Yaşasın tiyatro!-(TAMAMI)

Ortaçağ’ı tam kıvamında yaşayamamış ülkemin oraya geri dönüp sıfırdan başlamak isteyen, kürtaj, sezaryen tartışması içindeki gündemi sinirimi bozuyor. Bu kadar da salak olamayız!

Biz tiyatrocuların parayla pulla pek ilgisi yoktur. Bir aşk olarak vardır tiyatro hayatımızda, yaşama biçimimizdir. Bizi sabah kahvaltısına davet eden tiplerden nefret ederiz. Ne sabah kahvaltısı? Akşam yemeğini gece yarısından sonra yedik. Kahvaltı öğlendi. Aç karnına oynarız tiyatroyu, ayı olmadığımız için, çünkü mide boş olmak zorunda. Esasen biraz deliyiz biz tiyatrocular, bizi iflah edemezsiniz. İşimiz muhalefet!

Tiyatrodan korkuyorlar. Tiyatro tarihimiz yasaklanmış oyunlarla doludur. Kimi tiyatrolar oynanan oyun yüzünden yakılmıştır, Brecht’in Sezuan’ın İyi İnsanı oyunu dolayısıyla yakılan Tepebaşı Tiyatrosu. Muzur Müzikal’i çok muzır bulan poşet beyinliler tarafından elektrik kontaklanan Şan Tiyatrosu...

Şehir ve Devlet Tiyatroları’na yapılan taarruz, Ortaçağ’a geçişin önemli halkalarından biri. Sırada “çok ayıp” bale ve opera var!

Özel tiyatronun izleyicisi giderek azalıyor, izleyici o bilet parasını denkleştiremiyor. Şehir Tiyatrosu, Devlet Tiyatrosu bunun için vardır, 3 paraya oynar oyunu, bu herkesin tiyatroya gidebilmesini sağlar.

İstanbul Şehir Tiyatrosu’nun önümüzdeki sezon perde açacağı kimi oyunlar belirlenmiş, şubat ayında ihalesi gizlice açılmış, ilgili başvuruculara verilmiş.

Bundan Şehir Tiyatrosu biletlerinin artık o kadar ucuz olmayacağı anlaşılıyor. Yoksa o tip o gizli ihaleye niye sızıyor? Halkın ucuz tiyatro izlemesine ket vuruluyor. Kimse tiyatro izlemesin isteniyor.

Şehir Tiyatrosu’nun “bişeyleştirilmesi”ne direnen arkadaşlarla dayanışmak adına, Nasri Hoca ve Muhalif Eşiği’ni 7 Haziran Perşembe saat 20.00’de ücretsiz olarak sergileyecek Ortaoyuncular.

Buyurun işçiler, emekçiler, öğrenciler, geliri her gün daraltılan memurlar, işsizler! Ses Tiyatrosu’nun kapısı 19.30’dan itibaren ardına kadar açık olacak.

Gelenleri biz alkışlayacağız! İlerde gene ücretsiz gösteriler yapacağız. Gerekirse meydanlarda, sokaklarda oynayacağız. İzin verilirse, biber gazı sıkılmazsa!

Yaşasın tiyatro!