02 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yaşlı nüfus, Çin için bir engel mi?

Adnan Akfırat

Adnan Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

Doğu Perinçek’in benzetmesiyle “alafranga aydınlarımız” iştiyakla “Çin’in büyük demografik kriz yaşadığı”nı ileri sürüyorlar. Kerameti kendinden menkul “Çin uzmanlarımız” da Çin’de yaşlı nüfusun artmasının, Çin’in büyümesini durduracağı kehanetinde bulunuyorlar.

Çin’in 2020 nüfus sayım sonuçları açıklandıktan sonra Reuters’un Çin Ofisi’nin ortaya attığı bir iddia bu. (1) Reuters’den beklenen pası alınca Atlantik sisteminin bütün ağır topları, Financial Times’tan Guardian’a, Forbes’ten Fortune’a, Atlantic Council’den CSIS’ye, IMF’den Euromonitor’a aynı seda ile kale önünde toplandılar. (2)

PENTAGON’A VERİLEN AKIL

Nüfusun yaşlanması gelişmiş kapitalist ülkeler için büyük bir endişe konusu. Gelişmiş ülkelerde nüfusun yaşlanmasından sonra ekonomik büyüme hızının çok düşmesine işaret ederek, Çin ekonomisinin de gelecekte keskin bir şekilde gerileyeceğini ileri sürüyorlar.

Tezleri, nüfus yaşlandıkça, ekonomi işgücü eksikliğiyle karşı karşıya kalacak ve bu da emek ücretlerini artıracaktır. Ücretler yükseldikçe fabrikalar emeğin daha ucuz olduğu ülkelere taşınacak ve  Çin “dünyanın fabrikası” olma niteliğini yitirecektir.

ABD’nin başkenti Vaşington’un etkili medya kuruluşu The Hill ise, Çin’in yaşlı nüfusunun artmasını, Pentagon’un Çin ile mücadelede mutlaka kullanacağı bir araç haline getirmesini salık vermeye kadar götürdü. (3)

Türkiye’deki liberallerin fikri beslenme kaynağı olan The New York Times gazetesi, The Hill’in tavsiyesine uyarak, Çin’in yaşlı nüfusu konusunu Çin’e karşı bir psikolojik savaş konusu yapıyor. (4)

Fudan Üniversitesi’nden Prof. Shen Yi, The New York Times’in yıkıcılık çabasını saptadıktan sonra ABD için büyük sorun olan bir şeyin sosyalist bir ekonomide aynı ölçüde bir sorun olmayacağını başarılı bir şekilde açıklıyor. (5)

KARGADAN BAŞKA KUŞ BİLMEYENLERE

Bütün gürültünün kaynağı, Çin’in 7. Nüfusu Sayımı sonuçlarına göre, 60 yaş ve üzeri nüfusun toplam nüfus içindeki oranının %18.7 olduğunun belirlenmesiyle başladı. Yaşlı Çinlilerin sayısı 264 milyon kişi. 65 yaşının üzerindekilerin oranı ise %13.5 ve sayıları 190 milyon 600 bin kişi. Sorun olarak ileri sürülen çalışan nüfusun oranının bir önceki sayıma göre %6,79 azalması.

Çin’in nüfus artış hızının düşmesinin bir ekonomik felaketle sonuçlanacağı tezi, “kargadan başka kuş tanımam” zavallılığıdır. Almanya veya Japonya’da yaşanan sorunun Çin’de da aynı sonuca ulaşacağı tezi, Çin’in kapitalist olduğu iddiasına dayanıyor. Oysa Çin’in “mucize” diye nitelenen büyümesinin dayanağı sosyalist olması.

Çin’de planlı bir ekonomi var. Çok büyük bir seferberlikle ve titizlikle hazırlanan Beş Yıllık planlar, özenle uygulanıyor. Çin’in karşıya bulunduğu sorunlar, daha ortaya çıkmadan saptanıp, önlemler planlanıyor. Örneğin, Çin’in tek çocuk politikasının olumsuz etkilerinin araştırılması ve çözüm önerilerinin belirlenmesi çalışması 1994 yılında başlatılıyor. Çin’de temel eğitimin süresinin 12 yıla çıkarılması hedefi, işgücü kaybının telafi edilmesi için de bir çare olarak planlanıyor.

SOSYALİZMİN ÜSTÜNLÜĞÜ

Kapitalist ekonominin kaotik doğası gereği, pazarın yarattığı sorunlara kendi içinde çözüm yok. Nitekim, Batılı ülkeler işgücü açığını “göçmen işçi” yoluyla kapatmaya çalışıyor. Kısa vadede işgücü açığını kapatsa da uzun vadede toplumsal uyumsuzluk ve istikrarsızlık nedeni oluyor.

Kapitalist ekonomilerde, her şeyin belirleyicisi piyasa. Örneğin İngiltere, 18. Yüzyılda tekstilin merkeziydi. Ancak 20 yüzyılda bütün İngiltere’de tekstil atölyesi kalmadı.

Çin’de her şeyi piyasa belirlemiyor. Piyasanın “görünmez eli” ile devletin görünen eli birlikte çalışıyor. 20 yıl önce Şanghay Çin’de tekstilin başkenti idi. Şu anda Şanghay’da da tekstil atölyesi yok. Ancak tekstil fabrikaları önce Şanghay’dan komşu Anhui eyaletine, orası gelişince de daha iç bölgelere ve nihayet en az gelişmiş olan Tibet, Qinhai ve en çok pamuk üretilen Uygur Özerk Bölgesi’ne taşınıyor. 2021 Eylül’ünde Uygur Özerk Bölgesi’nin Aksu kentinde ziyaret ettiğimiz dünyanın en büyük pamuk ipliği üreticilerinden Huafu Tekstil’de robotlarla üretim yapıldığına tanıklık ettik. Huafu, ABD’nin “zorla Uygur işçi çalıştırdığı” gerekçesiyle yaptırım uyguladığı bir şirket.

Çin’de devletin sorunlara nasıl yaklaştığı da önemli bir fark.  Çin Ulusal İstatistik Bürosu (NBS) başkanı Ning Jizhe “Nüfusun yaşlanması, Çin’deki önemli bir eğilim. Uzun bir dönem Çin'in ulusal koşulu olacak. Bu hem üstesinden gelinmesi gereken bir sorundur ama aynı zamanda bir fırsattır” diyor.

Ning Jinze’ye göre fırsatlar şunlar:

  • Beyaz saçlıları hedeflediği için "gümüş ekonomi" diye adlandırılan yeni bir üretim ve tüketim alanı gelişecektir. Yaşlılar için ürün ve hizmet tüketimi genişler.
  • İş gücünün niteliğini artırarak teknik ilerlemeleri hızlandırabilir. (6)

PROF. JUSTIN LIN YIFU’NUN DEĞERLENDİRMESİ

Çin’in en ünlü ekonomik yorumcusu Prof. Dr. Lin Yifu, Çin’i Batılı ülkelerle karşılaştırarak, felaket tellallığı yapmanın, yapanları komik duruma düşüreceği uyarısını yapıyor.

2008-2012 arasında Dünya Bankası Başkan Yardımcısı olarak da görev yapan “Justin Yifu Lin” Peking Üniversitesi’ne bağlı “Yeni Yapısal Ekonomi Enstitüsü”nün Dekanı.

Prof. Dr. Lin Yifu’nun “Çin Ekonomisi Üzerine” isimli 2021 tarihli son kitabında “yaşlanma sorunu”na ilişkin önemli değerlendirmeler yapıyor. Çin’in “Aydınlar” internet sitesi, bu kitaptan bir özet çıkarmış. Oradan aktarıyoruz. (7)

GERİDEN GELMENİN AVANTAJI

Prof Dr. Lin’in tezleri şunlar:

Çin hala gelişmekte olan bir ülke. Gelişmiş ülkelerin yaşadığı sorunlardan öğrenip, benzer hatalara düşmeme imkanına sahip. Geriden gelmenin üstünlüğü bu. 2020 Nüfus Sayımı sonuçlarında üç önemli veri var:

a. Üniversite eğitimli nüfus 218,36 milyondur.

b. Kentsel nüfus 901,99 milyon olup, oranı %63,89'dur; kırsal nüfus 509,79 milyon olup, oranı %36,11'dir.

c. Çin’in en kalkınmış Doğu bölgesinin nüfusunun oranı %39,93, görece kalkınmış orta bölgenin nüfusunun oranı %25,83, en az kalkınmış batı bölgesinin nüfusunun oranı %27,12 ve geliştirilmeye ihtiyaç duyan kuzeydoğu bölgesinin nüfusunun oranı ise %6,98'dir.

Bu verilere göre, Çin’in nüfusu artmasa bile, işgücünü katma değeri görece düşük olan sektörlerden, görece yüksek katma değerli sektörlere kaydırabiliriz. Teknolojik ve endüstriyel iyileştirmeyi hızlandırmak için hala alanımız mevcut, dolayısıyla ekonomik büyüme oranı düşmeyecektir. Aynı zamanda Çin’deki emeklilik yaşı dünyanın en erken emeklilik yaşı kategorisinde.

Erkekler 60 yaşında, kadınlar 55 ve bazı sektörlerde 50 yaşında emekli oluyor. Gelişmiş ülkelerde emeklilik yaşı genellikle 65 yaş üstüdür. Yaşlanan nüfus nedeniyle işgücü arzı daha az ise, emeklilik yaşını geciktirebilir ve işgücü arzını artırabiliriz. Daha da önemlisi, emeğin üretime katkısı sadece niceliksel değil nitelikseldir. Eğitimi geliştirerek işgücünün kalitesini artırabiliriz. Elbette yaşlanan nüfusun bizi etkilemediğini söyleyemem.

HİNDİSTAN VE AFRİKA’DA DAHA ÇOK GENÇ VAR!

Ancak, esas çözüm üretici güçlerin özgürleşmesidir. Yaşlanma ile Çin’deki demografik getirinin ortadan kalktığı argümanına katılmıyorum. Bu argüman, Çin'in geçmişteki hızlı büyümesinin demografik getiriden kaynaklandığını ileri sürüyor. Büyümenin kaynağının nüfusun büyük bir kısmının üretkenliği düşük olan kırsal alanlardan, üretkenliği yüksek olan kentsel imalata aktarılması olduğu saptanıyor. Ama bence bu, Çin'in hızlı ekonomik büyümesinin sadece ikincil nedenlerinden.

Hindistan ve Afrika, Çin'den daha fazla kırsal nüfusa sahip ve gençlerin oranı da Çin'den daha yüksek. Yukarıdaki teoriye göre Hindistan ve Afrika Çin'den daha hızlı gelişmeliydi! Yalnızca kırsal emek kentsel üretime sokulduğu zaman getiri elde edilmez. Düşük katma değerli imalat sanayilerinden yüksek katma değerli sanayilere emek transferini de hesaba katmak gerekir. İmalat sanayiinde pek çok basamak vardır. Sanayi sürekli olarak geliştirildiği ve düşük katma değerli sektörlerde istihdam edilen işgücünün, işgücü verimliliği yüksek olan imalat sanayine tahsis edildiği sürece, getiri her zaman var olacaktır.

EMEĞİN ÜRETİME KATKISI NİCELİKSEL DEĞİL

Emeğin üretime katkısı bir yandan niceliksel, diğer yandan nitelikseldir. Daha önemlisi, işgücünün kalitesidir. İşgücünün kalitesinin iyileştirilmesi eğitimin iyileştirilmesine bağlıdır. Ülkemizde eğitim son yıllarda çok gelişti. Eğitim, işgücünün kalitesini iyileştirebilir ve azalan işgücü sayılarını telafi edebilir. Nüfus artmasa bile, her işçi aynı zamanda daha fazla, daha iyi ve daha değerli şeyler üretecektir ve ekonomi büyüyecektir. Bu gelişmiş ülkelerde olmayan bir avantajdır.

ÇİN’İN HALA %8 BÜYÜME POTANSİYELİ VAR

Prof. Lin Yifu’nun büyüme oranı açısından değerlendirmesi de çarpıcı:

“Katma değeri düşük sektörlerden yüksek katma değerli sektörlere işgücü tahsisi olasılığını, emeklilik yaşının yükseltilmesi olasılığını, eğitim kalitesinin iyileştirilmesi olasılığını hesaba kattığımızda, 2035'e kadar Çin’in yıllık %8'lik bir büyüme oranına ulaşabileceği kanısındayım.”

SONUÇ: AMAÇ ÜRETMEK DEĞİL İNSANİ GELİŞİM

Bağımsız bir devlet, kendi ulusal kaynaklarına dayanarak kalkınmasını gerçekleştirir. Kalkınmanın amacı, daha fazla üretip, çılgınca tüketmek değildir. Nüfusu yaşlı ise, ekonomisini halkının koşullarına göre düzenleyecektir.

Örneğin, robotlar hızla mavi yakalı işçilerin ve yapay zekâ (AI) beyaz yakalı çalışanların yerini alacak. Çin'deki robot işçi yoğunluğu (10.000 çalışan başına kurulu endüstriyel robot) Fransa ve İsviçre'dekinden bile daha yüksek. Gelecekte Çin'in fabrikalarda daha az, laboratuvarlarda ve yeni teknoloji şirketlerinde daha fazla kişiye ihtiyacı olacak.

Sağlık hizmetlerine ve yaşam boyu eğitime daha fazla yatırım yapmak, emeklilik yaşını yükseltmek ve daha fazla robot ve yapay zekâ sistemi kullanmak, yaşlanan nüfusun yaratacağı soruna yanıt olacaktır.

1. Ryan Woo ve Kevin Yao, “China demographic crisis looms as population growth slips to slowest ever”, Reuters, 11 Mayıs 2021.

2. Vincent Ni ve Helen Davidson, “Why China and east Asia’s ageing population threatens global Covid recovery”, Financial Times, 11 Mayıs 2021; Milton Ezrati, “Recognize That China Has Huge Demographic Problems”, Forbes, 25 Mart 2021; Grady McGregor, “China’s population slowdown is a ticking time bomb Beijing can’t disarm fast enough”, Fortune, 3 Haziran 2021; Dexter Tiff Roberts, “Can China’s Communist Party defuse its demographic time bomb?”, Atlantic Council, 21 Aralık 2021; David Dollar, Yiping Huang ve Yang Yao, “China’s long-term success will depend primarily on addressing its internal challenges”, IMF, 2021 Yaz; Sarah Boumphrey, “China’s Five Big Challenges to 2030”, Euromonitor, 27 Mayıs 2014.

3. Susan Yoshihara, “Biden's Pentagon can exploit China's population decline”, The Hill, 25 Şubat 2021.

4. Steven Lee Myers ve Alexandra Stevenson, “China’s Births Hit Historic Low, a Political Problem for Beijing”, The New York Times, 17 Ocak 2022.

5. Shen Yi, “NYT targets China’s population decline to divert from US inability”, Global Times, 19 Ocak 2022.

6. “China's aging population a challenge, also an opportunity: official”, Xinhua, 11 Mayıs 2021.

7. Justin Yifu Lin, On China’s Economy, CITIC Publishing Group, April 2021.