27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Medyada kartele değil, marketlere soruşturma!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

Türkiye’de yargıdan-bürokrasiye, yasa, hukuk ve vicdana uygun davranan, partizanlığa bulaşmayan, objektif ve kamu yararına icraatlar yapan neredeyse hiçbir kurum ve kuruluş kalmayacak bu gidişle.
Neredeyse her ay, ülkeye kaynağı ve sahibi meçhul milyarlarca dolar girip çıkıyor, ilgili kurumlardan tek ciddi bir araştırma-soruşturma yok.
Medyada, Basın Yayın Yüksekokullarında bile örnek olay (case study) olarak okutulabilecek, kartelleşme ve tekelleşmeye yol açacak hisse ve mülkiyet devirleri ve satışları yapılıyor. Rekabet Kurumundan hiçbir ciddi adım ve önlem gelmiyor.
İşletme hakkı (özelleştirme yöntemlerinden birisidir) devri ile Tank Palet Fabrikası yani Stratejik Savunma Sanayimiz de Katarlılarla ortak olarak yandaş firmalara, değer tespiti, ihale ilanı ve katılım rekabeti sağlanmadan devrediliyor, kimseden ses seda çıkmıyor.
Kamusal Sermayeli bankalar, mevduat maliyetlerinin altında “zararına” tüketici kredisi ve konut kredilerini tam da seçim zamanı dağıtıyorlar. Orta yerde “görev zararı” kararnamesi dahi yokken bunu nasıl yapıyorsunuz, rekabet hukukuna uygun mu diye soran ve merak eden de yok.
Bürokrasi, Anayasa, yasalar ve teamüllere uygun davranmıyor. Objektif, şeffaf ve tarafsız davranmıyor birçok hususta.
Sanki iktidar hiç değişmeyecek,
Sanki hiç denetim yapılmayacak, sanki hiç hesap verilmeyecek zannediyorlar herhalde.
Siyasetin sandıkta, bürokrasinin ise yargıda hesap verebileceğini akıllarına bile getirmiyorlar anlaşılan.
İşte şimdi de, T. Erdoğan’ın ve Damat Bakan’ın seçim konuşmalarındaki iddialarını adeta emir kabul ederek, 23 market zincirine soruşturma açmaya yönelmiş vaziyetteler.
Hâlbuki binlerce şubeleri vasıtasıyla, aralarında kıran-kırana bir rekabetin olduğu belli-başlı sektörlerden birisidir, perakende satış zincirleri.
Ne yani, kamusal sermayeli bankalar gibi zararına ticaret mi yapsınlar isteniyor?
Özel sektör, karlılık ve verimliliğini göz ardı ederek, hayatın gerçeklerini, yüksek enflasyonu, fahiş tarımsal ürün maliyetlerini, pahalı taşımacılığı, ağır vergi yükünü göz ardı ederek iktidara yaranmak ve seçim kazandırmak için “zararına” satış ve iş mi yapsın isteniyor acaba?
Hâlbuki tüm bunlar nafile işlerdir. Panikle alınmış yararsız ve baskıcı kararlardır.
Sonuç ise ekonomi için her zaman olumsuz olur.
Biraz akıllı olun artık!