16 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Vurgun marketlerle sınırlı değil

Gaffar Yakınca

Gaffar Yakınca

Gazete Yazarı

A+ A-

Türkiye, dünyada gıda enflasyonu en yüksek olan dördüncü ülke. İlk sıralara baktığımızda, Zimbabve, Lübnan, Venezuela, İran, Arjantin, Sri Lanka gibi ülkeleri görüyoruz. Bunların Türkiye ile arasındaki temel fark, hiçbirinin gıda üretiminde kendi kendine yeterli olmaması.

Yani misal, petrol ve gübre maliyetlerindeki artışın bu ülkelerdeki temel gıda fiyatlarını çok olumsuz yönde etkilemesi anlaşılır bir durum. Dünyadaki tüm ülkeler girdi maliyetlerindeki artışlardan etkileniyor, en çok etkilenenler ise tabii ki girdileri ve gıdayı dışarıdan alanlar. Ancak gıdada kendi kendine yeterli az sayıda ülkeden biri olan Türkiye’de temel gıda fiyatlarının bu denli artması girdi maliyetleri ile izah edilebilir değil. Bolca gıda maddesi üretmemize rağmen gıda fiyatlarımız enflasyondan katbekat fazla artıyor. Neden diye sorunca da işte uzun süredir anlattığımız zincir marketlerin manipülasyonları akla geliyor.

VURGUN, MARKETLE SINIRLI DEĞİL

Ancak konu zincir marketler ve onların paravan şirketleri ile sınırlı değil. Örneğin, piyasada iyi bilinen bir çay markasının depolarını yüzbinlerce ton şekerle doldurduğu konuşuluyor. Büyük üreticilerin bazı toptancılarının normal seviyenin çok üzerinde stok tuttukları söyleniyor. Büyük şehirlerin mücavir alanlarında depo bulmak neredeyse imkansız hale gelmiş durumda, çünkü irili ufaklı pek çok tüccar, çaktırmadan stokçuluk yapıyor. Bazı büyük çaplı üreticiler de bu işlerde tüccarlardan geri kalmıyor.

Stokçuluk ve piyasa vurgunculuğu, “paradan para kazanmanın” önünü açıyor. Serbest piyasa denilen putun arkasına sığınılarak gizliden gizliye yürütülen bu hırsızlık, ekonomik hayata tefecilikten bile çok zarar veriyor. Vurguncular, bankalardan aldıkları kredileri de yeni yatırımlar için değil, vurgunun boyutunu büyütmek için kullanıyor.

GİRDİ MALİYETLERİ O KADAR ARTTI MI?

Gelelim şu meşhur girdi maliyetleri konusuna. Biz ne zaman bu vurgunculardan söz etsek hemen birileri çıkıp “ama enflasyon var, ama girdi maliyetleri” diye itiraz ediyor. En çok verilen örnek de petrol fiyatları.

Dünyada ham petrol fiyatları bir yılda %14 arttı. Dolar’ın TL karşısındaki artışı ise %50. İkisini toplayın %64 yapıyor. Rafinerilerin en önemli girdisi petrol ve bu dönem zarfında petrolden daha fazla artan bir girdi yok. Örneğin işçi ücretlerdeki artış en çok %50 düzeyinde. Ama tüm bunlara rağmen aynı dönemde Türkiye’de akaryakıtın pompa fiyatı %136 artmış!

“Bu nasıl bir iştir, bu paralar nereye gidiyor o zaman” diye sormayın. Tüpraş rafinerisinin astronomik kar kalemine bakın, nereye gittiğini görürsünüz. Yılın ilk 9 ayında Tüpraş’ın karındaki artış, bir önceki döneme göre %1200. Yanlış okumadınız, maliyetleri %60 civarında artan Tüpraş karını tam 12 kat artırmış. Onca para da patron kimse onun cebine gitmiş.

PEYNİRİN TAMAMI MAZOTTAN YAPILSA

Tekrar gıda fiyatlarına, her defasında “ama mazotun fiyatı çok arttı” diyen toptancılara, marketlere dönelim. Tamam kardeşim, siz de “kader kurbanısınız”, rafinerinin fiyatına mecbursunuz. Mazotun fiyatı %136 artmış. Peki sizin peynire yoğurda %250, deterjana sabuna %400 zam yapmanızı nasıl izah edeceğiz? Peynirin tamamını mazottan üretseniz gene bu kadar zam olmaz!

Biz kaç gündür bunları yazıyoruz. Hala “fiyatlar kontrol edilirse dengeler bozulur” diye konuşan “uzmanlar” var. İşte burnumuzun dibinde Yunanistan, tam 51 kalem üründe fiyatları sabitledi ve devlet denetimine soktu. Yunanistan üretici güçlerin gelişkinliğinde bizim kat be kat gerimizde. Onların bu halleri ile yaptığını bizim yapmamız çok mu zor? Vatandaşın sofrasının dengesi bozulacağı kadar bozulmuş zaten, biraz da şu haramilerin kâr-zarar dengeleri bozulsa ne çıkar?

İran Libya Venezuela Arjantin