16 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yemen ‘soykırımı’

Gönül Kenter

Gönül Kenter

Eski Yazar

A+ A-

Yemen! Kanayan yara...
Bir deri bir kemik kalmış ceylan gözlü masum yavruların açlıktan ölüme terk edilişteki son bakışları...
Parçalanmış küçücük bedenlerinin fotoğrafları...
Batı basınının genellikle hiç yokmuş gibi davrandığı, çoğu kez sadece sosyal medyada yer alan, her seferinde hafızaya ok gibi saplanan emperyalist vahşetin kareleri.
Yaşatılan acılara yüreğin yetmediği, bir halkın çığlığının susturulduğu yer,
Yemen...
Coğrafyayı kasıp kavuran, kana bulayan emperyalist zulmün ateşi, Yemen’de de düştü içimize.
YEMEN HALKI YOK EDİLİYOR
ABD, Mısır, Bahreyn, Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Fas, Sudan ve Senegal koalisyonu Mart 2015’ten bu yana Yemen’e karşı savaş yürütüyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) verilerine göre Yemen’de savaşın başlatılmasından itibaren en az 7 bin 300 çocuk katledilmiş. Resmi olmayan rakamlara göre on binlerce kurban söz konusu. 85 bin çocuğun açlık nedeniyle ölüm tehdidi ile karşı karşıya kaldığı, halkın yüzde 80’inin insani yardıma muhtaç olduğu bildiriliyor. Bombalı saldırılar sonunda ülkenin altyapısının neredeyse tamamının zarar gördüğü rapor ediliyor. Yetmezmiş gibi, özellikle Mısır ve diğer saldırı ortağı ülkelerden organ mafyalarının Yemen’e musallat olup, kaçak organ ticareti yaptığı söyleniyor.
Yemen halkına benzersiz büyük vahşet yaşatılıyor.
Yemen’e karşı ABD ve AB ile ortaklarının Suudi Arabistan önderliğinde yürüttüğü savaşın adı ‘soykırımdır’!
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SUÇ İŞLİYOR

Birleşmiş Milletler her ne kadar Yemen’de dünyanın en büyük insani felaketinden bahsetse de, Yemen halkına uygulanan ‘soykırımı’, 2015 yılında aldığı 2216 sayılı karar ile meşrulaştırmıştır.
Birleşmiş Milletler’in 2216 sayılı kararıyla, Husi’lere silah ambargosu getirilirken, saldırgan koalisyon güçlerine karşı silah ambargosu getirildiği açıklaması bulunmuyor!
Saldırganın yanında yer alarak suça dahil olan Birleşmiş Milletler’in meşruiyetinin tartışmalı olduğunu, Suriye veya Libya’daki aynı tutumu nedeniyle daha önceki yazılarımda eleştirmiştim.
Yaptırımlar elbette silah ambargosuyla sınırlı değil, ülkeye dışarıdan her türlü gıda ve ilaç yardımını yasaklamanın, tank tüfekle saldırıdan daha ölümcül olduğunu Filistin’den, İran’dan, Venezuela’dan biliyoruz.
Yasakların ithalata aşırı derecede bağımlı Yemen halkını yok etmek için en tesirli silah olarak kullanıldığı bir gerçek.
Birleşmiş Milletler kararlarının Yemen halkını abluka altına alma ve sessiz bir imha programıdır’ demek sadece bizim insanlık borcumuz olmamalı.
Nitekim tek tük de olsa Batılı bazı vicdan sahibi aydın ve akademisyenlerden son günlerde benzer açıklamalar gelmeye başladı. Ancak ana akım Batı medyası, Batı başkentleri, siyasiler Yemen halkının imhasına sessiz.
ALMANYA SUÇ ORTAĞI
Alman hükümeti dünyanın gözü önünde Yemen halkının yok edilmesinde aktif rol oynuyor.
Federal Ordu’nun Suudi askerleri eğitmesi, silah sevkiyatı, Yemen limanlarını bloke eden fırkateynleri vermesi, Almanya’nın Yemen’in yıkımındaki sorumluluğunun; kanlı ortaklığının yeterli kanıtlarıdır.
PONTUSÇU SOYTARILAR
Onaylamayız ancak bir yumruk atılsa Türkiye’yi yerden yere vurup Batı’ya şikayet edenlerin, oradan medet umanların aklına ‘insan hakları’ adına Yemen gelir mi dersiniz?
Veya Batı saldırganlığı sonucu mülteci botlarında her gün Akdeniz’in sularına gömülmeye mahkum edilen Libya halkı?
Suriye’nin en verimli topraklarının gasp edilip PKK bekçiliğine verilmesine itiraz edebilirler mi?
ABD’nin bölgedeki sözcüsü İsrail’in, Gazze’de dünyanın en büyük açık hava toplama kampında Filistin halkını günden güne yok etmesine tek itirazları var mıdır?
Bağlı bulundukları ABD ve ortaklarının Büyük Ortadoğu Projesiyle Müslüman coğrafyada yapılan çağın soykırımlarını görmezden gelip, yüz yıl öncesini çarpıtarak her koldan soykırım yalanlarıyla Türkiye’nin üstüne çullanan Pontusçulara, Ermeni diasporasına ve içimizdeki uzantılarına ne demeli?
Amerikan zulmüyle yok edilen halkları, bir kereliğine olsun dert edinebilirler mi?
Emperyalist zulme hayır diyebiliyorlar mı?
Elbette hayır, çünkü onlar saldırgan ABD ve ortaklarının bölgeyi kuşatma projesinin sivil toplum, vakıflar ve siyasi kuruluşlar içine yerleştirilmiş piyonlarıdır.
Topraklarımıza göz dikmiş, 1923 Cumhuriyeti’nin düşmanı terör örgütünün ya azmettiricisi ya da siyasetçi kılığındaki sözcüleridir.
Tanı onları Türkiye!
Barışlarının savaş anlamına geldiğini ‘özgürlük’, ‘adalet’, ‘demokrasi’ sloganlarının ülkelerin paramparça, halkların yok edilmesinin maskesi olduğunu gör Türkiye!
Sahte ‘kardeşlik’, ‘Herşey daha daha güzel olacak’ çağrılarına kanıp peşlerinden gitme, sakın o tuzağa düşme Türkiye!
Bağımsızlığın sembolü, yüz yıllık onurlu Cumhuriyet tarihinden senin cesaret alacağın pek çok kararlılık, dürüstlük, fedakarlık ve kahramanlık örneği var.
Kendine güven! Tarihte başardık, yine başaracağız.
19 Mayıs, Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı’mızın 100’üncü yılı kutlu olsun!