cumhurbaşkanlığı, Bakanlıklar, Valilikler, Kaymakamlık, Genel Müdürlüklerde Samandağlılara ve Akdeniz Alevilerine Arabi, Fellah, Nusayri diyerek faşist-ırkçı zihniyetle yer vermiyorsanız, Alevi açılımını sadece Bektaşi veya Cem Evleri ile sınırlı tutuyor ve Akdeniz Arabi-Türk Alevilerini bu kucaklaşma ve helalleşmenin dışında tutuyorsanız, her fırsatta onlara hakaret eden, küfreden, tehdit eden ve hedef gösteren hasta zihniyetleri halen görevde tutuyorsanız, iki şey kaçınılmaz olur: Devletin ve Teşkilatın kendilerine ait olmadığına inanmaya başlayanlar ya başka bir Teşkilatın gölgesine sığınırlar yahut Yahudiler misali kendi Teşkilatlarını kurmak hülyasına düşerler.

Teşkilat Alevi