27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Vahidettin Efendi’nin ABD’den yardım talebi

Şule Perinçek

Şule Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Saltanat kaldırılmış, Lozan’da bağımsız Türk Devleti bütün dünyaya adını yazdırmış. Ardından halifelik kaldırılmış. 13 Mart 1924’te Vahidettin San Remo’dan ABD Başkanı’na mektup yazmış, yardım dilenmiş. Umut var mıydı? Aradan tam yüzyıl geçti.

Çöken sistemler tarihin karanlıklarına gömülüyorlar.

İKİ LİDER DİZDİZE OTURUYOR BİRİ DOĞUMUN BİRİ YOK OLUŞUN EŞİĞİNDE

19 Mayıs 1919’un hemen öncesi. Mustafa Kemal Paşa, Yıldız Sarayı’nın ufak bir salonunda Sultan Vahdettin’le neredeyse diz dize denecek kadar yakın oturmaktadır. Salonun Boğaziçi’ne doğru açılan penceresinden birbirine paralel düşman zırhlıları görülüyor. Bordalarındaki toplar sanki Yıldız Sarayı’na doğrulmuş. Vahdettin, “Paşa, Paşa!” diyor ve devam ediyor:

-Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir (elini masanın üzerinde duran tarih kitabına basıyor), tarihe geçmiştir. Bunları unutun, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa, Paşa devleti kurtarabilirsin! (Atatürk’ün Bütün Eserleri (ATABE), Kaynak Yayınları, c.3, s.99.)

Mustafa Kemal Paşa bu son sözlerden hayrete düşüyor. Çünkü bir süre önce birlikte yaptıkları gezi nedeniyle çok yakından tanık olmuş o “Vahdettin ki, yabancı hükümetlerin yüzüncü derece aletleri ile temas arayarak, devletini ve saltanatını kurtarmaya çalışıyordu. Bütün yaptıklarından pişman mı idi? Aldatıldığını mı anlamıştı?” Oysa “Vahdettin demek istiyordu ki, hiçbir kuvvetimiz yoktur. Tek dayanağımız İstanbul'a hâkim olanların siyasetine uymaktır.” Mustafa Kemal Paşa’dan da istediği, “onların şikâyet ettikleri meseleleri halletmektir. Eğer onları memnun edebilirse, memleketi ve halkı bu siyasetin doğru olduğuna inandırabilirse ve bu siyasete karşı gelen Türkleri yola getirirse, Vahdettin'in arzularını yerine getirmiş olacaktı.” (Age.)

Vahidettin Efendi’nin ABD’den yardım talebi - Resim : 1

VAKİT GELMİŞ DAYATMIŞ

İşte iki Türk milletinin önünde iki seçenek vardı. Ya boyun eğecektiniz ya da doğacak güneşi görecek ve kırık dökük, pusulası bile bozuk bir gemiyle yola çıkacaktınız.

Taraftar sayısını saymaya vakit yoktu.

Türkiye devletinin sınırları biraz daha darlaşıyor, Türk milletinin maddi ve manevi kuvvetleri biraz daha fazla eksiliyor, devletin bağımsızlığını darbeleniyor; arazi, servet, nüfus ve millet haysiyeti azami bir süratle mahv ve harap oluyordu. Türkiye devletinin bağımsızlığına son veren, Türkiye halkının hayatını, namusunu, şerefini imha eden, Türkiye'nin idam kararı ayağa kalkarak kabul ediliyordu.” (ATABE, c.14, s.85.)

Nitekim Vahdettin, 16 Kasım 1922’de Dersaadet İşgal Orduları Başkomutanı Harrington'a, “Halife-i Müslimin” imzasıyla, İstanbul'da hayatını tehlikede gördüğünden, İngiltere devlet-i fehimesine iltica ve bir an evvel İstanbul'dan başka bir yere naklini talep etti.

İngilizler, Vahidettin’in İngiltere’ye gelmesini kabul etmediği için devrik Padişah bir süre Malta’da kaldı. 1922 sonunda Şerif Hüseyin’in daveti üzerine Mekke’ye gitti. 20 Nisan 1923’e dek Hicaz’da kaldı. Orada hilâfet ile saltanatın ayrılmasının şeriata aykırı olduğuna dair İslâm âlemine bir beyanname neşretti.

“Şimdi bana bi-gayr-ı hakkın ihanet-i vataniyye isnat edenler, hilâfeti hukuk ve nüfuzundan tecrid ve tatil ederek bu Saltanat-ı Muhammediyye’yi yıkmışlar ve yalnız vatanlarına değil, bütün âlem-i İslâma ihanet etmişlerdir. Ben, devleti tehlikeden vikaye için, bilhassa harb-i umumîye iştirakimizdeki ifratların acısını tattıktan sonra, siyaset-i hariciyyede muarrızlarımın tâbiri vechile korkarak, yani itidal ve ihtiyat ile hareket ettim; daha doğrusu, vakit kazanmak için, icab eder ise kendimi feda etmeye karar verdim.” diyordu. (https://www.turkishnews.com/tr/content/2020/05/18/vahidettinin-beyannamesi-mustafa-kemali-anadoluya-kim-gonderdi-belgesel-tarih/)

Ancak İslam alemi ilk kez emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesi veren ve başarıya ulaşan Türk Devrimini yakından izliyordu. “İngilizlerin himayesine kendini bırakarak bir İngiliz gemisiyle hilafet merkezinden ve makamından firar eden” ve “halledilen” Vahidettin Efendi”nin beyannamesi bir yanıt bulmadı. (ATABE, c.14, s.145.)

Vahidettin Efendi’nin ABD’den yardım talebi - Resim : 2

BÜTÜN ZİHİNLERİN AYDINLANMASI İÇİN TEKRARI GEREKLİ

Başkumandan Mustafa Kemal Paşa, 18 Kasım’da Meclis’te “her zaman arz ettiği gibi bütün zihniyetlerin aydınlanması için tekrara lüzum” görmüştü:

-Türkiye halkı kayıtsız, şartsız hâkimiyetine sahip olmuştur. Hâkimiyet, hiçbir renkte, hiçbir mânâ ve işarette iştirak kabul etmez. (ATABE, c.14, s.136.)

3 Mart 1924’te hilafet de kaldırıldı.

Vahidettin Efendi, Hicaz’dan sonra geçtiği San Remo’dan 13 Mart 1924’te ABD Başkanı John Calvin Coolidge, Jr.’a bir mektup yazdı.

Halis Reşat Bey tarafından Paris’te bulunan Amerikan elçiliğine teslim edildi. Elçilik mektubun aslını ve İngilizce çevirisini 15 Nisan 1924 tarihli yazıyla Washington’a gönderdi. Mektup, Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Arşivi’nde 86700/1788 numarada kayıtlıdır. (https://earsiv.anadolu.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/11421/14212/14212.pdf?sequence=1&isAllowed=y)

Tarih güneşin doğacağını bilenlerden yana işledi.

Onların verdiği kararlar geçerli oldu.

Değil iki de bir yardım dilenen ABD, bütün dünyanın emperyalistleri topunu tüfeğini toplasa gelse yine başarı bizim, bağımsızlığı karakteri olan Türk milletinin olacaktı, oldu, olacak.

AMERİKA CEMAHİR-İ MÜTTEFİKİYE REİSİ MÖSYO COOLİDGE CENABLARINA

Siyasi olayların ve gelişmelerin tüm içyüzünü, hangi nedenlerden dolayı Saltanat merkezimi geçici bir süre için terk etmek zorunda kaldığımı biliyorsunuz. Bu konuda ayrıntılı bilgi sunmayı gereksiz görüyorum.

Bu süresiz uzaklaşmanın, babadan kalma sahip olduğum Saltanat ve Hilafet makamından vazgeçtiğim anlamına gelmeyeceği açıktır. Ankara Meclisi gibi bir isyancı fitnenin bu konuda alacağı tüm kararların geçersiz olacağını bildiririm. Şöyle ki; İslam Hilafetinin Osmanlı Saltanatından soyutlanması ve ayrılması ve Hilafetin tümüyle kaldırılması dini, kavmiyeti, vatanı belirsiz ve karışık askerlerden ve öteki sınıflardan oluşan küçük bir şer zümresinin kısmen zorla ve kısmen bilgisizlik ve gafletle yönlendirdiği beş-altı milyonluk Türk kavminin yetki alanı içinde değildir. Bu ancak tüm İslam dünyasınca atanan uzman kişilerden oluşan bir meclisin toplanması ve tüm din bilginlerinin ortak kararı ile çözümlenecek büyük bir evrensel sorundur.

İslam bilginlerinin bildiği üzere şeriata aykırı kararlar herhangi makamdan olursa olsun sonuçsuz kalmaya mahkumdur. Bundan başka bu durumun, içinde bulunulan koşullarda İslam dünyasında sonuçları pek vahim olabilecek büyük bir heyecana yol açacaktır. Ayrıca gelişmiş ülkelerin iç güvenliklerine de büyük bir etki yapacaktır.

Hanedanımın ileri gelenleri aleyhinde Ankara Meclisi tarafından kabul edilen sürgün ve kovma, emlakine ve bireysel mallarına el koyma gibi haksız kararları hanedanım bireylerini, insan ve kişilik haklarından soyutlar mahiyettedir. Bu konuda yüce kişiliğiniz ve Cumhuriyet Hükümetiniz tarafından olanaklar ölçüsünde yapılabilecek yardımları pek değerli sayacağımı açıklamaya gerek yoktur.

Bu vesile ile sağlıklı olmanızı yüce haktan niyaz eylerim.

13 Mart 1924

Mehmed Vahidettin

Atatürk ABD Türkiye İslam