Yandex
06 Şubat 2025 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Trump Avrupa’dan vazgeçer mi?

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

ABD Başkanı Donald Trump bugün yemin ederek göreve başlayacak. Seçimleri kazanmasıyla birlikte üç aya yakındır Avrupa Trump’ı konuşuyor. Aslında Avrupalı yöneticiler seçim kampanyasında Trump’ın Avrupa’ya ilişkin açıklamalarını endişeyle takip etti. Bugün başta Fransa ve Almanya olmak üzere Avrupa Birliği (AB) ülkeleri Atlantikçi liderler tarafından yönetiliyor.

Avrupa Parlamentosu, AB Konseyi ve Komisyonu başkanları, Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi gibi AB kurumlarını yönetenler de Atlantikçi. Yani son dönem Biden’ın temsil ettiği dünyada hegemonya peşinden koşan saldırgan, küreselleşmeci, neoliberal Neo Con’ların işbirlikçisi. Son ABD seçimlerinde Trump’ın karşısındaki Demokratların adayı Kamala Harris’i destekleyen Avrupa’nın Atlantikçi liderleri, 8 yıl önce 2016 seçimlerinde de yine Trump’a karşı Hillary Clinton’u desteklemişlerdi.

2016’da Avrupa gerçekten bir Trump şoku yaşamıştı. Bugün ne kadar endişeleri olsa da karşılarında artık tanıdıkları bir Trump var. En büyük kaygıları Trump’ın ilan ettiği gibi Putin ile birlikte Ukrayna savaşını sona erdirmesi ve Avrupa mallarına getireceği ek gümrük vergisi. Bu kaygılarını dillendiriyorlar ama esas sorunları, içinde bulundukları ağır ekonomik ve siyasi kriz. Ortadaki soru Trump’ın bu krize etkisi ne olacak? ABD ve Avrupa arasındaki iplerin gerileceği ortada.

Kendisi bir kriz içinde olan ABD, zaten Çin ile bir ticaret savaşı yaşarken Avrupa’yı gözden çıkarabilir mi? Diyelim Trump Avrupa’ya yüklendi, bu durumda Avrupa’nın tepkisi ne olur? Daha önce olduğu gibi yeniden Avrasya’ya yönelim gündeme gelir mi? ABD’den uzaklaşmak için bir fırsat olarak değerlendirirler mi?

BİRİNCİ TRUMP DÖNEMİNDE ABD’DEN UZAKLAŞAN AVRUPA

Ukrayna savaşı ABD-Avrupa ve Avrupa-Avrasya ilişkileri açısında bir dönüm noktası oldu. 2016-2020 arasında Trump’ın birinci döneminde Avrupalı yöneticiler ciddi bir şekilde ABD ile karşı karşıya geldiler (ABD’nin 2015 yılında İran ile imzalanan nükleer çalışmalarını sınırlandıran anlaşma ile Paris İklim Anlaşması’ndan çıkması, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması, AB’den ithal ettiği çelik ve alüminyuma zamlı gümrük tarifesi uygulaması, Suriye’den askerlerimi çekiyorum demesi, NATO üyelerinin örgüte katkılarının artırılması, Kuzey Akım 2 Boru hattına ve Rusya ile ilişkilere karşı çıkması gibi).

Trump ABD’si ile karşı karşıya gelen başta Fransa ve Almanya olmak üzere Avrupa, Rusya ve Çin ile ilişkilerini geliştirme yoluna girmişti. 2000’lere kadar çarkı dönen ve tatlı bir rüyada yaşayan Batı, 2008 yılında Amerika’da emlak krizi bombasının patlaması, krizin bütün dünyaya yayılması, küreselleşmenin neoliberal sisteminin çöküşünün başlangıcı olmuştu. Batan bankalar, kapanan fabrikalar, dışarı kaçan sermaye ve bunun yarattığı sosyal adaletsizlik, yoksulluk, işsizlik.. Ve Fransa’da Sarı Yeleklilerin sahneye çıkması Avrupalıyı bu tatlı rüyadan uyandırmıştı.

Diğer taraftan bu yıllarda Asya’nın yıldızı parlıyordu. Doğuda yeni bir dünya doğuyordu. Başta Çin olmak üzere Rusya, Hindistan GSMH’leri ile dünya ekonomisinin büyükleri arasına katılıyordu. Asya, Latin Amerika ve Afrika’dan ülkeler BRICS’i (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) oluşturarak Batı karşısında önemli bir ağırlık oluşturmaya başlamıştı. Batı’nın Trump karşısındaki Avrupa kanadı Avrasya’daki olağanüstü gelişmeleri görüyor, Çin ve Rusya ile ilişkilerin önemine dikkat çekiyordu. Atlantik çatırdamaya başlamıştı. ABD ile Almanya/Fransa arasındaki çelişmeler gün geçtikçe artarken Asya’ya yöneliş hız kazanıyordu.

YENİ TİPTE BİR KÜRESELLEŞME ARAYIŞI

ABD’nin küreselleşme saldırısı iflas edince, küreselleşen dünyada yeni bir sistem arayışına girildi. Küreselleşmenin dünyada yarattığı yıkım sorgulanmaya başlandı. Avrupa da Çin’in başını çektiği Avrasya ile birlikte yeni tipte bir küreselleşmeyi dillendirir oldu.

Macron’un Ocak 2018’de Çin’i ziyareti ülke medyasında olumlu yankılandı. Le Monde gazetesi o günlerde “dünyada yeni tip bir küreselleşmenin (nouvelle mondialisation) oluşması için Fransa ve Çin’in birlikte hareket etmeleri gerektiğini” yazıyordu. Almanya Kuzey Akım 1’e paralel olarak Kuzey Akım 2’yi Rusya ile birlikte inşa etmişti. Fransa ve Almanya, Trump’ın çıktığı İran ile yapılan nükleer anlaşmayı savunuyor ve ABD’nin İran ile ticaret yapan ülkelere yaptırım politikasına karşı çıkıyordu. Bu anlaşmadan sonra İran ile ticari ilişkilerini ve yatımlarını ikiye üçe katlamıştı. AB yöneticileri Avrupalı şirketleri ABD yaptırımlarından korumak için 1996 yılında kabul edilen ‘Engelleme Yasasını’ yürürlüğe koymuşlardı.

BİDEN UKRAYNA SAVAŞIYLA AVRUPA’YI DENETİM ALTINDA TUTTU

Bir bakıma Trump Avrupalıları birleştirmiş ve Avrasya’ya yönelimini hızlandırmıştı. 2021’de Biden ile her şey değişti. Biden önce Avrupa ile ilişkilerini normalleştirdi (Ticaret savaşını sona erdirdi, İklim Anlaşması'na yeniden girdi…). Avrupa ile Avrasya arasına Ukrayna bombasını yerleştirerek bu yönelişin önünü kesti. ABD Ukrayna’da Avrupa’yı Rusya’ya karşı ateşe sürmüştü. Rusya ile ilişkiler koptu. Avrupa tarihinde görülmemiş bir enerji krizi içine girdi. Trump’ın Putin ile Ukrayna savaşını bitirmesi aslında Avrupa’nın yararına olacaktır.

YÜKSELEN MİLLİYETÇİLİK VE YENİ DÜNYAYA YÖNELME MECBURİYETİ

Avrupa’nın içinde bulunduğu ekonomik krizden Avrasya ile ilişkileri geliştirmeden çıkması zor. Ekonomik kriz ile birlikte siyasi kriz de yaşayan Avrupa’nın böyle bir sürece girmesinin sancılı olacağı çok açık. Trump’ın önceki gibi etkisinin önemli olacağını düşünmüyorum. Zaten Avrupa’da bir dönem kapanıyor. Saldırgan Atlantikçiler yenildi. Yükselen milliyetçilik ve halk hareketlerine gebe bir Avrupa’nın Yeni Dünyaya yönelmesini kaçınılmaz kılacaktır.

ABD Donald Trump Avrupa