03 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Mehmetçik Afrin’de dövüşürken Lozan’ı tartışmak!

Koray Gürbüz

Koray Gürbüz

Eski Yazar

A+ A-

Aslında hikâye hiç değişmiyor... Ne zaman milli bir mesele olsa ne zaman vatan evlatları kahraman Türk ordusunun arkasında yer alsa ne zaman el ele, omuz omuza bir şeyler yapılmaya çalışılsa hemen birileri çıkıp Cumhuriyet’e, kurucu değerlerimize ve bu topraklar uğruna kanını ve canını veren Kurtuluş Savaşı kahramanlarına karşı taarruza geçiyor. Ne zaman gündem “vatan” olsa, ne zaman beka sorununa dikkat kesilse geniş kitleler, hemen birileri çıkıp, tarihi parçalara ayırıp tarihten bile nefret üretmeye başlıyor.

Türkiye öyle garip bir iklime teslim edilmek isteniyor ki ne zaman ayağa kalkmak istesek hemen Osmanlı’nın torunu olmakla övünenler Cumhuriyet’e saldırmaya başlıyorlar. Aslında öyle saçma bir hal ki bu, bir yandan dedesine küfredip aynı anda dedesinin dedesiyle gurur duyabileceğine inanıyor bazı insanlar.

Oysa mesele çok açık ve net! Milletlerin tarihleri siyaset uğruna bölünüp, kategorik iyiler ve kötüler şeklinde parçalanamaz. Bu anlamda Osmanlı’nın torunu olmakla Selçuklu’nun torunu olmak ve hatta Göktürklerin torunu olmak arasında fark yoktur. Zira hepsi aynı insanlardır. Tek fark, farklı zamanlarda yaşamalarıdır. Nasıl ki normal bir insan babasının, dedesinin ve hiç yüzünü görmemiş olsa da onların babalarının hem genetik hem de kültürel olarak devamıyla Türk milleti için de ne Türkiye Osmanlı’dan kopuktur ne de Selçuklu ya da Göktürk devletlerinin biri, diğerinden daha iyidir. Her biri aynı büyük nehrin farklı zamanlarda akan suyudur ve hepsi Türk milletinin eseridir.

Ama mesele siyaset olunca hele hele “ucuz siyaset” olunca, vatan evlatları Afrin’de teröristlere karşı mücadeleye başlamışken ve büyük Türk milleti tüm gücüyle Mehmetçik’in arkasında saf tutmuşken hemen birileri “Lozan’ı tartışmaya açabiliyor!” Hem de “tarihi belgeler (!)” ışığında bunları anlatmaktan, düşman olarak kodlanan grupları madara etmekten bahsedilebiliyor.

İnancım odur ki şu anda Kuzey Suriye’de PKK’ya terör ordusu kurduran ve aynı bölgede bir terör devleti kurdurmak için uğraşan emperyalist ülkelerin Türkiye’den sorumlu ajanlarına gitseniz ve Türkiye’nin Afrin’deki operasyonuna zarar vermek için ne yapılmalı diye sorsanız size tereddüt etmeden: “Türkiye’nin iç cephesini bölün! Mesela Lozan tartışması açın ya da Cumhuriyet kurucularına küfrettirin!” derdi.

Çok ilginçtir, emperyalistlere iş bırakmadan Türk milletini bölmek için hevesle bekleyen yöneticiler var memlekette. İşleri güçleri milleti kafasını karıştırmak... Hem de Mehmetçik, Afrin’de teröristlerin üstüne çullanmışken hem de kahraman Türk milleti kendisine biçilen kefeni yırtıp atmak için ayağa kalkmışken!

Oysa bilinmelidir ki hayat da siyaset de oyuna gelmez. Nasıl ki siyasi hedefi olmayan askeri harekâtların başarı şansı yoksa nasıl ki yığınakta yapılan hata sahada ortadan kaldırılamazsa iç cephesini birleştiremeyenler de dış cephede başarılı olamazlar.

Savaşta olduğunu düşünen bir hükümetin de bu anlamda görevi iç cepheyi tahkim etmek, savaş giderlerini karşılayacak ekonomik adımları atmak ve elbette vatanın en yetenekli evlatlarını “ocu, bucu” demeden yönetim kadrolarına getirmektir. Tabi bunları yaparken milli kalabilmenin koşulu Mehmetçik Afrin’de dövüşürken Lozan’ı tartışmak değil Lozan’ı anlamak ve bu memleketi kurtaran o güzel insanlar kadar fedakâr olmaktır. Aksi her durumda zaman elbet akar geçer ve Türk milleti elbet bir çıkış bulur ama milletin arasına nifak sokanlar için tarih hükmünü çok ağır kelimelerle verir.