27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ne yaptınız bu paraları?

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

Türk ekonomisi kaynağı ve sahibi meçhul, kirli ve kara paranın cirit attığı, ağır borçlu, üretmeden tüketen bir sömürge ekonomisi görüntüsü veriyor maalesef.

Ödemeler Dengesi Bilançosu’nun net hata noksan kaleminde geçmişte 1 yılda giren-çıkan bu tür para miktarı, AKP iktidarı döneminde 1 ayda girip çıkmaya başladı. Hiçbir ekonomik birim veya yönetici bugüne kadar bu paraların makul ve mantıklı bir izahını da yapamadı, yapamıyor.

2014 yılı Ocak-Ekim dönemini kapsayan 10 aylık bölümde Türkiye’ye net-hata noksan kaleminden 5.9 milyar doların girdiği görülüyor.

Bu para, ihracaat, müteahhitlik hizmetleri, kredi, mevduat vb. gibi bilinen meşru ve kayıtlı bir faaliyet karşılığı gelen para değil. Sahibi ve kaynağı meçhul kara para mı, kayıtdışı para mı, istihbarat örgütlerinin yönlendirdiği paralar mı bilmek mümkün değil maalesef.

***

Öte yandan “tüyü bitmemiş yetimin” hakkı olan ve Başbakanların “namusuna” tevdi edilmiş örtülü ödenek harcamaları ise akıl ve mantıkla açıklanması mümkün olmayan anormal boyutlara fırlamış durumda.

Gerek 2003-2013 yıllarını kapsayan R. T. Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde, gerekse 2014 yılında A. Davutoğlu’nun Başbakanlığında yapılan örtülü ödenek harcamalarının boyutları inanılmaz seviyelere yükselmiş vaziyette.

Geçmişte 1995 - 2002 yılları arasında farklı Başbakanlar tarafından örtülü ödenek harcamaları makul ve kabul edilebilir seviyelerde gerçekleşmişti. Ortalama yıllık 50-100 milyon TL’yi geçmiyordu bu harcamalar.

AKP iktidarı ile birlikte bugün aylık 100-150 milyon TL’lik örtülü ödenek harcaması yapılır hale gelindi.

2003 yılında yıllık 103 milyon TL olan örtülü ödenek harcaması, her yıl anormal boyutlarda katlanarak arttı ve 2014 yılının ilk 11 ayında toplam 1.1 milyar TL’ye ulaştı.

Yıl sonu itibariyle 2013 yılındaki 1.2 milyar TL’lik rekor harcamanın aşılabileceği tahmin ediliyor.

Peki bugüne kadar yaklaşık olarak günlük 3.4 milyon TL’yi bulan, her ay ortalama 100 milyon TL’yi aşan, “gizli hizmet” adı altında, örtülü ödenekten harcama yapan Başbakan ya da iktidar oldu mu derseniz, cevabı hayır olacaktır.

Örtülü ödenek, kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetlerinde, devletin milli güvenliğinin ve yüksek menfaatiyle itibarının korunmasında, siyasi-sosyokültürel konularla olağanüstü hizmetlerde kullanılabiliyor.

Ancak bu para Başbakan’ın şahsi ve ailevi ihtiyaçlarında kullanılamıyor. Ayrıca siyasi partilerin idari, propaganda ve seçim ihtiyaçlarında da kullanılamayacağı, yasa gereği...

“Tüyü bitmemiş yetimin” hakkı olan bu paranın harcanmasında bir denetim yok. Başbakanların ahlakına-namusuna tevdi edilmiş.

Elbette “örtülü ödenek” türü harcama kalemleri devletin hayati çıkarları için tahsis edilmelidir.

Biz her şeye rağmen, hiçbir Başbakan’ın böyle bir emanete ihanet edeceğine, bunu istismar edeceğine ihtimal vermek istemeyiz.

***

Geçmişte de yazdık, örtülü ödeneğin, oyuncak alımları, yandaş medya ve spor kulüpleriyle ahbap çavuş ilişkilerine kullanıldığı yönündeki söylentilere de bu nedenle inanmak istemiyoruz. Hele hele örtülü ödenekten ülkemizdeki muhalefetin yasadışı izleme ve dinlenmesi için teknik cihaz alımı yapıldığı iddialarını ise düşünmek bile istemiyoruz.

Öte yandan, örtülü ödenek harcamalarında son 3 yılda görülen çok anormal artışın “Allahu ekber” diyerek Haçlılar adına Suriye’de Müslümanların boğazını kesen, ciğerlerini söken IŞİD, El-Nusra ve benzeri vahşi-yobaz çetelere aktarıldığına dair iddialar hepimizin kanını donduruyor.

Yıllar boyu cari harcamalar veya yatırım ödeneklerinden bile oransal olarak daha fazla harcama yapılması haklı olarak bu konuda çeşitli vahim spekülasyon ve soru işaretlerinin kamuoyunda doğmasına neden oluyor.

Belki de bu konuda “çok özel” bir denetim getirecek yeni düzenlemeler yapılmasında yarar var.

TBMM’de bir komisyon kurularak konunun incelenmesi de düşünülebilir.

Bu harcamalarla ilgili her türlü şaibe ve yolsuzluk iddialarının zihinlerden silinmesi için, TBMM’de, oluşturulacak bir komisyona, Başbakan’ın (kanunen mecbur olmasa dahi) “gizli” bir oturumda bilgi sunması, son derece uygun bir hareket olur diye düşünüyorum.

Ekonomi bu haldeyken, günde 3.4 milyon TL gizli harcama neyin nesidir, herkes merak ediyor doğrusu!